D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Atatürkçülükte nal toplamak!

Atatürkçülükte nal toplamak!

“Atatürkçülük” on yıllardır çok kârlı bir alandı. Bir çok vasıfsız muhteris atatürkçülük yaparak öne geçti, milletin ensesinde boza pişirdi. Toplum atatürkçülük kullanılarak baskı altında tutuldu. 

Fikri olmayan fikrini, siyaseti olmayan siyasetini, ticareti olmayan ticaretini “Atatürk”ü kullanarak yürütmeye çalıştı. 

En kabiliyetsiz önde gidenler sıralamasında atatürkçüler hep en başta yer aldı!

Atatürk’ün Türklük vurgusuna rağmen, zaman zaman Arnavut hatta Yahudi olduğu iddia edildi. Bu iddialara bir yenisi daha eklendi: “Atatürk hem seyyid hem de şeriftir...”

“Seyyid”, Hz. Peygamberin, yani torunu Hüseyin’in soyundan gelen...

“Şerif”, Hz. Peygamberin, yani torunu Hasan’ın soyundan gelen...

Hay mübarek Atatürk!

Peygamber Efendi’mizin âline, ashabına hürmet ve riayet ederiz. Onun soyundan gelenlere de saygı duyarız. O kadar! Bu onlara yok yere bir rüçhaniyet kazandırmaz. Üstünlük takvadadır! En takvalılar onlar olmalı, öyleyse başımızın tacıdırlar.

Unutulmasın ki İslâm dünyasının âsî ve bagi ilan ettiği isyancı Hüseyin de “şerif”ti!

Peygamber soyundan gelmek önemlidir, bu önem de istismar edilmiştir. Tarihte sahte seyyidler, şerifler büyük yekûn tutuyor. 

Mustafa Kemal’e gelince...

Osmanlı olarak doğmuş, yaşamış, ömrünün bir döneminde müslüman-Türk olan Osmanlı kimliğini terk ederek batıcı, laik, sentetik bir etnik Türk kimliği kuşanmıştır. Kendisi bu kimliği kuşanmakla kalmamış, bütün topluma zorla benimsettirmeye çalışmıştır. 

Onun millet anlayışında “din”in yeri yoktur. İsteyen Âfet İnan’ın Medenî Bilgiler kitabına bakabilir. Vakıa, Millî Mücadele boyunca dini söylemi ön plana çıkarmış, dinden imandan bahsederek yolunu açmışsa da, Lozan’dan sonra dine ve dindarlara karşı açık tavır koymuştur. 

Tek parti devrinde çizilen Atatürk portresi, 12 Eylül döneminde değiştirilmek ve yerine laik ama dindar Atatürk resmi konulmak istenmişir. Şimdi birileri son dindar Atatürk imal etmek için kolları sıvamışa benziyorlar. 

O portre için çarpıtılacak bir sürü malzeme bulabilirler. Fakat esas olan, Atatürk’ün muktedirken yaptıklarıdır. “Âyinesi iştir, kişinin lafa bakılmaz!”

Müslümanlar için dinî öğretim Atatürk döneminde tamamen ortadan kaldırılmıştır. (Gayri müslimler dinlerini öğretmeye ve öğrenmeye devam etmiştir.) Medreselerin kapatılmasından sonra siyaseten İlahiyat fakültesi kurulmuş, sonra kapatılmış, orta dereceli imam hatibe tekabül eden okullar da aynı akıbete uğratılmıştır. 

Gazetelerde dinden bahsetmek bile yasaklanmıştır!

Tarikatların kapatıldığını kendini tarikat önderi olarak görenler nasıl görmezden gelebilir? Tekkeler kapatılmakla kalmamış, ehli irfan akıl almaz takibatlarla maruz bırakılmıştır. Mürettep Menemen vak’asından sonra yaşı doksanı bulmuş nakşi şeyhi Erdebilli Esad Efendi Divan-ı Harbe sevk edilmiş, yaşından ötürü idam edilememişse de öldürülmesinin bir yolu bulunmuştur!

Şef’in Menemen vesilesiyle söyledikleri ibretliktir.

Kâzım Karabekir’in O’ndan naklettiği “Arapoğlu” ile kim kastedilmektedir? “Ya Arapoğlu’nun yaveleri” ile neye işaret edilmektedir: Bu ifadelerdeki tahkir ve tezyifi fark edemeyen birisi toplumun önüne düşerek ne yapmak istiyor?

Atatürk’ü şöyle veya böyle göstererek parsa toplamak, yaygın bir alışkanlıktı. Bir zamanlar bu yolla servet ve iktidar kazananlar oldu. Şimdi bazı artçıların yapabileceği ancak onların nallarını toplamak olabilir! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi