Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Çocuklarda öfke patlamaları

Çocuklarda öfke patlamaları

Değerli okuyucular, anne- baba olarak çocuğumuzun bize karşı çıkmamasını isteriz. İsteriz ama onun çocuk da olsa öfkelenebileceğini, büyükler gibi bazı şeylere karşı gelebileceğini hep göz ardı ederiz. Hangi çocuk durup dururken öfkelenebilir, karşı gelir? Onları öfkeli, saldırgan yapan çoğu kez farkında olmadan, biz anne babalar oluruz.

   Öfke, yetişkinde olduğu gibi çocukta da bir engellenmişliğin tepkisidir, bir sinir boşalmasıdır. Çocukların öfkesi, başkaldırışı duygusal sıkıntının açık sinyalleridir. Bu sinyalleri veren çocuk, karşılanmayan ihtiyaçlarının fark edilip karşılanmasını sağlamak için ruh karmaşasını dışa vurmaktadır. Buradaki tehlike, anne babanın bu belirtilere olumsuz tepki vermesidir ki, böyle olduğunda çocuğun kontrolsüz davranışları daha da beter hale gelir.

Anne babanın kontrol dışı olumsuz tepkisi, çocuğun kendisini büsbütün yetersiz ve sevilemez hissetmesine ve daha da derin bir güvensizliğe saplanmasına neden olur. Çocuğun bu öfkesine çare ararken, çocuğu duygusal olarak rahatsız eden şeyin ne olduğunu keşfetmek şarttır. Bunu genelde bir uzmanla yapmak daha kolay çözüme ulaştırır.

   Çocuğu öfkelendiren şeyler pek çoktur. Örneğin çocuk küçük muamelesi görmekten hiç hoşlanmaz. Dinlenilmemesi, hiçe sayılması kadar çocuğa ağır gelen bir şey yoktur. Çocuğumuza söz verip de bu sözü tutamamak onu çileden çıkaran bir harekettir. Ona söz vermek zorunda değiliz ama verdiğimiz sözleri yerine getirmek zorundayız. Onu geçici olarak avutmak ise çok yanlış bir davranıştır. Bu tutum çocuğu yalana alıştırır, kızdırır.

   Çocuk için oyun gıdadır. Tam oyunun en güzel yerinde onu yemeğe çağırmak onun için adeta bir ölümdür. Çocuğunuz oyun oynarken, en güzel onu yemek saatinden on, on beş dakika önce uyarmaktır. “Ayşe, on dakika sonra yemek yiyeceğiz, oyunu bitirmeye çalış” gibi bir cümle çocuğu yatıştırır, rahatlatır, kendini ayarlamasına yardım eder.

   Mantıksız istekler ve anlamsız cevaplar da çocukta öfkeyi körükler. Sorularına kendisinin anlayabileceği bir dilde düşünerek ama mutlaka doğruyu söyleyerek cevap vermeliyiz. “Çocuktur” diyerek cevap vermemek onu hiçe saymak demektir.

   Çocuğunuz bir işi kendi başına yapmaktan hoşlanır. Bir şey yaparken dışarıdan karışılmasını istemez. Yapılması gereken; bir işle ilgilenirken çocuğu serbest bırakmak, destek istediğinde ilgilenmek ve güzel yaptığında ödüllendirmektir. Karışmalar, akıl vermeler onu öfkelendirir, girişimciliğini de baltalar.

     Değerli okuyucular, çocuğunuzun öfkesini azaltabiliriz, onun nelerin karşısında öfkelendiği bilinirse, bunu gidermenin yolları kolayca bulunur. Çocuğun öfkesi karşısında bizim onun isteklerini eksiksiz yerine getirmek için seferber olmamız doğru değildir.

Aslında çocuk gösterdiği öfke ile kendisiyle ilgilenilmesini ve dikkatlerin üzerine çekilmesini ister ama öfkesinin engellenmemesi halinde kendini dayanıksız hisseder. Bu onu daha da hırçınlaştırır. İçten içe öfkesine dur diyenin çıkmasını ister. Anne baba bu öfke karşısında kararlı olmalı. Çocuk, anlamsız öfkelerine anne babanın izin vermeyeceğini bilmeli.

      Çocuğunuzun sinirli davranışlarını önlemek için; çocuğunuza hayır dediğinizde sabrınızı sonuna kadar denemek için aşırı hırçınlaşabilir. Siz sabrederseniz, sizden emin olduktan sonra bir daha bu yönteme başvurmayacaktır.

Çocuğunuz sinirli olduğunda her zamankinden daha kısık sesle ve daha sakin konuşmayı deneyin.

Siz sinirli olduğunuzda bunu çocuğunuza anlatmaktan çekinmeyin. “Şu an çok kızgınım. Eğer şu an konuşursak sana kırıcı olurum. Sakinleşince konuşalım” diyebilirsiniz .

Ayrıca yapabilecekleriniz;
Çocuklarınıza onları sevdiğinizi ifade edin. Onları kucaklayın.
Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın.
Çocuklarınızın çabalarını övün, ufak da olsa başarılarını fark edin ve yüreklendirin. Kendisine çabalarından etkilendiğinizi belirtin.
Çocuklarınıza onların da ailenin bir üyesi olduklarını hissettirin. Zaman zaman onların da yardım ve önerilerine başvurun.

Çocuklarınızın becerilerini kullanabileceği özel deneyimler yaşamasına fırsat verin. Çocukları farklı kurs veya sportif etkinliklere yöneltin.

Çocuklarınızı dinleyin. Sizinle bir şey paylaşmak istediklerinde dikkatle onların gözlerine bakarak, anladığınızı ifade edin, duygularını paylaşmalarına izin verin.

Siz çocuklarınızın duygu ve düşüncelerini ne kadar önemserseniz bilin ki, onlar da sizden gelen sözleri o kadar önemseyecektir.
Çocuğunuz yanlış bir davranışta bulunduğunda bu davranış hakkında onunla konuşun. Konuşmalarınızda eleştirel, kırıcı ifadeler içeren sen dili cümleleri kullanmayın.

   Çocuğunuzun öfke nöbetinde onunla sakın çatışmaya girmeyin. Sakin ve soğukkanlı olmaya çalışın, ondan uzak kalın.

Unutmayın, çocuğunuz sizi kızdırmak veya karşı çıkmak için böyle davranmıyor. Çocuğunuz kontrolden çıkmışsa, hiçbir şey yapmadan gözlerine bakın ve bunu sürdürün. Kendinizi tepkilerinizi kontrol edemeyecek gibi hissediyorsanız onun yanından bir süre ayrılın. Sakinleşince bu uyumsuz davranışlara ne gibi iç çatışmaların yol açtığını keşfetmeye çalışsın. Çocuğunuza kendisini değil, öfkeliyken yaptığı yanlış davranışını sevmediğinizi söyleyin.

Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Bir anne, ağlayan çocuğu susuncaya kadar sabrederse Allah da ona cennette doyuncaya kadar ikramda bulunacak.”

 Bu cennete layık olanlara ne mutlu!

PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI

DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi