Ayhan Demir

Ayhan Demir

Kardeşlik bâki

Kardeşlik bâki

Türkiye ve Bosna Hersek…

Tarihleri, kültürleri, sevinçleri ve hüzünleri bir olan iki ülke…

Soma ve Bosna Hersek’te yaşanan iki büyük acı sonrasında, Türk ve Boşnak halklarının karşılıklı duyarlılığı, bu hakikatin en canlı, en taze ve en güzel örnekleri oldular.

Soma’da ölmeden toprağın altına giren üç yüz bir emekçi kardeşimiz, son nefesini yine o toprağın altında verdi. Dile kolay, tam üç yüz bir ocağa ateş düştü.

Soma’dan geriye, direği yıkılmış aileler ve yetimler kaldı. Onlar artık, bu ülkenin kutsal emanetleri. Onlara, intikam ya da siyasi çıkar hesaplarıyla bezenmiş çekişmeler değil, sadece ve sadece adalet borçluyuz.

Üzülerek görüyoruz ki;

Gezi’de birkaç ağacın arkasına saklanmaya çalışanlar, Soma’da emek ve alın terinin arkasına gizlenmeye çalıştılar.

Gezi’de ‘Müftü karısıyım’ diyenler, Soma’da ‘Madenci karısı’ oluverdiler.

Gezi’de eşcinsel kılığına girenler, Soma’da ‘dayak yemiş mazlum’ rolüne büründüler.

Prizren, Saraybosna, Rozaye ve Gostivar’dan görüneni Taksim ve Ulus’tan göremediler.

Karadağ, Kosova, Makedonya ve Bosna Hersek’teki Müslümanlar, şehitlerimiz için duaya dururken, onlar molotoflara sarılmayı tercih ettiler.
Başlangıçta söylemiştik. Türkiye’nin Soma için hüzne boğulduğu şu günlerde, Bosna Hersek de, sel ve su baskınları ile mücadele etmeye çalışıyor. Fakat her türlü sıkıntılarına rağmen Bosnalı kardeşlerimizin aklı fikri Soma’da...

Bu yüzden Bosna Hersek’li dedemiz, selden kurtulur kurtulmaz “Evladım Türkiye’den haber var mı? Kaç yavrumuz gitti o kömür ocağında?” sorusunu yöneltiyor.

Evet, Bosna Hersek’in Doboy, Biyelyina, Priyedor, Bosanski Şamats, Zenitsa, Brçko ve Maglay şehirleri, sular altında kaldı. Hayatını kaybedenlerin sayısı otuzu aştı, binlerce insan evsiz kaldı.

Bir milyondan fazla insanı, şu veya bu şekilde etkileyen bu afet, milyarlarca Euro’luk maddi zarara da yol açtı.

Allah’a şükür, su seviyeleri düşmeye başladı. Fakat bu sefer de kentler, çamur yığınları altında kaldı. Sel sularıyla sürüklenen yığınlar, sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kısacası, Bosna Hersek savaştan sonraki en zor günleri yaşıyor.

Her zaman Bosna Hersek’in yanında olan Türkiye, bu zorlu günlerde de Bosnalı kardeşlerimizin yanında yer aldı.

Soma’da matemimiz var ama devletimiz, Bosna Hersek’teki kardeşlerimize yardım eli uzatmak için seferber oldu. Türkiye, büyük devlet olduğunu bir kez daha gösterdi.

Sel mağdurlarına, en hızlı şekilde, dost elini uzatan uluslararası kuruluş TİKA oldu. Ayrıca Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi de hızla harekete geçti.

Sadece devletimiz değil, Türkiye ve Bosna Hersek’teki sivil toplum kuruluşlarımız da Bosnalı kardeşleri için yardımına koştular. Uluslararası Saraybosna Üniversitesi öğrencileri, İHH İnsani Yardım Vakfı ve Deniz Feneri ekipleri yardım çalışmalarına başladılar.

Bosna Hersek’te tüm bu acılar yaşanırken, Güvenlik eski Bakanı ve Daha İyi Bir Gelecek İçin Birlik Partisi lideri Fahrudin Radonçiç, Vecernji List gazetesine verdiği röportajda, Türkiye ve Osmanlı’ya yönelik nefret ve aşağılama içeren yakışıksız ifadeler kullandı.

Rahmetli Aliya’nın partisi SDA’yı, Bosna’yı ‘Osmanlı aksesuarı’ yapmaya çalışmakla suçlayan Radonçiç, Türkiye’yi de ‘500 yıl bölgeyi işgal eden ülke’ olarak tanımladı. Aynen şu ifadeleri kullandı: “Türklerin burada 500 yıllık hükümet tecrübesi olsa da her şeye rağmen burada işgalci olarak bulundular.”

Önümüzdeki seçimlerde, SDA ile koalisyon yapıp yapmayacağı yönündeki soruya da şu cevabı verdi: “Bosna Hersek’i Osmanlı aksesuarı yapmak isteyen, Saraybosna’dan Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e selam gönderen ya da Türkiye’nin burada 150 çocuğu toplu sünnet ettirmesinden memnuniyet duyan biriyle koalisyona gitmem mümkün değil.”

Radonçiç, yakışıksız ithamlarını bir adım daha ileri götürüyor: “Türkiye’nin Bosna Hersek’teki rolünün ne olduğunu açığa kavuşturması gerek” ve “O çocukların eline Türk bayrağı tutuşturuyor ve Bosna Hersek vatanseverliği yerine Türkiye vatanperverliğini geliştirmeye çalışıyorlar.”

Özetle, Bosna Hersek ya da Türkiye hiç fark etmiyor: Koyun can derdinde, kasap et.

Allah’a şükür ki, Radonçiç ve türevlerinin sayısı çok az. Bosna Hersek’te yüreği Türkiye aşkıyla atan yüz binlerce Bosnalı var.

Belki, yüz yıldır ayrıyız. Belki, iki ayrı ülkeyiz. Belki, iki ayrı bayrağımız var. Fakat yüreğimiz bir. Tek bir milletiz: Millet-i İbrahim’iz, kardeşiz.

Su çekilir, ateş söner, kardeşlik bâki kalır.

Rabbim, kardeşliğimizi bozmasın inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi