Ayhan Demir

Ayhan Demir

Kosova’da Ramazan…

Kosova’da Ramazan…

Arnavut, Türk, Boşnak, Sırp ve Romların birlikte yaşadığı Kosova, tüm sıkıntılarına rağmen, on bir ayın sultanı Ramazan’ı, coşkuyla kutluyor. Ancak minareler şehri Prizren’de, Ramazan bir başka…

Ramazan yaklaşırken, şehrin çeşitli yerlerine Arnavutça, Türkçe ve Boşnakça, Ramazan tebrikleri asılıyor. Bir hafta önceden, ev ve sokaklar temizlenmeye başlıyorlar. Alış veriş için tarihi Yeşil Pazar’a gidiliyor.

Eskiden Ramazan’ın başlayacağını tam olarak tespit edebilmek için bir kimse görevlendirilirmiş. O kimse, Şaban ayının son günlerinde, ayın hareketini takip edermiş. Yeni ay göründüğünde, camilerde ve tellallar vasıtasıyla, halka duyurulurmuş.

İftar vaktinin gelişi, top atışıyla duyurulurmuş. Top patlayınca, akşam ezanı, Prizren’in dar sokaklarında yankılanmaya başlarmış. Bu adet, 1950’li yıllara kadar bu şekilde devam etmiş. Sonrasında, belediyenin aldığı bir karar ile top patlatılması yasaklanmış. O günden sonra davulcular devreye girmiş.

Davulcular, ilk günlerinde mahalle mahalle dolaşarak, Ramazan’ın gelişini halka duyuruyorlar. Prizren’de, Türkiye’den farklı olarak, hem sahur, hem de iftar vaktinde davul çalınıyor. Dolayısıyla, davul ve ezan sesi ile oruç açılıyor.

Kosova’da iftar davetlerine ve iftar sofralarına, büyük önem veriliyor. Öncelikle akraba ya da yeni evlenen yakınlar davet ediliyor. İftar sofralarının olmazsa olmazı, yumurtalı pitayka denilen Ramazan pidesi.

Yumurtalı pitayka, sadece Ramazan ayında, fırınlarda yapılıyor. Yumurta, maydanoz, dere otu ve yağdan oluşan karışım, bir kap içerisinde fırına götürülüyor. Yumurtalı pitayka pişmeden üzerine konup, fırına veriliyor.

Arnavut, Türk ve Boşnak kültürünün etkisindeki Kosova mutfağının, iftar sofralarına yansıması da aynı doğrultuda. Kosova iftarlarında, paça, işkembe, şehriye, un ya da tarhana çorbası ikram ediliyor. Musakka, soğan dolması, biberli dolma, lahana dolması, asma yapraklı yalancı sarma, oturtma, büryan, rasul et, prizren tava ve elbasan tava, sebzeli yemeklerin en önemlileridir.

Pite ya da pita denilen böreğin, peynirli, etli, kıymalı, işkembeli, ıspanaklı, lahanalı, patatesli ve kara kabaklı gibi bir çok çeşidi var. Bir de börek şeklinde yapılan mantı var.

Prizren’e has haşlama, sacda pişirilen fuliya ve tiganitsa, oldukça zahmetli yemeklerdir. Pilav, Kosova’da sık tüketilen ve sevilen ana yemeklerdendir. Yufkalı sebze, pek çok pilav çeşidinden sadece bir tanesidir.

Paşa köftesi, soğan köftesi, sarımsaklı köfte, kima çevabı, ototma, şirda ve uçti şokta/çurka ise en meşhur et yemekleridir.

Helva, revani, tulumba, baklava, kadayıf ve sütlaç gibi geleneksel Osmanlı tatlılarının yanı sıra, kaymaçina ve tespişte de, mutlaka denenmeli.

Eskiden Ramazan ayında, çeşitli oyunlar oynanırmış. Gençler en çok haydudicandar isimli oyunu oynarlarmış. Ayrıca devecez, uzun devecez, killacez (saklambaç), isimli oyunlar da oynanırmış.

Gençler için oyundan daha mühim bir şey varsa, o da Ramazan kulübesi imiş. Söğüt ya da kavak ağacının dallarından yapılan kulübeler, tek ya da iki katlı olurmuş. Ramazan oyunları, bu kulübenin etrafında oynanırmış.

Priştine’de Fatih Sultan Mehmet Camii ve Prizren’de Sinan Paşa Camii ve Bayraklı Camii, teravih namazlarının değişmez mekânları. Özellikle bağımsızlık sonrası Türkiye’den giden hocaların verdikleri sohbetler, okudukları Kur’an-ı Kerim ve mevlitler, Ramazan atmosferini daha da güçlendiriyor.

Prizren’de, itikaf ve teheccüt namazlarının iki adresi var: Bayraklı Camii ve Emin Paşa Camileri. Hafız sayısının az olmasından dolayı, hatimle namaz kılınan cami sayısı çok az.

Teravih namazından dönen yaşlılar da, komşu ve akrabaları toplayıp, sahura kadar; yüzük oyunu, paşanın yüzüğü kimdedir, battı balık gibi çeşitli oyunlar oynarlarmış. Ayrıca hep birlikte çeşitli maniler, hikâyeler, masallar ve bilmeceler söylenir, şakalar yapılırmış.

Eski oyunların büyük bölümü, artık oynanmıyor. Oyunların yerini, çay ocakları, kafeler ve başka eğlenceler; masal, hikâye ve manilerin yerini de televizyon, bilgisayar ve internet aldı.   

Her şeye rağmen, teravih sonrası büyüklerin ziyaret edilmesi, hal hatır sorulması gibi halen yaşatılan değerler de var. Teravih sonrası Prizren’de sıklıkla uğranılan iki mekân var: Osmanlı’nın Pürzerrin dediği Şadırvan Meydanı ya da Gazi Mehmet Paşa Hamamı… Özellikle Gazi Mehmet Paşa Hamamı’ndaki sergileri dolaştıktan sonra, Arnavut kıyafetli garsonların servis ettiği çaydan yudumlamak, iyi bir tercih olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi