Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

El sıkmasa olmuyor mu?

El sıkmasa olmuyor mu?

Konu yine 28 Şubat atmosferini hatırlatan, bütün zehirleyici tozlarıyla bizi boğmak isteyen, adeta o günlere ışınlamayı hedefleyen bir ruh taşıyor. Konu Türkiye’nin yeni First Lady’si Doktor Davutoğlu’nun selamlama şekliyle alakalı. Erdoğan, Davutoğlu, Ak Parti, Kitap, din, iman ne var ise ona karşı savaşmayı kendine görev edinmiş zihniyetin bir yayın organı Dr. Sare Davutoğlu Hanımefendinin karşı cinsle selamlaşma adabını kendine dert edinmiş. Vay efendim, el sıkmıyor, tokalaşmıyormuş! Ne kadar da önemli bir konu, değil mi (!) Ne denli temelinde önem arz eden ve esaslı bir konu, değil mi (!)

Tam bir facia yaklaşım! Türkiye bu kafa, bu zihin, bu dünya görüşü, bu ideolojik bakış açısı ile nereye gidebilir… Bu bakış, bu zihnin savunucuları tükenmişliğini, hangi şart ve zamanda idrak edecek, merak ediyorum. Bu totaliter mantalite kendisi için sonun başlangıcı olan 28 Şubat Postmodern darbesinden hiç ders çıkarmamış görünüyor. Laik-anti laik çatışmasını körükleyerek ülkeyi o eski günlere götürmenin umudu içinde medet umuyorlar, anlaşılan.

Türkiye dördüncü kez tesettürlü Müslüman bir first lady ile tanıştı. Gerçek bu. Ve nasıl söyleyeyim, haydi, İngilizce’de kullanılan bir tabirle ifade edeyim: “İt gets better and better.” Tahsili, mesleği, profesyonel donanımı itibariyle de ayrıca örnek bir kişilik yeni first lady’miz Dr. Davutoğlu. Şöyle bir geriye dönelim, Rahmetli Nermin Erbakan daha çok arka planda kalmayı tercih eden veya günün şartları sonucunda öyle kalmak zorunda bırakılan bir first lady’di. Akabinde Türkiye siyasi tarihinde yerini alan Emine Erdoğan ve Hayrunisa Gül hanımefendiler de 28 Şubat zihniyetinin temsilcileri tarafından acımasızca eleştirildiler. Tepeden bakan, üstüncü, kendinden başka hiç kimseyi tanımayan ve reddeden zihniyet onları da eşleri kadar, kimi zaman da eşlerinden de fazla yerdi. Bunu yaparken de hiçbir sınır, ahlaki ölçü gözetmedi. Şimdiki first lady’miz Sare Davutoğlu’na da bula bula el sıkarak selamlaşmama eleştirisi getiriyorlar. Şunu da düşünmüyorlar: Bu zaman ve çağda erkeklerle tokalaşmamayı yadırgamak hangi medeni davranış sistemine oturuyor?...

Bir eleştiri de yeni first lady’yi güya savunan dini hassasiyeti olan medyamıza…onlar da 28 Şubat medyasına cevaben, vay, tokalaşmıyor yazdılar, ama aslında tokalaşıyor türünden haberler ürettiler. Yani ağaca bakarken, ormanı görmeyi unuttular, usul kavgasına girip esası ihmal ettiler. Apolojetik zihin yapısının dışa vurumu ile ama öyle değil ki’ye getirdiler. Oysa yapmaları gereken size fikir beyan etmek düşmez, tokalaşmıyorsa tokalaşmıyor’a getirmekti. Ancak öğrenilmiş ve belki de daha çok öğretilmiş aşağılık kompleksi duygusu onların özür dileyici bir tona baştan rıza göstererek ama öyle değil ki’ye yönelemelerine sebep oldu.

Dikkat ederseniz, ben First Lady Davutoğlu’nun selamlama tarzının ne olduğu ile ilgilenmiyorum, zira bu ne beni, ne başkasını ilgilendirir. Bu sadece kendisini ilgilendiren bir durum. O zaman ister istemez, başkalarına ne oluyor, diye soruyorum. Ve mecburen ekliyorum: hâlâ mı!?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Merve Kavakçı İslam Arşivi