Hacı Yakışıklı

Hacı Yakışıklı

Gönlü Hüseyin’den yana, kılıcı Yezid’in elinde!

Gönlü Hüseyin’den yana, kılıcı Yezid’in elinde!

At izleri, it izlerine karışmışsa; yerdeki izlere bakıp kimin ne olduğunu bırakmanın vakti gelmiş demektir. Bu durumda gökte yankılanan sesleri dinlemek gerek! Köpekler ne kadar istese de aslanlar gibi kükreyemez! Mutlaka bir açık verirler!

Yaşanan olaylar karşısında kafa karışıklığı yaşayan çok vatandaş var! İnsanlar, kimlere inanacağını bazen şaşırıyor! Çünkü biz köklerimizi 1928’de Latin alfabesi ile kestik! Burada dikkatini kaybedip konu ile bağlantı kuramıyorsan elindeki kılıcı kimin için salladığına dikkat et, bağlantıyı kurduysan Türkiye seninle yükselecektir!  

Umudunu kaybetmiş Müslümanları en çok sevenler; umudunu “Müslümanın umutsuzluğuna” bağlamış olan köşe başı cellatlarıdır! Bu cellatların ömrü, dik duran bir topluluğun karşısında kaybedilmiş bir kimlik kadar hükümsüzdür! Onlar, bizden güçlü değil!

Bu dünyaya “yandaş” yaftası yemeye gelmedik, atılan çamur üstümüzde eğreti durur. Her şeye rağmen “müfteri” iftirasında kararlıysa kendisi bilir, hepimiz balçıktan yaratılsak da bazıları özüne aşırı temayüllü! Darwin’e tapınanların maymunlukta ısrar etmesi bizi bağlamaz!

Başörtü Allah’ın emridir ve sadece bir “özgürlük” meselesi değildir! Bu hafta tüm kamu kuruluşlarında başörtü serbest kaldı sanıyorsan yanılıyorsun; sadece okullarda serbest kaldı ki bu bile çok önemli ve talep ettiğimiz bir gelişme!

Ülkemizin elleri tüm olumlu gelişmelere rağmen hâlâ bağlı; bunca özgürlüğe rağmen kadın polis memurları ve askerler başörtü takamıyor! Yasak! Benim subayım hür değilken ülkem nasıl hür olur? Bir hakim-savcı hür değilken adaleti hürriyet esaslarına göre nasıl dağıtabilir?

Şu gerçeği de not edelim: Neye layıksak öyle yönetiliyoruz. AK Parti değil de CHP iktidarı başımızda olsaydı önümüzdeki 100 yıl “kaybolan yıllar” olarak devam eder, çocuklar sabahın soğuklarında “ant” içer, derslere subaylar girmeye devam eder, fişlemeler alenen yapılır, telefonlar üzerinde dinleme cihazıyla beraber satılırdı!

Allah’ın günleri aramızda dolaşıyor! Avrupa, kendisine uğrayan talih günlerini zulüm üzerine kullanmış ve bereket onları çoktan terk etmiştir. Avrupa Birliği kıyıya köşeye sakladığı birikimlerini yiyor. Hazıra dağ dayanmaz! Talih, Türkiye’nin lehine dönmüşken bunu iyi kullanmak gerek!

Bir cumhurbaşkanı çıktı ortaya ve zalime “sen zalimsin” dedi! 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ile müttefik olma hususundaki ifadesini desteklemiyoruz; fakat onun Birleşmiş Milletler’in 69. Genel Kurulu’nda söylediği sözleri kulak ardı edecek de değiliz. Hiçbir Türkiye Lideri’nin yapamadığını yaparak BM’de açık ve net konuştu. Hem ABD ile müttefik olmayı, hem de BM’de “Dünya 5’den büyüktür” demeyi çelişki olarak görenleri, açılan ilk TBMM’ye davet edelim de daha sonra yapılan devrimlerin çelişkisi onlara kapak olsun!

“Obama konuşurken BM salonu dolu, Erdoğan konuşurken boştu” diye sevinenlerin hevesi kursaklarında kalacak! Onlar “Haram lokma yemedik” tişörtleri giyseler de üstlerine bol gelir! 

Amerika’nın üstünlüğüne biat etmiş olanlarla Türkiye “Dünya Lideri” olamaz! Ülkeyi liderliğe taşıyacak olan “inanmış kadrolardır” ki onlar düşmanın sınırlarını iyi bilirler! Düşmana değil, Allah’a biat edenler kazanacak! Düşmana “hile” yapmak günah değildir, anlatabiliyorum değil mi?

Türkiye’nin her alanda ayağının takılıp yere devrilmesine en çok sevinecek üç  grup: 1) İsrail 2) Paralel Medya 3) Paralel CHP (3. Maddeyi düzeltiyorum: Direkt CHP)

1980’lerin sonu, 90’ların başı! O zamanki SSK hastanesinde yatarken yorganı üzerime çekemiyordum, buram buram idrar kokuyordu! Yorganın değişmesini talep etmek imkansızdı! Bir ülkenin işgal edilmesi  sadece “bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış” mantığına dayanmıyor! Yeni baronlar sistemi, 1. Dünya Savaşı argümanlarını bırakalı çok oldu! Biz de değiştik; önce pis yorganlar temizlendi, şimdi sıra yorgancıda! 

Kemalizmin askeri olduğunuzu sanarken attığınız kurşun sofranızdaki buğday tanesini teğet geçiyor ve zihniyet köhne olunca Hasan Sabbah’ın sahte dünyasına bir figüran daha ekleniyor! 

Gönlü hep Hüseyin’den (r.a.) yanaydı onların, ama kılıçlarını Yezid için kullandılar! Yeni Türkiye, Yezid’in veya yoldaşlarının peşinde değil; bizzat kılıçların peşindedir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hacı Yakışıklı Arşivi