Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Merhametiniz olmasa ne yapardınız?

Merhametiniz olmasa ne yapardınız?

Açlıktan boylu boyunca uzanmış bir kişi ile karşılaştığınızda içinizde derin bir sızı hisseder ve açlığa duçar olan bu kişiye yardımcı olmanın yollarını ararsınız. 

Merhametiniz bütün yoğunluğu ile ortaya çıkar ve hiç tanımadığınız bir adamla ortak bir noktada birleşirsiniz. Açlık, yoksunluk ve çaresizlik hepimizin kaderi değil mi? Böyle durumlarda aklınızla değil vicdanınızla yani kalbinizin sesi ile hareket edersiniz. Bu ses sizi harekete geçirir, doğru olana yönlendirir.

Otobüsten inerken, ayakları titreyip yere düşen yaşlı bir kişiyi gördüğünüzde de aynı duyguları yaşar ve bu kişinin ne olduğuna kim olduğuna bakmazsınız. 

Vicdanınız sizi harekete geçirir ve hemen yardımına koşarsınız. Bazen gözünüz ağlayan birine takılır, umursamaz bir tavırla yolunuza devam etmezsiniz, edemezsiniz, durur ve bu kişinin derdine ortak olmak istersiniz. 

Size yalnızlıktan, yoksulluktan, hastalıktan ve dünya ile ilgili imtihanlarından bahseden kişiyi dinler imkânlarınızı seferber edersiniz. 

Peki, birinin yoksunluğunda içinizde bir ses olup sizi harekete geçiren şey nedir? Elbette merhametinizdir. Peki, merhametin bir okulu bir kursu var mıdır? 

Merhamet insanın fıtratına kodlanmıştır, onu ortaya çıkarmak anne-babanın işidir. Bugün Batı’da çocuklar okul ortamında öğretmenlerin desteği ile başkalarını anlamaya ve merhamet duygularını harekete geçirmeye çalışıyorlar. Fakat bu çalışmalar başarılı olamıyor.

Fıtratımızda mevcut olan şefkat, merhamet ve adalet duygusu ailede işlenip harekete geçirilmediğinde zayıflıyor ve etkisiz hale geliyor. Merhamet damarı tıkanan fertler, insanların acılarını hissedemez hale gelip, narsist eğilime doğru gidiyorlar.

İslam, birey ve toplumları vicdanlarını uyanık tutmaya ve insanca yaşamaya davet eder.   Zira vicdanı kaskatı donmuş bir toplumdan insanca davranışlar beklenemez.  Birinin derdiyle dertlenmek, birine yardım etmek, birinin sıkıntısını paylaşmak sadece insana mahsus bir davranıştır.   Bu duygu canlı kaldığı ve körelmediği sürece insanca yaşamamız mümkün olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi