Özcan Ünlü

Özcan Ünlü

Yobazlık İyidir

Yobazlık İyidir

Dünyanın en büyük kütüphane cinayetlerini hatırlayalım: İskenderiye, Bağdat, Endülüs-Emevi, Berlin…

Milyonlarca kitap faşist diktatörlerce katledilmişti.

Türkiye’de darbe rejimleri kitaba düşmandı. Başta resmi kurumlar olmak üzere, sokak kütüphaneleri ve evlerdeki kitaplıklara dahi vaziyet ediyorlardı.

Prof. Tuğrul İnançer, “Dünyanın en büyük kütüphane cinayeti 1928’de Türkiye’de olmuştur. Bir gecede Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir” dedi ve kıyamet koptu.

Oysa, doğrudur!

Akşam, Osmanlıca ile yatan millet, sabah uyandığında dayatılmış Türkçe ile gözlerini açtı.,. Harf İnkılâbı’nı eleştirenler sistem dışına itildi, asıldı, yobaz ilan edildi…

Osmanlıca’nın liselerde okutulması teklifi, ‘Eski Kutsal Devlet’in vesayetçi muarızlarının sinir uçlarını fena kanattı: “Fundamentalist İslâm tutkusu”, “yobazlık”, “iktidarın Tanzimat’tan bugüne süregiden Batılılaşma karşıtı kullandığı bir silah…” Hatta yeniyetme bir Cumhuriyet yazarı, ulus devlet kurulurken çoğu zaman milletin de yeniden kurulması gerektiğine vurgu yaparak, şu tespitte bulundu: “Eski sömürgeler devletleşirken ilk işlerinden biri dillerini eski sömürgecilerin sözcüklerinden arındırmak.”

Burada duralım: Büyük yıkım yaşamış Japonlar, ulus devlet olurken eski dili terk etmediği için mi, dünyanın en ileri teknoloji liderlerinden biri haline gelmiştir?

Çin; kısmen Almanya, Rusya… Yani onlar aptaldı, biz akıllılık yaptık; kadim dili terk ettik ve dünya lideri olduk, öyle mi?

Dünyada bizden başka, bir gecede konuştuğu dili kesip, yerine plastik bir dil takmış millet var mıdır? Kütüphaneleri bir gecede sağırlaştırılmış, ıssızlaştırılmış bir devlet var mıdır?

Kimse, “Okuma-yazma oranını artırmak”, “Batı’ya entegre olmak” gibi deli saçması hikâyelerle, alfabe darbesini savunmaya kalkmasın; önce Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden okur-yazarlık oranına baksın, sonra konuşsun.

“Eski Kutsal Devlet”in Osmanlıca’dan vazgeçme nedeni, İngilizler’in Türkiye ile Arap dünyası arasındaki münasebeti (halifelik) ortadan kaldırma tezgâhının devamı hatta tamamlayıcısıdır.
Şu satırlar, İsmet İnönü’ye aittir: “Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.” (Hatıralar, c.2, sy. 223)

O günlerde “Osmanlıca bir bilim dili olamaz, uygar Batı’ya Osmanlıca ile yetişemeyiz” diyerek darbeyi destekleyenler, şimdi “Türkçe bilim dili olamaz, İngilizce eğitim şarttır” diyorlar. Arapça, Farsça kelimelerden iğrenen kandilsiz aydınlar, Tanzimat’tan bu yana gelen Fransızca hayranlığına İngilizce’yi ekleyip, dili çöplüğe çevirmediler mi? Türkçe’de bugün kaç tane İngilizce veya Fransızca kelime vardır, araştırın bakalım…

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir toplumda, insanlar kendi dilini kursa giderek öğrenmez. Bu garabet sadece bize has…

Mesele köklere dönüş, geçmişi öğrenme, bilme meselesidir.

‘Osmanlıca ihtiyacı’nı “Ortaçağ kafası” ve “yobazlık” gibi algılayıp sunmaya çalışanlarla, biz ‘yobaz’ların ayrıldığı nokta da budur!

Öyleyse, yobazlık iyidir!..

Vesselâm…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özcan Ünlü Arşivi