Cumhurbaşkanı Erivan'a elbette gitmelidir!

Cumhurbaşkanı Erivan'a elbette gitmelidir!

Türkiye, coğrafyanın verili durumu sebebiyle Ermenistan ile komşu bir ülke. Bu durum sadece bugünün bir gerçeği değil uzun tarihi sürece damgasını vurmuş bir gerçekliktir. Ermeni toplumu ile olan ilişkiler, yaşananlar, sorunlar ve sıkıntılar tarihimizde önemli bir yere sahip.

Osmanlı medeniyetinde Ermenilerin oynadıkları rolü ve ortaya konulan tarihi mirasımızda yaptıkları katkıyı unutmak mümkün değil. Ancak modern dönemdeki ilişkilerin ciddi anlamda zikzaklar gösterdiği ve önemli bir sorun alanı oluşturduğu da görmezlikten gelinemez. Modern dönemin başat ideolojisi olan milliyetçiliğin halkları mobilize etmesiyle ortaya çıkan gelişmeler geleneksel “uyumluluk” tablosunu altüst etmiş ve 19 ve 20.yüzyılda şahitlik ettiğimiz ciddi siyasi kaoslarla yüz yüze gelmişizdir. 19.yüzyılın sonlarına doğru başlayan Türk-Ermeni ilişkilerindeki sorunlar bilinen olayların, sıkıntıların ve tartışmaların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'nda Ermenilerin takip ettikleri politika ve buna karşılık Osmanlı hükümetinin karşı tedbirleri, bir bakıma 20. yüzyıldaki ilişkilere damgasını vurmuştur.

Bir gerçek var ki kimsenin bunu değiştirmesi mümkün değil; o da Türkiye ile Ermenistan'ın komşu olmaları ve aynı coğrafyada yaşamalarıdır. Soğuk Savaş döneminde komşular arasında gerginliklerin, çatışmaların ve düşmanlıkların varlığı yadırganacak bir şey değildi. Hele de eğer komşulardan biri bir kampa, diğeri de rakip kampa mensupsa bu düşmanlığın meşruiyet zemini de kendinden oluşmuş bulunuyordu. Türkiye Batı kampında idi ve rakip Doğu Blokunda olan komşularıyla ilişkilerin genginlik içinde bulunması normal bir durumdu.

Soğuk Savaşın bitmesi ve kampların ortadan çekilmesiyle komşular yeni bir gerçeklikle karşı karşıya geldiler. Artık eski yapıyı ve genginlik ilişkilerini sürdürmenin ne anlamı ne de gerekçesi vardı. Türkiye içeride değişen siyasi eğilimlerin de etkisiyle komşularla olan geleneksel gerginlik politikalarına son vermeye ve sorunsuz bir ilişkiler oluşturmaya yöneldi. Gerçekten de komşularımızla olan geleneksel gerginlikler izlenen rasyonel politikalarla iyi ilişkilere bıraktı. Başta Rusya olmak üzere Bulgaristan, Yunanistan, Suriye, Irak, İran, Gürcistan gibi ülkelerle işbirliği temelinde problemsiz bir ilişkiler yapısı oluşturuldu. Bunun olumlu yansımalarını her alanda hissediyor ve bundan her iki tarafın da karlı çıktığını görüyoruz.

Ama Ermenistan ile bilinen nedenlerle bir türlü iyi ilişkiler kurulamadı. Ermenistan sürdürmeye çalıştığı gerginlik politikasıyla hep karlı çıkacağını düşündü. Ancak bunun uzun vadede doğru bir yol olmadığı anlaşılmış olacak ki Türkiye ile ilişkileri geliştirmenin yollarını aramaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Türkiye-Ermenistan milli maçını izlemek için Erivan'a davet edilmesi Ermenistan'ın geleneksel politikasını değiştirmek isteğinin bir işareti olarak anlamak gerekir. Ermenistan için politikaları rasyonalize etme ve şartlara göre değiştirmenin imkanının ne olduğu önemli bir sorudur. Zira özellikle Ermeni diasporası için gerginlik politikalarının oynadığı rolü gözden uzak tutmamak gerekiyor. Diaspora ile Ermenistan yöneticilerinin gerçeklikleri birbirinden oldukça uzak ve zıt alanlar olarak görülmektedir.

Türkiye'yi Ermeni soykırımını tanıması için dünyada diaspora tarafından yürütülen faaliyetlerin Ermenistan'a ne kazandırdığı, mevcut kaotik sorunların çözümüne nasıl bir katkı sağladığı ve bunların makul bir politika olup olmadıkları, adeta sıkışan Ermenistan yöneticileri için ciddi tartışma konuları olmalıdır. Ermenistan, bulunduğu coğrafya nedeniyle Türkiye ile iyi geçinmeye mahkumdur. Zira Türkiyesiz nefes alması, dünyaya açılması, halkın refah düzeyini yükseltmesi ve uluslar arası alanda önemli bir aktör olarak ortaya çıkması mümkün değildir.

Türkiye açısından Ermenistan ile mevcut gergin ilişkiler elbette arzulanan ve tasvip edilebilen bir durum değildir. Bölgenin güçlü ve saygın ülkesi olarak Türkiye'nin Ermenistan ile olan ilişkilerini iyileştirmeyi ve gerginliklerin ortadan kalkmasını arzu etmesi, bazı temel önceliklerden vazgeçeceği anlamına gelmemektedir. Türkiye Ermenistan ile ilişkilerinde Azerbaycan'la olan Dağlık Karabağ sorununu görmezlikten gelemez. Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'a yönelik işgali iki ülke arasındaki ilişkilerde ciddi bir sorun olarak durmaktadır. Bu konuda Azerbaycan'ın da tasvip edeceği bir çözümün bulunması ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi yönünde önemli adımların atılması gerektiği ortadadır.

Cumhurbaşkanı'nın Erivan'a maç seyretmek için gitmesi, sadece basit bir maç seyri olarak değerlendirilmemeli, ilişkilerin iyileştirilmesi için atılmış önemli bir adım olarak görülmelidir. “Cumhurbaşkanı Erivan'a gitmemeli” diyenler Ermenistan ile mevcut gerginlik ilişkilerinin iyileştirilmesi için daha rasyonel ve makul bir öneri ileri sürmelidirler. Bu konuda çözümsüzlük Türkiye gibi büyük bir devletin tercih edeceği bir politika olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi