Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Hasan Karakaya’nın dikkatine

Hasan Karakaya’nın dikkatine

Ben seni yakından tanıyorum Hasan!..
Öh denince ödü kopan ökçesizlerden değilsin...
Haklı olarak fincancı katırlarını ürküttüğün gibi, katır sahiplerini telaşa sevkedip uykularını kaçırdığın da herkesin malumu...
Yazı yazdığın VAKİT gazetesine ve dolayısıyla da başta sana havlayan köpeklere hiç aldırış etme...
Bulaşık Oğlan sırf VAKİT ve senin için istihdam edilmiş aşağılık bir yaratıktır...
İki gün önce yine havlıyordu...
Gazeteyi kötüledikten sonra bula bula sana "küfürbaz" yakıştırmasını bulmuş...
"Sana ne bre dangalak" diye sakın cevap verme...
İsmi bizim gazetede geçerse maaşına zam yapılır "Dalaksız"ın...
Aldırış etme olur mu?
Sen o Bulaşık Oğlan’ı muhatap almazsan uzun boylu çiftlikte tutulmaz..
Önce yalını azaltırlar,
Sonra da temelli keserler...
Çünkü patronuyla anlaşırken "Ben onları bilirim... Yazdıklarımla dize getirmeye söz veriyorum" demiş...
Aptal ve ahmak patronu da bir şey zannedip bol kepçe ücret vermiş, "Senin tek görevin Vakit gazetesine, Vakit gazetesinde yazı yazanlara saldırmaktır" demiş...
Bulaşık Oğlan sevinçten takla atmış bu teklif üzerine...
"Bulaşık Oğlan" iltifatı bana ait değildir...
Dalağını aldırmak suretiyle askerlikten kurtulan insana ne dense yakışır elbet... Arkadaşı sayılan saldırganları tek tek tanırsın... Onların hepsinin ayrı özellikleri vardır...
Bulaşık Oğlan'ın sözleşmesi sırf Vakit üzerine imiş...
Aferin!..
Tek gazete için saldırgan tutulduğunu da gördük...
Aman ha sen cevap verme...
Verdiğin her cevap katırın belini kıracak sıklette olsa bile, malum oğlan seviniyormuş... Çünkü "Bak, beni dikkate alan var" zehabına kapılıyormuş...
Kızgınlığının sebebini kendisi açıklıyor:
Sen, Başbakan'ın uçağına binerek Suriye'ye gitmişsin... Bunda ne gibi bir kötülük var?
Sayısını bilmiyorum, herhalde 10-12 gazeteci olacaktınız... Bulaşık Oğlan'ın çiftliğinden de bir kişi vardı...
Eee, niye fıttırıyor bu oğlan?
Tayyip Erdoğan kendisini götürmediği için olsa, ona saldırması gerekir herhalde...
Senin ne taksiratın var?
Ben biliyorum suçunu, günahını...
Her önemli yerde kendini görmek istiyor dalaksız...
Kanal 24 televizyonunda haber müdürü olsa ne kadar sevinirdi...
Olmadı!..
Adam yerine konmadığını, Vakit gazetesinden, senden biliyor...
Düşündükçe ifrit oluyor...
Göldeki kurbağa 'vak' dese, 'Vakit' dedi sanıyor, saldırıyı artırıyor...
Sen bir müddet sus be Hasan...
Sustuğun zaman "küfürbaz" diyemez herhalde... Hiç ses vermeyen adama küfürbaz yakıştırması tutar mı?
Şu da var ki sen hiç ağzını açmasan, adam (yani sözgelimi adam diyorum) ne eder, ne yapar yeryüzündeki bilumum Hasan'lara havlamaya başlar...
Bulaşık Oğlan daha doğmadan önce ben Hasan'a Mektup adlı kitabımı bastırmışım... 10. mektupta şöyle diyorum:
Bu onuncu mektup Hasan/On daha yazsam az gelir/Arsız yüz utanmam diyor/Kırk batman tükrük vızgelir/..
İkinci Mektup'ta:
Farz oldu katıra katırsın demek/Kazıklar ölçüsün bilmeli Hasan/Varsa da ucunda tekmeyi yemek/Erkeklik yerini bulmalı Hasan/..
Sakın ha bu son şiire bakarak sert davranma... Ben o şiiri yazdığım zaman gençtim... Sen de şu an için pek genç sayılmazsın... Bırak Bulaşık Oğlan hem havlasın hem ağasından paralar tırtıklasın... Ağası da amma zengin ha... Dünyanın planını değiştirseniz doymaz...
---------------------
İnsan kaçarsa itler saldırır emmi
Dik duran insan iti yıldırır emmi
Hele bir yiğitçe hücum eyle de gör
İtler de, sahibi de çıldırır emmi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi