Doların ateşi sönmüyor. Maksat faiz oranlarının düşmesini engellemek. Liberal ekonomik sistemin uşakları daha fazla kazanmak için bir takım manipülasyonlar yapıyorlar. Ekonomi alanında başarılı olmak için bir tek şeyi yapın diyorlar. O da sakın ha faizlere dokunmayın. Uluslararası finans kapital için üretim ekonomisinin bir anlamı yok. Faize kim karşı ise hedef haline geliyor.

Ülkemizdeki Soros’un çocukları faizsiz ekonomi olacağını düşünmüyorlar. İslam medeniyeti bakımından hiç düşünmüyorlar. Faiz ekonominin virüsüdür. Bu virüs bu topluma ve ekonomiye girince hastalıklar baş gösterir.

Türkiye gibi ülkeleri sömüren uluslararası finans kapital için ille de faiz gerekli. Cumhurbaşkanımız Erdoğan faizi vatana ihanet olarak yorumladı. Merkez Bankası ve yöneticileri faizden geri adım atmıyorlar. Aman ha diyorlar faiz düşerse ekonomi krize girer sakın ola faiz indirimini ağzınıza almayın diyorlar.

Ekonomi alanında bir bakanın başarılı olabilmesi için yol çok basit. Ekonomi filan bilmeye gerek yok. Çağıracaksın CNN İnternational’i, Reuters Haber ajansını diyeceksin ki ülkemizde faiz oranlarını artıracağız. Bakın bakalım başarılı mısınız yoksa değil misiniz. Gerek yerli medya, gerekse uluslararası medya size güzellemeler yapar. Sizi öve öve bitiremez.

Bugünlerde dolar aldı başını gidiyor. Hemen Cumhurbaşkanını suçluyorlar. Efendim Sayın Cumhurbaşkanı konuştu dolar yükseldi. Sayın Erdoğan Merkez Bankası’nı eleştirmeseydi dolar fırlamazdı filan....

İşin garibi bu eleştirilere İslami hassasiyetleri yüksek kesimler de katılıyor. Kardeşim faiz meselesi her şeyden önce bir akaid meselesidir. Bir iman ve medeniyet meselesidir. Meseleye bir de bu açıdan bakın. Bazıları diyebilirki; efendim bu meseleler dinle çözülmez. Peki ekonomi ilmi bakımından faizin ne kadar yok edici olduğunu bilmiyor muyuz? Batılılar ve Siyonizm bütün dünyayı faiz üzerinden sömürüyorlar.

Sadece para hareketleri borsa, faiz üzerinden ekonomideki gelişmelerin yeterli olmayacağını hepimiz biliyoruz. O nedenle Erdoğan da üretimin önemine vurgu yapıyor. Üretimin artması için milli bir sanayi oluşması için faizlerin düşmesi gerekmektedir. Ancak gelin görün ki uluslararası finans kapital ve faiz lobisi indirime karşı çıkarak faiz üzerinden gelirlerini artırıyorlar. Faize karşı çıkanları da hedef haline getiriyorlar.

Rahmetli Erbakan Hocam hep faize karşı çıkarak üretim demişti. Memleketin dört bir yanına fabrika temelleri attığı zaman muhalefet liderleri ve medya, hocayla dalga geçmişlerdi. Öyle ki bazı illerden fabrika temelleri sökülerek Ankara’ya getirilmiş işte Erbakan Hoca’nın fabrikaları diyerek alay edilmişti. Bugün gelinen noktada şeker fabrikaları başta olmak üzere askeri savunma sanayine ait, milli üretime ait her ne varsa Hocamızın attığı temeller neticesinde ortaya çıkmıştır.

Nitekim Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Bey de faiz oranları düşerse kişi başına milli gelir 25 bin dolara çıkar demektedir.

Seçimler yaklaşırken hükümete iki konu üzerinden darbe girişimi yapılabilir. Bunlardan bir tanesi iç güvenlik paketi. Bir diğeri ise ekonomik kriz çıkartmak. Batılılar biliyor ki, bu hükümeti yıpratmanın tek yolu ekonomiyi zora sokmaktır. O nedenle Doları ve Euro’yu yükselterek bir ekonomik kriz amacındalar. Gezi ve 17-25 aralık darbe girişiminden sonuç alamayanlar seçim öncesi ekonomik bir darbe girişimi ile sonuç almayı deneyeceklerdir. O nedenle dikkatli olmak gerekir.