Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Namazın olmazsa olmazları

Namazın olmazsa olmazları

Namaz herkese farz değildir. Namazın farz olması için kişilerin taşıması gereken bazı özellikler vardır. Bunlar üç tanedir.  Bu üç şartı taşıyan kişilerin namazının geçerli olması için ise namazın dışından ve içinden olmak üzere 12 şart vardır. 

Müslüman veya mü’min bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu -veya suyun son damlası- ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.”

(Müslim, Tahâret 32. Tirmizî, Tahâret 2)

Na­ma­zın şart­la­rı iki çe­şit­tir:

  1- Na­ma­zın farz ol­ma­sı­nın şart­la­rı,

 2- Na­ma­zın sıh­ha­ti­nin (ge­çer­li ol­ma­sı­nın) şart­la­rı.

NA­MA­ZIN FARZ OL­MA­SI­NIN ŞART­LA­RI

 1- Müs­lü­man ol­mak.

Er­kek ol­sun ka­dın ol­sun her Müs­lü­man üze­ri­ne na­maz farz­dır.

Ha­ne­fî­le­re gö­re kâ­fi­re na­maz kıl­mak farz de­ğil­dir. Bu, Ha­ne­fî­le­rin: “Kâ­fir­ler ne dün­ya­da ne de ahi­ret­te şe­rî­atın fu­rû­un­dan so­rum­lu de­ğil­ler­di­r” ka­ide­si­ne meb­nî­dir.

Cum­hû­ra gö­re ise; na­maz kâ­fi­re dün­ya­da ken­di­sin­den is­te­ne­cek şe­kil­de farz de­ğil­dir. Çün­kü kâ­fi­rin na­ma­zı sa­hîh de­ğil­dir. Fa­kat âhi­ret­te bun­dan ötü­rü azap gö­re­cek şe­kil­de üze­ri­ne farz­dır. 

Zi­ra İs­lâ­m’­ı ka­bul­le­ne­rek bu­nu yap­ma im­kâ­nı­na dün­ya­da iken sa­hip­ti. 

Bu; cum­hûr ka­tın­da (Şa­fi­’î, Mâ­li­kî ve Han­be­lî­ler nez­din­de) ka­bul gö­ren: “Kâ­fir­ler şe­rî­atın fu­rû­u ile mu­ha­tap­tır­la­r” ya­hut “Kü­für ha­lin­de iken, Müs­lü­man ol­mak­la so­rum­lu­du­r” şek­lin­de­ki ka­ide­le­re da­yan­mak­ta­dır.

Kâ­fir bi­ri Müs­lü­man ol­du­ğu za­man, geç­miş na­maz­la­rı it­ti­fak­la ka­za et­mez. Çün­kü Al­lâh-u Te­’â­lâ bir âyet­te şöy­le bu­yu­ru­yor:

 “O ka­fir ol­muş kim­se­le­re söy­le ki: Eğer (in­kâr­dan) vaz ge­çer­ler­se, ger­çek­ten geç­miş olan (gü­nah­la­rı) ken­di­le­ri için ba­ğış­la­na­cak­tır. Ama yi­ne (ka­fir­li­ğe) dö­ner­ler­se, (bil­sin­ler ki) ev­vel­ki (üm­met) le­rin (ba­şı­na ge­len azap) ka­nu­nu mu­hak­kak geç­miş­tir.” (En­fâl Sû­re­si: 38)

Amr ib­ni Âs (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lah (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi  ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: “İs­lâm, ken­di­sin­den ön­ce­si­ni si­le­r” (Ah­med ib­ni Han­bel, el-Müs­ned, no:17792, 6/232)

Mür­ted­din (din­den çı­ka­nın) ir­ti­dat ha­lin­de­ki na­maz­la­rı ka­za et­me­si me­se­le­si­ne ge­lin­ce, Ha­ne­fî­le­re gö­re; kâ­fi­re kü­für ha­lin­de­ki na­maz­la­rı ka­za et­me­si ge­rek­li ol­ma­dı­ğı gi­bi, mür­ted olan ki­şi­ye de ir­ti­dat (din­den çık­ma) ha­lin­de­ki na­maz­la­rı ka­za et­me­si ge­rek­mez. Di­ğer üç mez­he­bin fa­kîh­le­ri­ne gö­re ise; ona bir ce­za ol­ma­sı için ir­ti­dat ha­lin­de­ki na­maz­la­rı İs­lâ­m’­a gir­dik­ten son­ra ka­za et­me­si ge­re­kir.

 2) Bü­lû­ğa er­miş ol­mak.

Bu yüz­den ço­cu­ğa na­maz kıl­mak farz de­ğil­dir. 

Çün­kü Ali (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lah (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: 

 “Üç ki­şi­den ka­lem (tek­lif) kal­dı­rıl­mış­tır: Bü­lu­ğa erin­ce­ye ka­dar ço­cuk­tan, uya­nın­ca­ya ka­dar uy­ku­da bu­lu­nan­dan ve iyi­leşin­ce­ye ka­dar ak­lı­nı kay­bet­miş­den.” (Ebû Dâ­vûd, Hu­dûd:16, no:4402, 2/545)

Fa­kat, er­kek ol­sun, kız ol­sun, alış­tır­mak için ye­di ya­şı­na ulaş­tı­ğı za­man kü­çük ço­cuk na­maz kıl­mak­la em­ro­lu­nur. 

Şa­yet na­maz kıl­maz­sa eğer fay­da sağ­lar­sa üç vu­ru­şu geç­me­mek üze­re so­pa ile de­ğil de, el ile ha­fif­çe dö­vü­lür. Döv­me fay­da sağ­la­ma­ya­cak­sa on ya­şı­na ka­dar ken­di ha­li­ne bı­ra­kı­lır. 

Çün­kü Amr ib­ni Şu­’ay­b’­ın, ba­ba­sı va­sı­ta­sıy­la de­de­sin­den (Ra­dı­yal­lâ­hu An­hum) ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lah (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: 

 “Ken­di­le­ri ye­di ya­şın­da olan ço­cuk­la­rı­nı­za na­maz kıl­ma­yı em­re­din. Ken­di­le­ri on ya­şın­day­ken ise na­maz kıl­ma­mak­tan ötü­rü on­la­rı (ha­fif­çe) dö­vün ve ya­tak­lar­da ara­la­rı­nı ayı­rın.” (Ebû Dâ­vûd, Sa­lât:26, no: 494, 1/187; Ah­med ib­ni Han­bel, el-Müs­ned, no: 6701, 2/599)

Bu ha­dîs-i şe­rîf­te­ki emir, ço­cu­ğa de­ğil ço­cu­ğun ve­li­si­ne yö­ne­lik­tir. Çün­kü Al­lâh-u Te­’â­lâ şöy­le bu­yu­ru­yor:

 “A­ile­ne na­ma­zı em­ret, sen de ona de­vam et.” (Tâ­hâ Sû­re­si: 132)

 “Ey iman eden­ler! Ken­di­ni­zi ve ai­le­ni­zi (ce­hen­nem) ateş(in)den ko­ru­yun.”(Tah­rîm Sû­re­si: 6)

 3) Akıl­lı ol­mak.

Bu ne­den­le de­li­ye na­maz farz de­ğil­dir. Ge­ri­de zik­re­di­len ha­dîs-i şe­rîf bu­nun da de­li­li­dir.

NA­MA­ZIN FARZ­LA­RI

Na­ma­zın  farz­la­rı  on  iki­dir. Bun­lar­dan al­tı­sının na­ma­za baş­la­ma­dan ön­ce bu­lun­ma­sı ge­re­kir.

 1- Ha­des­ten ta­hâ­ret (te­miz­lik),

 2- Ne­câ­set­ten ta­hâ­ret,

3- Setr-i av­ret (av­ret yer­le­ri­ni giz­le­mek),

4- İs­tik­bâl-i kıb­le (kıb­le­ye yö­nel­mek),

5- Va­kit,

6- Ni­yet.

Di­ğer  al­tı­sı  da  na­ma­za  baş­la­may­la  ge­re­kir.

1- İf­ti­tâh tek­bî­ri (baş­la­ma tek­bî­ri), 

2- Kı­yâm (ayak­ta dur­mak),

3- Kı­râ­at (oku­mak),

4- Ru­kû­’,

5- Sü­cûd (sec­de yap­mak),

6- Ka’­de-i ahî­re (son otu­ruş).

NA­MA­ZA BAŞ­LA­MA­DAN ÖN­CE GE­RE­KEN ŞART­LAR

HA­DES­TEN  TA­H­RET

Ha­des: Cü­nüp­lük ve ab­dest­siz­lik ha­li­dir. Na­maz kı­la­cak olan bir kim­se şa­yet cü­nüp ise gus­let­me­si, ab­dest­siz ise ab­dest al­ma­sı, su bu­lamaz­sa te­yem­müm et­me­si ge­re­kir. 

Çün­kü Al­lâh-u Te­’â­lâ şöy­le bu­yu­ru­yor:

 “Ey iman eden­ler! Na­ma­za kal­ka­ca­ğı­nız va­kit yüz­le­ri­ni­zi ve dir­sek­ler(iniz)e ka­dar el­le­ri­ni­zi yı­ka­yın, ba­şı­nı­za mes­he­din, ayak­ları­nı­zı da to­puk­lar(ınız)a ka­dar yı­ka­yın. Eğer cü­nüp ise­niz iyi­ce te­miz­le­nin (boy ab­des­ti alın)…” (Mâi­de Sû­re­si:6)

NE­C­SET­TEN  TA­H­RET

 Ne­câ­set  (pis­lik)  iki  kı­sım­dır.

 1- Ne­câ­set-i ğa­lî­za (ağır pis­lik),

 2- Ne­câ­set-i ha­fî­fe (ha­fif pis­lik).

Ne­câ­set-i  ga­lî­za: Pis olu­şu ka­t’­î de­lil­le sa­bit olan şey­ler­dir. İn­sa­nın id­ra­rı, akan kan ve ta­vuk, kaz ve ben­ze­ri ha­va­da pis­le­me­yen kuş cin­si­nin pis­li­ği.

Ne­câ­set-i ğa­lî­za­nın ka­tı ola­nın­dan bir dir­hem (2.17 gr) den az olan, af da­hi­lin­de­dir. Sı­vı ol­ma­yan­dan ise avuç için­den da­ha az bir ala­nı kap­la­yan mik­tar af kap­sa­mın­da­dır.

Bu mik­tar­lar ba­ğış­lan­mış ol­mak­la bir­lik­te, az ne­câ­set (pis­lik)le kı­lı­nan na­maz meş­hur gö­rü­şe gö­re; tah­rî­men mek­ruh­tur.

Ne­câ­set-i  ha­fî­fe: Pis olu­şu ka­t’­î ol­ma­yan de­lil­le sa­bit olan şey­ler­dir. Eti ye­nen hay­van­la­rın id­ra­rı gi­bi. Ne­câ­se­ti ha­fî­fe­den af­fe­di­len mik­tar, bu­laş­tı­ğı be­de­nin ve­ya el­bi­se­nin dört­te bir kıs­mın­dan az olan mik­tar­dır. Bu mik­tar, na­ma­za ma­ni de­ğil­dir. An­cak bu mik­tar ne­câ­set, üze­rin­de ve­ya el­bi­se­sin­de iken onu te­miz­le­me­den kıl­ma­sı tah­rî­men mek­ruh­tur. 

“ELBİSENİ TEMİZLE”

Na­ma­zın sa­hîh (ge­çer­li) ol­ma­sı için el­bi­se­de ve kı­lı­nan yer­de, ayak, el ve diz­ler ile al­nın ko­nu­la­ca­ğı yer­ler­de af­fe­dil­me­ye­cek ka­dar çok ne­ca­set (pis­lik) bu­lun­ma­ma­lı­dır. 

Çün­kü Al­lâh-u Te­’â­lâ şöy­le bu­yu­ru­yor:

 “El­bi­se­ni te­miz­le.” (Müd­des­sir Sû­re­si:4)

Hadis-i şerif: Âi­şe (Ra­dı­yal­lâ­hu An­ha)dan ri­va­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lah (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur: 

 “Ha­yız ha­li yö­nel­di­ği za­man na­ma­zı bı­rak, bu hal üze­rin­den git­ti­ğin­de ken­din­den ka­nı te­miz­le ve na­maz kıl.”(Bu­hâ­rî, Hayz:28, no:324, 1/125)

Üze­rin­de ve­ya el­bi­se­sin­de­ki pis­li­ği gi­de­re­cek şe­yi bu­la­ma­yan kim­se, pis­lik­le be­ra­ber na­ma­zı­nı kı­lar. Na­maz­dan son­ra onu gi­de­re­cek şe­yi bu­lur­sa na­ma­zı ia­de et­me­si ge­rek­mez. Devamı Cuma günü...

Ayet-i kerime

Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut  da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.” (Mâide, 6)

Alimlerden öğütler

Ey oğul!  Tam manasıyla kul hakkının ödenmesi cihetine gidilmelidir. Bu yolda tam bir gayret gösterilmelidir. Ta ki, üzerinde hiç kimsenin hakkı kalmaya. Çünkü bu dünyada hak ödemek kolaydır, yumuşaklıkla, tatlı dille helallik dilemek mümkündür; ama âhirette iş zordur. Orada çare bulmak mümkün degildir.  (İmam-ı Rabbani)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi