Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Fetih Ordusu

Fetih Ordusu

Arap Birliği’nin son toplantısına Suriye Ulusal Koalisyonu’nun (SUK) davet edilmemesine Dr. Halid Hoca tepki gösterdi ve bunun Arap Birliği için bir utanç olduğunu söyledi. Hatırlanacağı gibi, Kasım 2012’de Arap Birliği SUK’u resmen tanımış ve Suriye sandalyesini Koalisyon’a vermişti aslında ama üç yılda köprünün altından çok sular aktı gayet tabii… Özellikle Mısır darbesi ile bölgenin kodları altüst oldu; asker-sivil dengeleri değişti ve devrim karşıtı akımlar çok güçlendi. 

Bölgeyi iyi bilen akademisyen bir dostumuz Suriyelilere gösterilen tavrı şu fıkra ile değerlendirdi: “Rize ve civarında ayı avı yasaklanmış. Adamın biri de tarlasına zarar veren ayıyı vurunca hakkında dava açılmış, mahkeme altı ay ceza vermiş. Adam şaşırmış ve hâkime sormuş: ‘Bu kanunu kim çıkardı, ağır değil mi?’ Hâkim, ‘Meclis çıkardı’ deyince, adamın cevabı ilginç olmuş: ‘Hâkim bey, ayının mecliste adamı var da benim yoksa bana bu ceza az, sen bana bir yıl ver’ der.”  

Bakmayın Arap Birliği üyelerinin Yemen’de şahin ve darbe karşıtı kesilmelerine, Yemenlilerin istikbalinden çok kendi iktidarlarını koruma derdindeler. Suriyelilerin zirveye davet edilmesi demek kendilerini inkâr etmek mânâsına geleceği için son iki zirvedir o sandalye boş bırakılıyor. Hem de SUK ve Suriye direnişinin birçok kolu Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan koalisyonun Husilere yönelik opersyonuna destek açıklamaları yapmışken…  

İran’ın bir yandan müzakerelerle küresel aktörleri oyalarken diğer yandan yakaladığı ‘tarihi fırsat’ı kaçırmamak adına bölgede yıllardır ektiği tohumların hasadını toplamak istemesi bugünkü kaosun zeminini oluşturuyor. Suriye’de dört yıldır akan kanın arkasında Şam’ı Tahran’dan daha vazgeçilmez gören İran rejiminin tavrı var. ‘Direniş ekseni’ retoriğiyle bölge insanının zihnini allak bullak eden İran lobisi ise hâlâ çok zinde ve özellikle Suriye devrimini ve direnişini boğmak için her gün yeni tertipler peşinde. 

Bu durumu çok iyi bildiği için Suriyeliler İran’ın Yemen’de kaybetmesini kendileri için avantaj olarak değerlendiriyorlar. Yemen’dekine benzer bir tavrı Arap rejimlerinin göstermeyeceğini çok iyi bildikleri halde benzer bir koalisyonun ve harekâtın Esed’e karşı da olması gerektiğini ifade ediyorlar. 

Arap Birliği’nin bu olumsuz tavrına rağmen, son dönemde Halep kuşatmasının kırılması, İdlib’in ve Ürdün sınırındaki Busra’nın ele geçirilmesi Suriye muhalefetinin direncini artırdığı gibi, hâlâ uluslararası odakların Esed’li bir çözüm arayışında olması ise endişelendiriyor. ‘İran’ın zırhı, İsrail’in kalkanı’ gibi olan Esed rejiminin yıkılmaması için Amerikan yönetiminin nasıl kritik zamanlarda manevralar yaptığını tüm dünya biliyor. Özellikle Suriye muhalefetinin ittifakla oluşturduğu Fetih Ordusu’nun İdlib’i alması hem Esed rejiminde hem de uluslararası odaklarda bir endişeye yol açmışa benziyor. Onun için Fetih Ordusu’nun içindeki El-Nusra birliklerinden yola çıkarak bu stratejik başarıyı boğma derdindeler şimdi. Hürriyet’in “Bir şehir daha düştü” ve “İdlib radikal dincilerin eline geçti” türü başlıklarla servis ettiği haberler bile bu çevrelerin Suriye muhalefetine bakışını çok açık gösteriyor. 

Gerek SUK ve Suriye muhalefeti gerekse Türkiye, Husilere karşı yapılan operasyona destek verirken ve DAEŞ’e karşı yapılan harekâtı desteklerken ‘Esed terörü’nü dışarda bırakmıyorlar ve dünyayı da aynı çerçeveden konuya yaklaşmaya davet ediyorlar.

İran’ı bölgeyi ateşe sürükleyecek maceralarından vazgeçirmenin başka yolu da yok. Daily Sabah’tan Ali Ünal’ın SUK Başkanı Dr. Halid Hoca ile yaptığı, dün yayınlanan geniş kapsamlı mülâkatında da ifade edildiği gibi Esed rejimi, ülkede İran’ın etkinliğini sorgulayan ve Kasım Süleymani’ye karşı çıkan 18 üstü düzey askeri personeli infaz etti. Suriye muhalefeti Esed rejiminin artık tamamen İran kontrolünde olduğunu bildiği için Esedsiz çözümün kaostan kurtulmak için en önemli şart olduğunun altını çiziyor.

Fetih Ordusu’nun başarısı Husilere karşı oluşturulan koalisyonun harekâtından çok daha önemli ve heyecan verici. Devrim devam ediyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi