Türkiye, bilhassa son beş yılda yaptığı hamlelerle uluslararası öğrenci sahasında “Artık ben de varım” demeye başladı. Hâlen Türkiye’de 160 ülkeden 80 bine yakın öğrenci eğitim görüyor. 2011’de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na Türkiye Bursları için başvuru yapılan ülke sayısı 50 iken bu sayı geçen sene 176’ya çıktı.  2014’te 6 kıtadan 82 bin öğrenci Türkiye Bursları için müracaat etti. 2010 yılında Türkiye’de okuyan misafir öğrenci sayısının sadece 17 bin olduğu düşünülürse bu konuda nereden nereye geldiğimiz daha iyi anlaşılır. Bu hızla giderse 8 yıl sonra, yani 2023’te ‘küresel eğitim üssü’ haline gelecek olan Türkiye’de en az 200 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor olacak. 

Türkiye bu performansıyla geçen sene UNESCO’nun açıklamış olduğu en çok uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapan ilk 20 ülke sıralamasına giremese de gelecek yıldan itibaren ilk 10 ülke arasında olacağına şüphe yok. 200 bin öğrenci sayısını çoktan geçen ilk beş ülke ise sırasıyla ABD, İngiltere, Fransa, Avustralya ve Almanya. 2023 yılında, şayet uluslararası öğrenci politikasını daha da geliştirirse, bu ilk beş ülkeden birisi Türkiye olabilir… 100 milyar dolarlık devasa bir sektör olan uluslararası eğitim sahasından Türkiye şimdilik yüzde 1,8’lik bir pay alıyor. Sahayı erken farkedip gereken hamleleri yapan ülkeler içinse bu sektör çoktan ekonominin lokomotifi haline gelmiş bile… 

BÂB-I ÂLEM VE UDEF’İN BÜYÜK BAŞARISI 

Meselenin ekonomik boyutundan çok daha önemlisi, uluslararası öğrencilerin Türkiye’nin yumuşak/ince gücünü artırıyor olmaları. Türkiye’de eğitim gören, Türkiye’den burs alan ve mezun olan her bir öğrenci Türkiye’nin birer günüllü kültür elçisi oluyor. Özellikle Türkiye’nin tarihi ve kültürel bağlarının olduğu coğrafyalarla irtibatı, uluslararası öğrencilerin kurduğu köprülerle her geçen gün artıyor ve kuvvet kazanıyor. 

İşte bu vizyonla Türkiye’de okuyan uluslararası öğrencilere rehberlik yapmak için 2004 yılında Sosyal Araştırmalar ve Kültürlerarası Dayanışma Derneği (SADER) kuruldu.  Daha sonra Bab-ı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği olarak yoluna devam eden aynı kadro, Türkiye’nin muhtelif illerinde kurulan 11 dernekle, 2012 senesinde M.Ali Bolat başkanlığındaki Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) çatısında bir araya gelmeye karar verdi. Bendeniz de hamdolsun, hem Bab-ı Âlem hem de UDEF yönetim kurulullarında bir süre görev yaptım. 

Türkiye’de eğitim gören öğrencilere, ‘Misafir Öğrenci’ bakış açısıyla yaklaşan UDEF, 8 yıldan beri Uluslararası Öğrenci Buluşmaları düzenliyor. Bu buluşmalar ülkemizdeki misafir öğrencilerin ve kültürlerinin tanınmasına, kaynaşmaya ve bir kardeşlik kültürü geliştirilmesine hizmet ediyor. Bu sene UDEF-Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) işbirliğiyle, Kıbrıs ve Bosna dahil olmak üzere 33 merkezde gerçekleştirilen buluşmanın finali 16 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul’da yapılacak.  

OLİMPİYAT KARŞILAŞTIRMASI YANLIŞ

Bazı basın-yayın kuruluşlarında Uluslararası Öğrenci Buluşmaları’nın Türkçe Olimpiyatları ile karşılaştırılması ya bu buluşmalarının ruhunun ve mahiyetinin bilinmediğini yahut bir art niyet olduğunu gösteriyor. Zira buluşmada ne Türkçe vurgusu ne yurt dışından organizasyon için getirilen öğrenciler ne de bir yarışma var. Yıllardır ülkemizde misafir öğrenci olarak eğitim gören talebelerin kendi kültürlerini tanıttığı bir buluşmayı bu tür kıyaslamalarla zayıflatmaya çalışmak ancak Türkiye’nin bu önemli ve yükselen gücünü farkedememekle veya bu başarıyı hazmedememekle açıklanabilir. Zira böyle bir buluşmadan memleketini seven hiç kimse rahatsız olmaz, bilakis iftihar eder…

Bu vesileyle, 8. Uluslararası Öğrenci Buluşması’nı başarıyla gerçekleştiren başta UDEF ve TÜGVA yönetimleri olmak üzere, organizasyonda emeği geçen, destekleyen herkesi gönülden tebrik ediyor ayakta alkışlıyorum…