Faruk Köse

Faruk Köse

Şimdi muhasebe zamanı

Şimdi muhasebe zamanı

Ne garip değil mi; bir parti yüzde 40 oy alarak birinci parti çıkıyor ama mağlup sayılıyor; bir başka parti yüzde 13 oy ile sonuncu parti oluyor ama galip ilan ediliyor! İşte “Demokratik mekanizma” böyle bir şey.“Demokrasi”ye ısınamamış olmamın bir sebebi de bu.

Seçim sonuçlarının AK Parti için nasıl bir eylemi zorunlu kıldığını görmek lazım. AK Parti için bu saatten sonra en elzem ve öncelikli konu, “hiçbir hususu ihmal etmeden, hiçbir ayrıntıyı atlamadan kapsamlı bir muhasebe yapmak” olmalı. Bu kapsamda Ak parti şu adımları atmalı:

Yaptıklarının da, yapabileceği ve hatta yapması gerektiği halde yapmadıklarının da muhasebesini yapmak zorunda. Bir yandan yaptıklarını ne derece doğru ve yerinde yaptığının, maksadı hasıl edecek nitelikte yapıp yapmadığının muhasebesini yaparken; diğer yandan da yapabileceği pek çok şeyi niçin yapmadığının, yapması gerektiği halde pek çok şeyi neden yapmayıp ertelediğinin, mevzuat engellerini aşmayıp kazanımları niçin uygulayıcının inisiyatifine bıraktığının muhasebesini yapmalı. Tüm bunların “ana kitle” üzerindeki olumsuz etkilerinin neler olduğunu tek tek ve en küçük ayrıntılarına kadar tesbit edip, gereğine uygun çareleri üretmeye hemen başlamalı.

Hakikatlerin ifadesi, hukukun ikamesi, eksik kalan ve aksayan yönlerin toplumla paylaşılması vb. adına söylediklerinin de, söylemesi gerektiği halde söylemeyip gizlediklerinin de muhasebesini yapmak zorunda. Yerine getirmediği vaatlerinin nasıl bir negatif etki doğurduğunu belirleyip, gereğine uygun tedbirleri acilen almalı.

Ülke yönetimi, ahde vefa, uluslararası ilişkiler, iç dengeler, toplumsal barış, her şeyiyle destekleyen kitlenin ihtiyaçlarını karşılama ve beklentilerine cevap verme, sosyal, siyasal ve iktisadi sorunları halledip gereken düzeyi yakalama, davayı omuzlayanlara gereken önemi ve değeri verme vb. hususlarda hesaba kattıklarının da, hesap dışı bıraktıklarının da; dikkate aldıklarının da almadıklarının da muhasebesini yapmak zorunda. Neyi aksattığını, neyi eksik yaptığını, kimi küstürdüğünü, kime gereğinden fazla önem ve değer kazandırdığını vb. hususları mutlaka masaya yatırmalı.

İhsan kitlesine karşı yer yer kibre varan ve yer yer hiçe sayan tutumlarını tashih, destek alarak yükseldiği ama gerilerde bırakıp araya mesafe koyduğu ana kitleyi taltif, vitrine yabancı unsurları doldururken ihmal ettiği işin çilesini çekenleri takdir ve kazanma adına, değer verdiklerinin de, değersiz saydıklarının da; umursadıklarının da, umursamadıklarının da; önemsediklerinin de, önemsemediklerinin de muhasebesini yapmak, bu hususta doğru çizgiden sapmaları tesbit etmek zorunda. Partinin esas omurgası olan kadroları tasfiye etmenin, devre dışı bırakmanın, işlevsiz kılmanın, partinin iplerini menfaatçi güruha teslim etmenin muhasebesini de yapmalı. Yapacağı muhasebe ile, temeli sağlamca atıp gerekli seviyeye çıkarmada ana yükü taşıyan, ama zamanla başka vitrin malzemelerinin gerisinde bırakılarak küstürülen, hatta tard edilen “esas dava arkadaşlarını yeniden kazanmak” zorunda.

Çözüm sürecinde yapılan geri dönüşü olmayan hatanın, terör örgütü PKK’ya meşruiyet kazandırma ve Güneydoğu’da alan hakimiyetini terör örgütüne teslim etme hatasının muhasebesini yapmak zorunda. Bu esnada hiçbir uyarıyı dikkate almamasının, uyaranları karşıtmış gibi algılayıp o şekilde yaftala(t)masının hangi vahim sonuçlara yol açtığının, nelere malolduğunun muhasebesini yapmalı.

Eski derin yapılarla oluşturulan birlikteliklerin, kurulan ittifakın, onları aklayıp eski mevzilerini onlara teslim etmenin nasıl bir durumu ürettiğinin, bunun partiyi omuzlayan kitle tarafından nasıl algılandığının muhasebesini yapmak zorunda.

Partinin etkin ve yetkin konumlarında yer alan bazı kişilerin, “İslam’a ameli ve itikadi açıdan alenen aykırı sözlerine ve fiillerine rağmen hâlâ kadroda tutulması”nın, partiyi sırtında taşıyan inançlı kesimlerin duyarlılıklarını nasıl örselediğini, onları nasıl rahatsız ve rencide ettiğini, kalpleri nasıl yaraladığını, gönülleri nasıl acıttığını hesaba katmamanın hangi sonuçları ürettiğinin muhasebesini yapmak zorunda.

Kimlere güvendiğinin, kimlere danıştığının, kimleri ön plâna çıkardığının; ama bu esnada kimleri devre dışı bıraktığının muhasebesini yapmakzorunda.

Hakkında şaibe olan partilileri mutlaka şeffaf yargı ortamında aklamamış olmanın nelere malolduğunun, şaibe iddialarına kulak tıkamanın nasıl bir neticeye vardığının, partiye zarar gelmesin diye şaibeli olduğu bilinenlerin hâlâ bünyede tutulmasının ve vatandaşın uyarılarına kulak tıkamanın nasıl da kötü bir akıbeti getirdiğinin muhasebesini yapmak zorunda.

Hoşumuza gitse de gitmese de, ciddi hasarları ve travmaları artık görmek lazım. Bu yüzden, sonuçtan ders alınmaz da gereken muhasebe yapılıp radikal adımlar atılmazsa, AK Parti sonraki seçimde de başarılı olamayabilir. 

Eğer yukarıda bir kısmına işaret ettiğim ve daha niceleri olan hususlarda acilen, ciddiyetle ve derinlemesine bir muhasebe yapıp da gerekli adımları atarsa, AK Parti bir sonraki seçimde tekrar tek başına iktidarı yakalayabilir. 

Bu yüzden, “yamama kadrolar”ı ayıklayıp “kuruluş ruhu”na dönmek, AK Parti’nin tek kurtuluş reçetesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Faruk Köse Arşivi