Faruk Köse

Faruk Köse

Mursi’nin idamı, Ümmet’in strateji yoksunluğundandır

Mursi’nin idamı, Ümmet’in strateji yoksunluğundandır

Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Mısır’ın yeni firavunu Abdulfettah el-Sisi’nin sözde mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırıldı. 

Cuntacı Sisi’yi kimlerin desteklediğini biliyorsunuz. Dünyaya “demokrasi nizamı” verme iddiasındaki “büyük emperyal güç” ABD ve etrafında toplanan diğer Avrupa emperyalleri... 

İslam coğrafyasının tam ortasına hançer gibi saplanmış “Siyonist/Yahudi terör üssü” İsrail... 

Kendini “İslami devlet” olarak tanımlayan Suudi Arabistan krallığı ve körfez krallıkları...

Dikkat ederseniz, Mısır’da İhvan-ı Müslimin iktidarına karşı kurulan ittifakın içinde herkes var. “Siyonist” var. 

“Demokrat” var. 

Sözde “İslamcı” var. 

Bu üç güruh, tüm İslam coğrafyasında “İslamcı siyasetin rolmodeli” olmuş “İhvan-ı Müslimin” iktidarını boğmak için el ele verip, darbe yaptırdılar. 

Şimdi Sisi, “iktidar koltuğu” karşılığında, “ağababalarının verdiği görev”i ifa ediyor.

Sisi’ye verilen görev; Mısır’da “İslami hareket”i yok etmek. 

Bunun ana ekseninde, hemen hemen tüm İslami hareketlere “örneklik” etmiş, “esin kaynağı” olmuş olan İhvan-ı Müslimin var. “Tarihten ders alma basireti”nden yoksun başka İslami gruplar da buna yardım ediyorlar. İşte, İhvan-ı Müslimin yasadışı ilan edildi, hemen hemen tüm yöneticileri ve etkin kadrosu hapiste. Tümüyle yok edilmeye çalışılıyor. 

Binlerce uzun süreli hapis cezaları, yüzlerce idam var.

Mursi’nin idam cezası alması, aslında Ümmet-i Muhammed’in “strateji yoksunu” olduğunu, “Ümmete önderlik edenler”in bu konumlarını haketmediklerini, hatta zarar verdiklerini göstermesi bakımından tarihi, ama “acı bir ders.” 

Bu yüzden “Mursi’nin idamı, Ümmet’in strateji yoksunluğundandır” diyorum.

Net olarak söyleyeyim: Biz müslümanlar, iktidara hiç hazır değildik, hiçbir zaman hazırlanmadık, hâlâ hazır değiliz ve yine de hazırlanmıyoruz!

Bunu hem “İslami iktidar” bağlamında, hem “geçiş iktidarı” bağlamında, hem de mevcut sistem içinde “iktidar makamlarını kullanma” bağlamında söylüyorum. 

Hazır değildik, hazırlanmadık, hazır değiliz ve hâlâ da hazırlanmıyoruz. Akışına bırakmış gidiyoruz.

İhvan-ı Müslimin’in kurucusu Şehid Hasan el-Benna, şahsen hayranlık duyduğum bir şahsiyet. 

“Ortadoğu’da İslamcı Siyasetin Rolmodeli: İhvan-ı Müslimin” adlı kitabı hazırlarken onu daha iyi tanıdım. 

Ancak şu da bir gerçek: Şehid Hasan el-Benna’nın belki de tek hatası, İhvan-ı Müslimin mensuplarının devlet makamlarında yer almalarına karşı çıkmasıydı. O günün şartları içinde buna neden gerek duyduğunu bilemem; ama “kontrollü, plânlı ve sistematik biçimde, kadrolaşmak kapsamında Mısır bürokrasisine girilmesi de hareketin stratejilerinden olmalı”ydı. 

Çünkü gerektiğinde, hareketin ana çatısı için “koruyucu kalkanlar”ın hazırlanması lazımdı.

Darbeci Sisi’yi ordunun başına atayan Mursi idi. Mursi, görebildiği “en uygun kişi”yi atamıştı. Çünkü başka adam yoktu. İhvan’ın ordu içinde yükselmiş hiçbir mensubu bulunmuyordu. İşte o “en uygun” kişi, Mursi’ye darbe yapıp idama mahkûm ettirdi.

Ümmet-i Muhammed iktidar olmak için gereğince hazırlanmıyor. Mesela, iktidar olduğumuzda işleyişi sürdürecek kadrodan yoksunuz; kadro yetiştirmiyoruz. “İslami bir devlet” kurulsa, bunu hangi mevzuatla, hangi yetişmiş kadroyla yürüteceğiz? İslami manada yetişmiş kadro da, İslami mevzuat da yok elimizde.

Mücadele ettiğimiz rejime/sisteme karşı savunmasızız. Taarruzlara karşı rejim/sistem içinde harekete kalkanlık edecek adamlarımız olmalı, değil mi? 

Mısır’da yaşanan dram, İhvan’ın, sistem içinde adamlarının olmayışından. Halkın oyuyla iktidara geldiler, ama iktidarı sürdürmek ve işleyişi yürütmek için, karşı çıktıkları rejimin, devirdikleri iktidarın kadrosuna teslim oldular. 

Nasıl ki Hudeybiye, Bedir’in izzetini düşüren bir strateji değildiyse; ana yapıyı korumak ve tümden silinmemek için, “stratejik geri adımlar” atmak da zillet değildir. Güce karşı “güç dengesi”ni sağlamak için “stratejik hamleler” yapılmalıydı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Faruk Köse Arşivi