Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Sahur yemeğini bırakmayın

Sahur yemeğini bırakmayın

AYET-İ KERİME

Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah’ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz. (Bakara, 21)

HADİS-İ ŞERİF

Eğer kullar, Ramazanın faziletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi…Heysemî, c. III, 
sf. 141

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Ey oğulcuğum! Gördüğün bir adamı asla küçümseme. Eğer senden yaşça büyükse onu baban say. Eğer yaşça emsalin ise, o senin kardeşindir. Eğer yaşça senden küçükse onu oğlun say. Hazreti Ali (R.A)

 

Sahura kalkmak gündüz tutulacak oruç için kuvvet kazandırır. İnsanın iftarda çok yemesi sünnete ve sıhhate uygun değilse de, sahurda çok yemeye müsaade vardır.

İFTARIN SÜNNETLERİ

İftarı hurmayla açmak sünnettir. Nitekim:


Selman ibn-i Âmir (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sizin biriniz oruçluysa, hurmayla iftar etsin, hurma bulamazsa, suyla iftar etsin. Çünkü su, temizleyicidir(; susuzluğu giderir ve mideyi yıkar).”(Tirmizî, Zekât:26, Nesâî, Sıyam:28, İbn-i Mâce, Sıyam:25, Ebû Dâvûd, Sıyam:21, No:2355, Ahmed ibn-i Hanbel:4/17-18, 213-215) 

Enes ibn-i Mâlik (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:

“Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) namaz kılmadan önce yaş hurmayla iftar ederdi, yaş hurma bulamazsa, kuru hurmayla iftar ederdi. O da yoksa birkaç yudum su içerdi.” (Ebû Dâvûd, Sıyam:21, No:2356, sh:343) 

SAHURun önemi

Enes ibn-i Malik (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem):
“Sahur yemeği yiyin, çünkü sahurda bereket vardır.” buyurdu. (Buharî, Savm:20, Müslim, Sıyam:45, Tirmizî, Savm:17)  

Amr ibn-i Âs (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur.  

“Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunun arasındaki fark, sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyam 46; Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyam 27; Dârimî, Savm 9; Ahmed ibn-i Hanbel, 4/194) 

Feyiz ve nur

Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: 

“Sahur yemek, tümüyle hayır ve berekettir, sakın onu bırakmayın, velev ki sizin biriniz bir yudum su içsin. Zîra şüphesiz Allâh-u Teâlâ ve melekleri sahur yiyenlere salât buyurur (feyiz ve nur yağdırır)lar.”(Ahmed ibn-i Hanbel, el-Müsned, 3/12, 44, 4/377; İbni Ebi’d-dünya, Fedâil-ü şehri ramazân, no:61, sh:68; Ali el-Muttakî,  Kenzu’l-ummâl, no:23984, İbni Hibban, no:3467; Taberânî, el-Evsat, no:1506;  İsbahânî, et-Terğîb, no:1793) 

Sahura kalkmak gündüz tutulacak oruç için kuvvet kazandırır. Buna işaretle İbni Abbâs (Radıyallahu Anhuma)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

Yardım alın  

“Gündüzün kaylûle uykusu ile gece kalk(ıp teheccüt namazı kıl)maya, sahur yemeği ile de gündüz orucuna karşı yardım alın.”(İbni Nasr, Taberânî, Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, No:21484, 7/803) 

İnsanın iftarda çok yemesi sünnete ve sıhhate uygun değilse de, sahurda çok yemeye müsaade vardır. Nitekim:
İbni Abbâs (Radıyallahu Anhuma)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “(Kazançları ve yedikleri) helâl olması durumunda, üç kişiye, yediklerinden dolayı bir hesap yoktur.   
(Bunlar da:) Oruçlu, sahur yapan ve Allâh-u Azze ve Celle’nin yolunda nöbet tutan!” (Bezzâr, no:975, Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, no:12012, Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, no:4844, 3/360, Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23604, 8/450)  

Üç kişi kınanmaz

Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte de Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi, nimetten sorguya çekilmezler. 

Yedirip içiren, iftar eden ve sahur yapan, bir de misafir ağırlayan. 

Üç kişi de kötü huylarından dolayı kınanamazlar.  

Hasta, iftar edinceye kadar, oruçlu, bir de adaletli yönetici.” (Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, no:2501, 2/94; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23637, 8/456) 

Sahurda hurma yemek sünnet olduğu gibi, aynı zamanda hurma iftar vaktine kadar kalıcı kalori sağlayan mübârek bir gıdadır. Bundan dolayı Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Hurma, müminin ne güzel sahur yiyeceğidir.”  (Ebû Dâvûd, Sıyam:16, No:2345) buyurmuştur. 

RAMAZÂN-I ŞERİFTE CUMA

Berâ ibn-i Âzib (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ramazândaki cumanın (diğer cumalara) üstünlüğü, ramazânın diğer aylara üstünlüğü gibidir.” (Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs:4352; İsbahânî, Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr:2/228 )

İbni Abbâs (Radıyallahu Anhuma)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Ramazan ayının her gecesi iftar anında Allâh-u Teâlâ’nın cehennemden bir-milyon azatlısı vardır.  Cuma gecesi olduğunda ise, her saat başı, hepsi de cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi azat eder.” (Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, no:4960, 3/320; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:23721, 8/479)

Haftanın kalbi

İşte bu hadîs-i şerîfler, ramazân-ı şerîf cumalarının, diğer ayların cumalarından ne kadar üstün olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca yılın kalbi mesabesinde olan ramazân-ı şerîf ayıyla, haftanın kalbi menzilesinde olan cuma gününün özel bir münasebeti vardır. 

Bu yüzden:

Hazret-i Âişe (Radıyallâhu Anha)dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz:
“Cuma sâlim olursa (mümkün mertebe günahsız ve huzûr-u kalple geçerse), bütün günler sâlim olur. 
Ramazân sâlim olduğunda ise, bütün sene selâmette olur.” (İsbahânî, Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr:2/228; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl:7/710, No:21049) buyurmuştur.  Diğer bir hadîs-i şerifte ise:

“Ramazân senenin kalbidir; o selâmette olursa, bütün sene (onun bereketiyle) sâlim olur.” buyrulmuştur. (Abdurrahman es-Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/145)

YİRMİDÖRDÜNCÜ GECE

Vâsile ibni Eska’ (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen:

 “Kur’ân(-ı Kerîm) ramazânın yirmi-dördünde indirilmiştir.” (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:16984, 28/191; İbni Cerîr, 3/187; İbni Ebî Hâtim, no:1649, 1/310; Taberâni, el-Mu’cemu’l-kebîr, no:185; 22/75; el-Mu’cemu’l-evsat, no.3740;  Beyhakî, Şu‛abu’l-îmân, no:224;  Muhammed ibni Nasr, İsbahâ-nî; Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, 2/231) hadîs-i şerîfinden dolayı sahâbe-i kirâm ve selef-i sâlihîn yirmidördüncü geceyi ihyaya çok önem vermişlerdir. Nitekim Enes ibni Malik (Radıyallahu Anh) yirmi dördüncü gece olduğunda, gusül abdesti alır, güzel kokular sürer ve güzel elbise giyerdi. 

Sabahladığında, onları katlar bir daha sene o geceye kadar giymezdi. (İbni Receb, Letâi-fü’l-me’ârif, sh:346)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi