Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

İncirlik

İncirlik

G eçtiğimiz Cuma günü “İncirlik Hava Üssü’nde bomba paniği” haberlerini okuyunca aklıma Ridley Scott’ın yönettiği ve Leonardo DiCaprio, Russell Crowe ve Mark Strong’un başrollerinde oynadığı 2008 yapımı Yalanlar Üstüne (Body of Lies) filmi geldi. Hikâye bildik türden: ABD istihbaratı dünyada seri bombalamalar yapan bir teröristin peşindedir ve sahada tecrübeli ajan Roger Ferris (DiCaprio), masada kıdemli CIA yetklisi Ed Hoffman (Crowe) ve Ürdün İstihbaratı’nın başı Hani (Mark Strong) operasyonun   esas aktörleridir. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği istihbarat dünyasının kirli oyunlarının resmedildiği filmde, teröristlerin dikkatini çekmek için sahte bir terör örgütü icat edip, iki işadamını sahte mail ve evraklarla bu sahte örgütle ilişkilendirip, İncirlik Üssü’nün bu örgüt tarafından havaya uçurulduğu ve birçok Amerikalının öldürüldüğü kurgusunun görüntülerini dünyaya yayarlar.

Böylelikle peşinde oldukları teröristlerin bu işadamlarıyla irtibat kurmasını sağlarlar…  

Hikâyenin tamamı için filmi izleyebilirsiniz; bizi bugün ilgilendiren üç-beş dakikası... Filmin ilginç tarafı İncirlik Üssü’nü “Amerikan Üssü” olarak nitelemesi ve “film içinde film” gibi kurgulanan saldırının özelliğinin “Amerikan mülküne” yönelik olduğunun söylenmesi idi. Bir istihbarat ve medya ortak operasyonu olan saldırıyı ellerinde içkileri ile senaristler keyifle izlerken, terörist örgütler pazara giren sözde ‘yeni oyuncu’yu merak ediyorlardı… Terör örgütlerine hedf gösterir gibi, “İncir Bahçesi” anlamına gelen İncirlik Üssü’nün Afganistan ve Irak savaşlarında aktif olarak kullanıldığı da filmde atlanmamıştı... 

İNCİRLİK ÜSSÜ’NÜN GERÇEK HİKÂYESİ NE?

İncirlik Üssü, hukuken Türkiye’ye ait olduğu halde, Hollywood oyuncuları Türk araştırmacılardan daha çok üssü ziyaret edebilmiştir her halde! Hatta 2001 Aralık ayında üsteki askerlere moral vermek üzere Ocean’s Eleven filminin oyuncuları bile üssü ziyaret etmişlerdi. 

İncirlik hakkındaki ilk ve sanırım tek akademik çalışma 2012 yılında Selin Bölme tarafından yapıldı.  Çalışma, “İncirlik Üssü, Amerika’nın Üs Politikası ve Türkiye” başlığı ile yayınlandı. (İletişim Yayınları) 

Bölgedeki bir çok hadisede yarım asrı aşkındır önemli bir faktör haline gelen, Türkiye’de Amerikan karşıtlığının sembollerinden birisi olan İncirlik Üssü hakkında yeterince araştırma olmaması tam bir garabet. Bu durum, üsse bir gizem kattığı kadar algı operasyonlarına ve yukarda bir filmden aktardığım sahnedeki gibi tertiplere elverişli hale getiriyor. Bundan dolayı olsa gerek, Demirel, “Türkiye’de üs yok tesis var” bile demişti… 

Amerika’nın üs politikasını anlamak için Üs Kapatma ve Düzenleme Raporu’nda geçen şu cümleyi okumak yeterli:

“Bir üs yapısı askeri düşüncenin ötesinde anlam taşır. Her şeyden önce ikili, kültürel ve ekonomik sonuçları olan siyasi bir düzenlemedir.” (Mayıs 2005)

İncirlik Üssü’nün hikâyesi, gelecekte CIA adını alacak Amerikan Stratejik Hizmet Ofisi’nin (Office of Strategic Service- OSS) ilk ajanının 9 Ocak 1942’de Türkiye’de göreve başlamasına kadar dayanır. İlk OSS istasyonunun 1942 sonunda İstanbul’da faaliyete başlaması ve Mayıs 1943’te ilk telgrafını, Eylül 1943’te de ilk istihbarat raporunu geçmesiyle “İncir Bahçesi” hikâyesi de başlamış olur… 

1943 sonlarında OSS, Amerikan Elçisi’nin Adana’daki yazlık evini kendine üs haline getirdi ve havaalanın 4 km uzaklıktaki bu bina Alman Konsolosluğu’na da komşuydu. Adana’yı o zaman cazip kılan ise Mihver devletlerinin mevzilerinin dışında olması ve Mısır’a yakın bir mesafede bulunmasıydı. Amerika Hava Ulaştırma Komutanlığı (ATC) için Adana mükkemmel bir konumdaydı. 

“Stratejik açıdan Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun en önemli faktörü” olarak tanımlanan Türkiye, 23 Haziran 1954’te ABD ile Askeri Tesisler Antlaşması imzalamış ve İncirlik Üssü’nün kullanımına ilişkin bir takım imtiyazları kabul etmiş, 6 ay sonra da İncirlik Üssü, 27 Aralık 1954’te, inşaatı tamamlandıktan sonra Türkiye’ye devredilmiştir.

Hikâyenin hukuki zemini de kısaca böyledir...  

Peki sonra neler oldu İncirlik Üssü’nde? Mesele uzun ve çetrefilli… Yarın devam edelim… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi