D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Zafer Kazananın Yol Haritası

Zafer Kazananın Yol Haritası

Bu yazıyı seçim sonuçları açıklanmaya başlamadan saatlerce önce yazıyorum. Elbette bu seçimin de kazananları ve kaybedenleri olacak. Kaybedenler mazeretlerini çoktan hazırlamışlardır. Onların bu hususta desteğe ihtiyacı olmaz. 

Ya kazananlar? 

Zafer kazananın olgunluğu büyüklüğünün ölçüsüdür, zafer sarhoşluğuna kapılanlarla işimiz olmaz. 

Genç Sultan Mehmed İstanbul’u aldıktan sonra Fatih olmuştur ama, onun asıl büyüklüğü İstanbul’a muzaffer kumandan olarak girerken de tevazuyu terk etmemesindedir. 

20’li yaşlarda bir delikanlı, asırlardan beri beklenen, mev’ud bir zaferi kazanan övülmüş kumandan... Askerinin başında fatihi olduğu şehre büyük bir alayla girer... En yakınında Hacıbayram Veli’nin halefi Ak Şeyh (Akşemseddin) vardır. Kendisinden çok ona saygı gösterilmesini ister...

“Yavuz” sıfatıyla anılan Selim Han Osmanlı Devleti’nin doğu ve güney sınırlarını çizdikten sonra Hicaz coğrafyasını ülkesi yaparak İstanbul’a dönmektedir. İstanbul’da resmi ve gayri resmi ona layık bir karşılamanın hazırlığına günler öncesinden başlanmıştır...

Zaferle taçlanan Mısır seferi onu tarihin gelmiş geçmiş cihangirleri arasında müstesna bir yere yerleştirmiştir. Üsküdar’a vasıl olan padişahın sabah erken saatlerde saltanatlı bir şekilde Sarayburnu’na geçmesi ve ardından onun için hazırlanan muhteşem karşılamanın gururunu hissetmesi beklenmektedir. 

Gece yarısı bir kayık sessizce Sarayburnu’na ulaşır. Kayığın yolcusu Mısır Fatihi Yavuz Sultan Selim Topkapı Sarayı’nda istirahate çekilir...

Günlerdir yapılan şenlik ve donanma hazırlıkları boşa gider!

Fatih olmak, Yavuz olmak kolay değil elbette. Fakat onların yolundan gitmek azmi ve kararlılığı göstermek mümkün...

Türkiye 1946’dan beri seçimsiz kalmadı. Arada darbeler, müdahaleler dahi halkı seçimden alıkoyamadı. Ve bu halk 1950’den beri ısrarla doğru tercih yaptı. Eğer ufak tefek tercih sapmaları olmuşsa, bu bir sonraki seçimde tashih edildi. 

İki seçim arasında en kısa zaman 7 Haziran’la 1 Kasım’dır deniliyor. Dört ay bir hafta...

Ben derim ki, iki seçim arasındaki en uzun zaman aralığı bu dönemdir! Bu Türkiye’nin bir şekilde sapmaya uğramış ayarlarının düzeltilmesi için bir fırsat olmuştur. Türkiye bir umut diyerek 30 küsur yıl sürmüş olan terörü barışla ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Bunun halis niyetli olan tarafı bellidir, fırsatçı tarafı da apaçık ortadadır. Barış fırsatını savaş yığınağı yapmak için kullanan terör örgütü asıl barış sürecinin terörle etkin mücadele olduğunu göstermiştir. Bugün ülkemizin bir bölgesinde güvenlik varsa, bu etkin mücadele yüzündendir. 

Devletin, Hükümetin kendisiyle savaş kararı alan terör örgütü unsurları ile mücadelesi bugün sakin seçim zemini temin etmiştir. Eğer bu mücadele hakkıyla yapılmasa idi ve daha geç bir zamanda seçime gidilse idi, olacakları tahmin bile edemezdik. 

Zafer kazanmak, ülkemizin barışı için terörist unsurların temizlenmesi mücadelesine asla halel getirmemelidir. Devlet, Hükümet terör karşısında gücünü ispat ettikçe memleketin barış zemini kuvvetlenmektedir. Seçim sonuçları bu zeminin tahkimi için zaferi kazananların siyasetinin teyidi anlamına gelecektir. 

Zaferi hissedip zaafa düşmeden, yoluna devam etmek kazananın en önemli siyaseti olacaktır. Elbette bir iç muhasebe de ihmal edilmemelidir. Halkla kucaklaşmak, onun dertlerine çözüm getirmek ve fakat onun tercihlerinde sapmaya yol açan terör unsurlarını ortadan kaldırmak...

Türkiye için asıl zafer bu olacaktır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi