Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Asiye’ce bir duruş

Asiye’ce bir duruş

Zalim bir kişiye karşı hakkı savunmak, maddi dünyada sahip olabileceğiniz her şeyi gözden çıkarmak demektir. Bu, sahip olduğunuz, makam, mevki, arkadaş, dost, para, eş, çocuk ve bütün imkânlarınızı Allah’ın rızasına karşılık feda etmeyi göze alabilmektir. Makam ve para sevgisi ile sarhoş olup, özenden uzaklaşan kaç insan böyle bir şeyi göze alabilir sizce? Kaç insan peşinde koşturduğu mevkiini ve uğruna bütün insanlığını feda ettiği mal ve mülkünü gözden çıkarıp böyle bir duruş sergileyebilir? Her şey yolunda dediğiniz anlarda konuşursunuz, ucuz çıkışlar yapar, hamasi mesajlar verirsiniz. Fakat iş Allah için bir şeyi feda etmeye gelince her şey değişir. Böyle durumlarda mazeret üzerine mazeret üretir ve kendinizi geri çekersiniz. Oysa bizden istenen Asiye gibi bir duruş sergilemektir… Onun gibi, sarayı, hizmetkârları, para mevki ve dünyevi unvanları elinizin tersiyle itip hakka teslim olmaktır.

Firavun Allah’ın dinine karşı savaş açmış, inananların baş düşmanı olmuştu. Maddi gücünü kullanarak insanları zorbalıkla dinden çevirmeye çalışıyor müminlere akla hayale gelmeyecek eziyetler yapıyordu. Asiye hem Hz Musa’yı büyüten kadındı hem de Firavunun eşiydi. Maddi anlamda her şeye sahipti. İstediği her şeyi elde edebilirdi. Fakat o dünyayı elinin tersiyle itti ve Allah’a teslim oldu. Firavun için bu kabul edilemez bir şeydi. Bir kadın onun gözünün içine baka baka nasıl karşı çıkabilirdi? Tehditler ardı sıra geliyordu. Fakat Asiye kararlıydı, Cennete karşılık her şeyini vermeye hazırdı. Bu Firavunun anlayabileceği bir şey değildi. Bir insan nasıl oluyor da inandığı din için bu ihtişamlı hayatı terk edebilir diyordu. Oysa Asiye dünyevi akılla hiç bir şekilde idrak edilemeyecek ihtişamlı hayatlara talip olmuştu. Allah’ın yardımını bütün hücrelerinde hissetti, iyi şeylerin bedeli olacaktı elbette.

Asiye saraydaki tutsak hayatına karşı özgürlüğü seçti ve cesurca haykırdı. Bütün korkuları biranda silindi, tarihsel rolünü en iyi şekilde oynarken yalnızca Allah’a teslim oldu. Tevhidin meşalesini elleriyle kaldırdı ve insanlığı uyanışa çağırdı. Firavunun adamları bedenini hedef almış ve ona ağır işkenceler yapmışlardı. Oysa o bedenden ayrılalı çok olmuştu. Şehit olmuş, artık çok ötelere özgürlüğün doruk noktasına ulaşmıştı. Görünmez zindanların duvarlarını yıkmış ve özgürlüğü seçmişti. Giderken verdiği tek mesaj şuydu: Zalim ne kadar diretirse diretsin hakkı söylemekten ve yaşamaktan bir lahza geri kalmayın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi