Ahmed Gürkan

Ahmed Gürkan

Hasta Adam Avrupa ve Yükselen Güç Türkiye

Hasta Adam Avrupa ve Yükselen Güç Türkiye

           Avrupa Birliği hayali yeni değildir. Tarihe baktığımızda Roma İmparatorluğu’nun bunu başardığını görürüz. Merkezi Roma olan bu devlet, Kuzey Avrupa’daki barbar Cermen kavimleri hariç Avrupa’yı tek çatı altında toplamıştı.

            İngiltere’yi de içine alan bu büyük Roma-Avrupa Birliği, Asya’dan gelen “Hun Türkleri”nin akınları ile zayıf düşecek ve bir müddet sonra doğu ve batı olarak ikiye ayrılıp parçalanacaktı.

            Sonraki asırlarda ise Avrupa Birliği Almanya merkezli olarak tekrar kurulmak istendi. Kutsal Roma - Cermen İmparatorluğu, Roma’nın mirasına talip olarak ortaya çıktı.

            Kız alıp vermelerle diğer birçok Batılı krallığı da kendine bağlayan bu devlet Roma hududlarına erişemedi. Çünkü karşılarında Osmanlı Türkleri vardı.

            Hususen Kânunî Sultan Süleyman Hân’ın Batı siyaseti, birleşik bir Avrupa Devleti’nin teşekkül etmesine mâni olmaya yönelikti. Kutsal Roma - Cermen İmparatoru Şarlken çok yaklaştığı birleşik Avrupa idealine, Kânunî’nin Orta Avrupa’ya düzenlediği seferler sebebiyle muvaffak olamamıştır.

Şarlken’den sonra Birleşik Avrupa fikri Napolyon’da vücut buldu. Askerî bir deha olan Napolyon kazandığı zaferlerle birçok Batılı devleti kendine tâbi hâle getirdi. Fransızlara tarihlerinde göremeyecekleri bir muvaffakiyet hediye etti. Fakat Fransa halkı böylesine bir Avrupa liderliğini uzun süre devam ettirebilecek çapta değildi. Nihayetinde büyük zaferleri büyük mağlubiyetler izledi ve Fransa tarihî topraklarına geri döndü.

             Yakın tarihe geldiğimizde ise Napolyon’un idealini yine Avrupa’nın evladı olan Adolf Hitler’in sahiplendiğini görürüz.

            Hitler de tıpkı Şarlken ve Napolyon gibi Birleşik Avrupa hayalindeydi. Britanya adası hariç, Avrupa’nın tamamında hâkimiyet kuran Hitler çok kısa süreliğine de olsa bütün Avrupa’yı tek devlet altında toplamaya muvaffak oldu.          

            II. Cihan Harbinden sonra Hitler’in askerî kuvvet ile tesis etmeye çalıştığı Avrupa Birliği’ni, iki ezelî hasım Almanya ve Fransa bir araya gelip devasa para akıtarak kurmaya çalıştılar.

            Avrupa Birliği; parası, bayrağı,  pazarı, meclisi, anayasası müşterek,  vatandaşlarının vizesiz seyahat edebildiği, dünyanın bir numaralı askerî, siyasî, iktisadî gücü olacak bir birleşik devlet hâline gelmenin gâyesindeydi.

            Avrupa insanının doymak bilmeyen nefsinin neticesi olarak yaşanan iktisadî bunalımlar, birlik üyesi ülkelerin birer birer iflas bayrağını çekmesi, memur maaşlarını ödemede dahi acze düşen Yunanistan’a çözüm olarak adaları satışa çıkarmasının tavsiye edilmesi, yaşanan manevî çöküntü, cinsî sapkınlığın meşru hâle getirilmesi ve mülteci krizi gibi sebepler AB’nin altının oyulmasına sebep oldu.

Avrupa Birliği, Batı kamuoyu tarafından sorgulanmaya başlandı. Birlik hayali yerini üye ülkeler arasındaki ihtilaflara bıraktı.

En başından beri “Kıta Avrupası”ndan müstakil bir siyaset izleyen İngiltere AB üyeliğini referanduma götürdü ve geniş katılımlı oylamanın neticesinde %52 reyle ayrılma taraftarları galip geldi.

Bu netice Birleşik Krallığı meydana getiren dört bölgeden İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın Londra’dan kopmasına kadar gidecek bir sürecin habercisi..

İngiltere’nin birlikten ayrılması, Fransa ve Hollanda gibi ırkçılığın yükseldiği ülkelerde de benzer referandum taleplerini gündeme getirdi.

Şurası bir hakikat ki, Batı insanının Avrupa Birliğine eskisi gibi inancı yoktur.

İngiltere’deki referandum AB’de bir müddettir devam eden duraklama döneminin kapanıp gerileme ve dağılma döneminin başladığının işaretidir.

Yaşlı nüfusu, ailesiz cemiyeti, duraksayan ekonomisi, %50’nin üzerindeki ateist oranı ile Avrupa’nın insanlık âlemine verebileceği bir şey kalmamıştır.

Avrupa artık “hasta adam”dır. Buna mukabil Türkiye, kendi kabuğunu kırıp, tarihî mirasına sahip çıkmakta, aslî mecrasına doğru emin adımlarla yürümektedir.

Yapmamız gereken, Allah’ın sunduğu bu fırsatı en güzeliyle değerlendirip “Büyük Türkiye” yolunda ilerlemektir.

Söz sırası Türk milletinin öncülüğünde İslâm ümmetindedir.

              

           

           

            

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmed Gürkan Arşivi