Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP! Bu gidiş nereye?

CHP! Bu gidiş nereye?

Ne bu ya hu.. Bu kadın kim ve ne yapmak istiyor?

CHP attı HDP tuttu.. Mecliste her gün kavga var. “İstemezük” takımı.. CHP atıyor Amerika tutuyor. HDP atıyor Avrupa tutuyor.. Batının yerli müttefikleri mecliste CHP-HDP.. Dışarıda, media, STK,                                                          sermaye her kesimden adamları var. İllegal olarak PKK, PYD, FETÖ ile kol kolalar. Sözde DAEŞ’e de karşılar ama onlar da bu kirli oyunun bir parçası.. Gezi bileşenleri de devredeler..

Yeni sakızları belli. Anayasa değişikliğini rejim değişikliği olarak görmek ve göstermek istiyorlar.. Avrupa ses veriyor, bizim “Bremen mızıkacıları” koro olarak başlıyorlar.. 

Özetle şunu demeye getiriyorlar: Türkiye diktatörlüğe gidiyor.. Bunu diyen de “Tek Adam”cı, tek parti’ci, “Milli Şef-Ebedi Şef”çi CHP.

Bu Anayasa değişikliği olduktan sonra, CHP tek parti, açık oy-gizli sayım sistemi olmadan, takriri sükun yasası ve İstiklal Mahkemeleri olmadan bir daha seçim kazanamaz.

Başka ne diyorlar: Laiklik elden gidiyor. Bunu diyen kim, resmi ideolojisini “resmi din” haline getirme iddiasındaki, “Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri”nin korunmasından söz eden CHP.

CHP! Yani “Cumhuriyet” Partisi. Kelime anlamı itibarı ile “Çoğunlukçu Parti” azınlığın dayatmasından taraf.. “Halk karar versin” diyorsun, halkın egemenliğine, iradesine karşı bir “Halkçı” Parti. Hani şu “inkılabçı” geçinen “Muhafazakar” Parti. Bir de “solcu” geçinmiyorlar mı! CHP bu! Banka yöneten Sosyalist Enternasyonal üyesi bir parti.

CHP’nin de, HDP’nin de derdini anlamak için allame olmak gerekmiyor.. HDP ilk seçimde parlamento dışı kalma, CHP’de artık bir daha ebediyen iktidar olamama korkusu yaşıyor.. Madem Cumhurbaşkanı, devlet başkanı olarak aynı zamanda Hükümetin başı olacak ve parti kimliğini taşıyacak, bu konuda da halk doğrudan kendisi bu kişiyi seçecek, koalisyon dönemi kapanacak, bu CHP’nin bir daha iktidar olamaması anlamına geliyor..

Yarın bir de dar bölge olursa, CHP’lilerin meclise girmesi bile zorlaşacak. Bu gidişat bu sebeble uykularını kaçırıyor..

Dertleri huzursuzluk çıkartıp, süreci engellemek değil. Çünkü huzursuzluk çıkarsalar da bu iş olacak. 3 gün sonra olmaz ise, 5 gün sonra olacak.. Yaptıkları rezilliğin sonu yok ki.

Zaten alternatif bir önerileri de yok. Bu şekilde Siyonist Yahudilerin, Evengalişlerin “Tanrıyı kıyamete zorlama” planını benziyor.. Türkiye karşıtı, AK Parti, Erdoğan karşıtı, İslam karşıtı, İslamofobik kim varsa, İsrail, Vatikan, Suriye, Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, AB, NATO çevresinden birtakım unsurları harekete geçirmek, onları uyarmak, onların dikkatlerini çekmek için bu haltları yiyorlar.. Bunlar şartları oluştursunlar ki, onlar da sürece müdahale edip bu işi bitirsinler.. Yani dertleri, 15 Temmuz’da başaramadıkları, yüzlerine – gözlerine bulaştırdıkları bir işi bugün yeniden ısıtıp servis etmek.. Biz buradayız, “yıkılmadık ayaktayız”, yardım edin – başarabiliriz mesajı veriyorlar akıllarınca.. Ya da siz önder olun, siz dışarıdan gelin, biz içeriden destek verelim, bu işi birlikte başarabiliriz diye ABD, AB, NATO çevrelerini harekete geçmeye ikna etmeye çalışıyorlar..

Bu, daha önceki kalkışmaların içinde de yer alanlar, dünkü İngiliz, Amerikan, Fransız muhiblerinden daha rezil bir topluluk..

İngiliz, Amerikan, Fransız istihbaratının içimizdeki gönüllü tetikçileri, onların sadece firmalarının değil, siyasetlerinin acentalığını yapıyorlar. Kaçtıklarında da zaten o ülkelere sığınıyorlar..

Onlar kendileri yok olmamak için direniyorlar. AK Parti de ülkeyi ve kendi geleceklerini terör örgütlerine, sokağa ve yabancı ülkelerin istihbarat elemanlarına teslim etmemek için bu işi başarmak zorundalar.. Zaten bunu yapmazlarsa millete verdikleri sözü tutmamış olurlar. Kendi varlık ve meşruiyetlerini oluşturan zeminden uzaklaşmış olurlar.

12 Eylül’ü mahkum edeceksiniz ve hâlâ 12 Eylül anayasası ile yönetileceksiniz.. Böyle bir rezillik olarak.. Mevcut taslak hiçbir şekilde 12 Eylül anayasasından daha kötü değildir ve olamaz.. Ya hu, bugünkü Cumhurbaşkanlığı yetkilerini Evren kendisi için düşünmüştü. Fiilen “sınırsız ve sorumsuz bir başkanlığa” izin veren bir düzenleme mevcut düzenleme..

Neyin nasıl değiştirilmesini istiyorsanız, ciddi bir şekilde onu söylesenize.. Kavga gürültü, ısırma, kilitleme, işte siz busunuz! Allah bu milleti sizin elinize bırakmasın.. Millet size bakıp, AK Parti’ye sığınacak bu gidişle..

MHP, nasıl bu çizgiye geldi? Ya hu FETÖ’nün adamları partiyi ele geçirecekti.. Adamlar bir yandan PKK ile PYD ile öte yandan el Nusra - DAEŞ ile beri yanda CHP ile çalışıyor. Düne kadar da AK Parti ile iç içe idi.. Binbir surat, takıyyeci, ikiyüzlü adamlar bunlar..

Sahi, o hoşgörü, diyalog, demokrasi, Türkçe olimpiyatlarına ne oldu! Hepsi birer kandırmacaydı değil mi?

CHP, dün Ergenekon’un avukatlığını savunurken, bugün nasıl FETÖ’cü olabildi..

Sahi siz kimsiniz?

Bu süreçte, bir kez daha deşifre oldunuz. Cahilliğiniz, beceriksizliğiniz, kabalığınız, kavgacılığınızla maskeniz düştü ve öteki yüzünüz ortaya çıktı..

Eşleriniz, çocuklarınız, kardeşleriniz bile size oy vermeyecek.. Size oy vermeyecek olan sadece Kılıçdaroğlu’nun kardeşi değil..

Ama karar sizin.. Şüphesiz, herkesin yaptıklarını, söylediklerini, yapması gerekirken yapmadıklarının, söylemesi gerekirken söylemediklerinin hesabının sorulacağı bir gün var..

Ha, bu arada, bilginiz olsun, Avrupalı, Amerikalı, İsrailli dostlarınızın çok işleri var, burunlarından soluyorlar, kendi can dertlerine düşmüşler, sizinle uğraşacak vakitleri yok.. Birtakım öfkesi ve korkusu aklından büyük, sadist, şizofren, megolaman tiplerin provokasyonları ise keskin sirke hükmünde olup, küpüne zarar verecektir. Zira haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder. Küçük bir not daha, korkunun ecele faydası yoktur. Vadesi tamam olan gider.

Selâm ve dua ile..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi