M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Gerçekler, Uyarılar...

Gerçekler, Uyarılar...

İCAZETLİ gerçek din âlimlerini bırakıp da müctehid taslaklarını, şarlatanları, sahte müftüleri, reformcuları, gayr-i ciddî kesanı din önderi kabul edenler kesinlikle iflah olmazlar, burunları pislikten kurtulmaz.

Gıybet yaparak her gün birkaç okka ölü kardeş eti yiyenlerin iyi Müslüman olduğunu iddia edenler kimi kandırdıklarını sanıyorlar?

Kur’ân-ıKerim’i zamana uydurmak isteyenler sapıktır. Kur’ân Allah kelâmıdır, kadimdir, eskimez, onda, -hâşâ- yanlış yoktur, onun muhkem ahkâmı Kıyamet’e kadar geçerlidir. Zamane insanlarının kendilerini Kur’ân’a uydurmaya çalışmaları gerekir.

Günlük salavat-ı hamseyi eda etmeyenler fâsık ve merduttur.

Şeriat-ı Garra-yı Ahmediyyeye mutâbık olmayan her şey hederdir.

Gerçek ve icazetli fakih/din âlimi olmayan kimselerin dinî konularda “Bana göre bu mesele şöyledir böyledir” şeklinde konuşmaları küstahlık ve terbiyesizliktir. Edeb ve hayâ sahibi din âlimleri de kendi kafalarına göre konuşmazlar, tabakat-i fukahanın hangi derece ve rütbesinde iseler ona göre söz ederler.

Peygamberler dışında hiç kimse mâsum (günahtan korunmuş, ismet sıfatı ile muttasıf) değildir.

Bazı büyük veliler Allah’ın lütfu, yardımı, keremi ile mahfuz olabilirler.

Ümmet-i Muhammed için en büyük felâket cahil, edepsiz, haddini bilmez kişilerin din konusunda uluorta tartışıp çekişip tepişmeleridir.

Ezan Arapçadır, Arapça okunacaktır. Türkçe Ezan diye bir şey olamaz.

Kur’ân tercümesi veya meali Kur’ân’ın yerini tutamaz ve namazda tercüme kıraat olamaz.

Çok önemli oldukları sanılan dünya meselelerinin, en küçük dinî meseleler kadar kıymeti yoktur.

Dünya ihtiyaçlarını çoğaltan, lüks ve israfa batar ve ahiretini dünyaya satar.

Lüks ve israflı bir hayat sürenler, adam öldürmek, zina etmek, riba yemek gibi büyük bir günah işlemiş olurlar.

Lüks ve israflı elbiseler, binitler, meskenler, yazlıklar içinde yaşayıp bunlarla gururlanan ve kibirlenenler beyinsizdir.

Müslüman kardeşi ve komşusu aç gecelerken kendisi tok sabahlayan kişi (gerçek) Müslüman değildir.

Müslümanları aldatan bizden değildir.

Müslüman yalan söylemez. Yalan söyleyenler münafıktır.

Müslüman emanetlere hıyanet etmez. Eden münafıktır.

Müslüman verdiği sözü tutar. Vaadini yerine getirmeyen münafıktır.

İslâm’ın haram gördüğü gelirlere, servetlere sahip olanlar, cehennem ateşi biriktirmiş, karınlarını narla (ateşle) doldurmuş olurlar.

Mü’minler kardeştir. Kardeşlerine düşmanlık edenler âsidir.

Yularını kadınların eline veren bir ümmet iflâh olmaz.

İki türlü tesettür vardır. Şer’î tesettür, şeytanî tesettür. Bu ikincisinden bucak bucak uzaklaşmak gerek...

Kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın. Siz onun parayla olan muamelelerine bakınız.

“Zamanındaki İmam’a (Emîre) biat etmeden ölen kimse cahiliyet ölümü ile ölmüş olur.” (Hadîs)

Allah’ı, Peygamberi, İslâm’ı, Kur’ân’ı, Şer’-i şerifi sevenlerin başına (sınanma olarak) birtakım belâlar, çileler, sıkıntılar gelir. Ne mutlu bunları sabırla karşılayanlara, tahammül edenlere ve Hak Yol’dan dönmeyenlere.

En büyük kârlı ticaret Allah ile yapılan ticarettir. Zekâtını yerli yerinde ve dosdoğru bir şekilde hakkedenlere vermek, sadaka vermek, hayır hasenat yapmak, mal ile cihad etmek, gerektiğinde canını feda etmek gibi.

İslâm’ın temel farzlarından biri doğruluktur (istikamet). Bu bir farz-ı kifaye değil, farz-ı ‘ayndır.

Bu dünya hayatında bir rehbere/kılavuza muhtaç olduğu halde, gerçek bir kılavuz bulup ona tâbi olmayan kimse şeytanı kendisine kılavuz yapmış olur.

Zekat öncelikle fakir ve miskin Müslümanların hakkıdır. Zekat toplamaya hakları olmadığı halde toplayanlar fukara ve mesakinin haklarını yemiş olurlar. Bu ise büyük günah ve eşkıyalıktır. Yazıklar olsun onlara!..

Müslüman kardeşlerini bırakıp da din düşmanlarını, Yehud ve Nasarayı, harbî ve saldırgan kâfirleri dost ve velî edinenler hain ve merduttur.

Sık sık umreye giderek Kutsal Beldede çok lüks otellerde ve rezidanslarda gurur ve kibir sergileyerek kalanlar acaba ibadet mi ediyorlar, yoksa din turizmi ve gösteriş mi yapıyorlar? Hadîste “Ameller niyetlere göredir” buyuruluyor.

Sakal sünnettir. Kibir ve gurur ise haramdır. Sakalı kendisini kibre ve gurura götüren kişi sakalını kessin. Niyetini temizlesin ve yeniden sakal bıraksın.

Kendisine iyi Müslüman diyen kimse iyi Müslüman değildir.

Ben ihlâslıyım diyen ihlâslı değildir.
Kendini beğenen, kendinde gurur ve kibir olan kimse kâmil=olgun Müslüman değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi