Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

FETÖ’cüler hepimizi kandıramadı

FETÖ’cüler hepimizi kandıramadı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Kayseri’de 15 Temmuz etkinlikleri çerçevesinde yaptığı konuşmada, “İçimizden çıkan hainler eksik olmuyor. FETÖ denen hainler yanımıza geldiler. Fakirlerin zeki çocuklarını okutma bahanesiyle aldılar, beyinlerini yıkamaya çalıştılar. En saf zenginlerimizi bulup paralarını aldılar. Hepimizi kandırdılar” diyerek, aslında bir gerçeğe vurgu yapmış. Ancak FETÖ’cüler toplumun tüm kesimlerini kandırmış/kandırabilmiş değiller. Şahsen onları hiçbir zaman ve hiçbir dönemde kendime yakın ve sempatik bulmadım. Bu bakımdan genelleme yapmak yanlış olur.
 
Elbette şu ya da bu bahane ile insanları kandırmak suçtur. Özellikle bu kandırmanın arkasından bu ülkeye ihanet olarak nitelendirilecek bir eylem çıkmış ise bu suçun boyutları daha da genişler. Zaten bugünlerde yaşananlar da bunu gösteriyor. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından haklarında soruşturma açılan, görevlerine son verilen ve mahkemelere sevk edilenlerin sayısının yüz bini aştığı resmi ağızlarca ifade edildi. Benzer uygulamaların bundan sonra da devam edeceği görülüyor. Kaldı ki, yaşanan bu darbe girişiminin ardında şehitlerimizin ve gazilerimizin hesabının sorulması, bu konuda sonuna kadar da gidilmesi doğru olandır. Bu bakımdan yazımda üzerinde durmak istediğim husus başlatılan yargılamaların hukuki boyutu değil. Ancak her fırsatta sorumluluk makamında bulunanların aldatıldıklarını, kandırıldıklarını dile getirmelerinin onları sorumluluktan kurtarıp kurtarmayacağının üzerinde durulması gerekir diye düşünüyorum.
 
Hemen belirtelim ki toplumlarda insanları ve yöneticileri kandırmak isteyen, hatta kandıranlar hep olmuştur. Bu bazen kişisel çıkarlar, bazen de ideolojik ve siyasi mensubiyetler sebebiyle olmuştur. Bunun içinde özellikle yönetim makamında olanların bu tiplere karşı her an uyanık olmaları gerekir. Çünkü sıradan bir vatandaş olarak benim kandırılmamın bedelini ben öderim ama, kandırılanlar yönetim makamında olanlar ise ortaya çıkacak bedeli genellikle toplumlar öder. Bu arada elbette toplumları kandıranlardan hesap sorma imkânı çıktığında gereken işlem yapılır. Yargının görevi de budur. Şu anda açılmış mahkemeler bunun sonucudur. Ancak bu noktada bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Aldatanlar, özellikle aldatma sonucu devletin çeşitli kurumlarını ya ele geçiren ya da oralarda etkinlik sağlayanlardan hesap sorulması doğaldır. Çünkü ortada ciddi bir suç vardır, bir ihanet söz konusudur. O zaman hainlerden hesap sorulmasından doğal bir şey olamaz. Böyle bir durumun siyasi malzeme konusu yapılması da sadece ihanet çetelerinin işine yarar. İşin bu boyutu üzerinde söylenecek fazla bir söz yoktur.
 
Hemen belirteyim ki, kandırarak devlet kurumlarını ele geçiren ve bu kurumları kişisel çıkarları için kullananlar suçludur. Ancak bu işgalin uzun süre farkına varmamak, yani kandırılmak da suç değilse bile bir kusur söz konusudur. Yani, kandıranların cezasını mahkemeler verecektir. Ancak kandırılmak da alkışlanacak bir durum olmasa gerek. Kandırılanlar içinde siyasi bir bedel söz değil midir?.. Yani kandırmak ahlaksızlık ise kandırılmakta da bir zaaf gündeme gelir. Bu zaafın sebepleri çeşitli olabilir. Kaldı ki, her insanın bir zaafı, zayıf noktası olabilir. Bunlar tamamen insani özelliklerdir. Buna karşılık kandırılmış, hem de uzun yıllar kandırılmış olmak övünülecek bir haslet değildir.
 
Eğer kandırılmak insanların tüm sorumluluğunu ortadan kaldırırsa o zaman kandırılanın sorumluluğunu azaltmış olmaz mıyız?
Hemen belirteyim ki, yaşanan bunca olaydan sonra kendilerini kahraman ilan edenlerin bu cesareti nereden aldıklarını düşünmek durumundayız. Galiba bundan sonra etrafta kandıracakları çok insanın bulunduğunu düşünüyor ya da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da arkalarında yer alan ABD ve AB ülkelerine olan güvenlerini sürdürüyor olabilirler. Bu ittifaka karşı millet olarak birlik oluşturmak ön şart olmakla birlikte hiç olmazsa bundan sonra birtakım çıkarcıların ve şebekelerin kandırmasına karşı başta yöneticiler, sonra da milletçe uyanık olmamız gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi