Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Kıyıya vurmuş bir çocuk

Kıyıya vurmuş bir çocuk

18 yaşında bir genç kıyıya vurmuş bir balık gibi çırpınıyor. Bir grup insan gencin etrafına toplanmış “Eyvah pek de küçükmüş, ailesinin haberi var mı acaba” diye konuşuyorlar. Genç yarı baygın vaziyette yatıyor. Kalabalığın arasında biri çıkıyor ve “boşuna toplanmayın fayda vermez, arkadaşımbonzai kullanıyor, artık biz bile onu tanıyamıyoruz” diyor. İnsanlar bir süre daha bekledikten sonra genci kaderiyle baş başa bırakıp gidiyorlar.

Yaşadığımız çağa israf çağı dense yeridir. Ekmeğin, aşın, suyun, vaktin sınırsızca israf edildiği bir dönemden geçiyoruz. Çöplere atılan yiyeceklerle onlarca insanın yaşamı kurtulabilir. Allah’ın bize bahşettiği zaman nimeti dünya ve ahiret saadeti için bir imkân olabilir. Sadece ekmeğin suyun değil, vaktin, emeğin, sevginin ve genç potansiyellerin de israf edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu sorun duyarlı kişiler tarafından sık sık dile getiriliyor. Fakat eski bir eşya gibi kıyıya itilen gençleri bu girdaptan kurtarma imkanı bulamıyoruz ne acı!

Genç nesil bonzai gibi sentetik uyuşturucunun kurbanı haline getiriliyor. Bonzai kullanan bir çok genç bu sentetik uyuşturucu hakkında yeterince bilgi sahibi değiller. Bu nedenle bağımlı hale geliyor, kokain ve eroin gibi artan dozlara ihtiyaç duyuyorlar.

Ergenlik sürecinde genç hengameli yollardan geçer. Bu dönem duyguları oldukça yoğun olan genç, hataya meyilli hale gelir. O nedenle aileler çocukları ile ilişkilerinde çatışmaya fırsat vermeyip, onların sevgi dilini çözmeli ve desteklerini daha arttırmalıdırlar. Kritik bir dönemden geçen gence sağlıklı rol modeller sunmalı ve onu geleceğe dair hedefleri noktasında desteklenmelidirler.

Hedefi olmayan bir genç akıntının önünde sürüklenen saman çöpü gibidir. Selkendisini hangi tarafa sürüklerse o yöne doğru gidecektir. O nedenle aileler okul çağından itibaren çocuklarına değerli hedefler edinmeleri için yardımcı olmalı ve onlarla işbirliği halinde çalışmalıdırlar.

Peki, hedef deyince neyi anlayacağız? Para ve mevki noktasında yükselmeyi mi? Başarıdan başarıya koşmayı mı? Şaşalı bir hayat için çaba sarf etmeyi mi? Hayır… Çocuklarımızın gelecekle ilgili hayallerini oluştururken iki veçheden hareket etmek zorundayız.

1- Çocuklarımız varoluş mahiyetlerinin karın doyurmak olmadığını bilmeli ve bu doğrultuda hareket etmelidirler.

2- Bütün insanlığı kuşatacak faydalı işler peşinde koşmalı ve bunun bir sorumluluk olduğunu idrak etmelidirler.

Bizler çocuklarımızı yaşamın nihai hedefi noktasında bilinçlendirmedikçe, onları uyuşturucu ve diğer suç odaklarının kurbanı olmaktan kurtaramayız. Bu nedenle şefkatimizi sadece kendi çocuklarımız için değil bütün çocukları kapsayacak şekilde kullanmalı ve onları fıtratları ile buluşturmalıyız.

Unutmayalım dünyaya gelmelerine hangi ana baba vesile olursa olsun çocuklar hepimizindir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi