Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın bazı belediye başkanlarının görevden alınması istemini destekleyen kimi parti kurmaylarıAKP ’de işlerin “istişare” ile yürütüldüğünü iddia ederek “göreve getirilirken “niye ben” demeyenler görevden götürülürken de “niye ben” dememeli” diyor.

Hatta içlerinden bazıları durumu daha da ileriye götürerek, “Seçimle gelen seçimle gitmelidir ama Cumhurbaşkanı’nın da bir bildiği vardır.” demek suretiyle “ Erdoğan ’ın patronları” olduğunu ifade ediyor.

AKP giderek daha bir “Aklı Karışıklar Partisi” halini alıyor.

Partinin üst katında, “Bir gece ansızısın gelebiliriz ya da bir gece ansızın vurabiliriz.” mealinde kahramanlık türküleri söylenirken alt kattakiler, “Bir gece ansızın gidebiliriz.” diye ağıt yakıyor.

Birlik beraberlik hak getire!

Bir kısmı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kayıtsız şartsız “itaat” ederek parti içindeki pozisyonunu garantiye almaya çabalarken bir kısmı da yapılanlara “akıl sır” erdiremiyor ve “Nereye gidiyoruz?” sorusuna cevap arıyor.

Ve de göreve getirilirken “niye ben” demeyenlerin, görevden alınırken de “niye ben” dememeleri gerektiğini savunanlara karşı görevden alırken “niye bu” demeyenlerin göreve getirirken “niye bu” şeklinde bir sorgulama yapıp yapmadıkları merak ediliyor.

Görevden ayrılmaları istenenlerin bir günde, bir ayda, bir yılda bu hale gelmediklerini yıllardır kendilerinden “şikâyetler” geldiğini ve o zaman hiç oralı olmayan parti üst yönetiminin şimdi gösterdiği aşırı hassasiyete bir anlam vermekte zorlanılıyor.

AKP içinde yaşanan sorunların birkaç kişiyi görevden alıp yerlerine yeni isimler atanmakla çözülecek kadar basit olmadığı açıkça görülüyor.

Sorun sanıldığından çok daha karışık ve içinden çıkılması pek kolay olacağa benzemiyor.

Partililer birbirini sevmiyor.

Partililer birbirine saygı duymuyor.

Bu ortamda, “Partimizde işler istişare ile yürütülür.” iddiası kuru bir iddia olmaktan öteye geçemiyor.

Ve partide tüm kararlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bırakılıyor.

Yani “istişare” dedikleri şey de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm isteklerine “evet” demekten başka bir şey olmuyor.

Parti içindeki pozisyonlarını garanti altına almayı düşünenler için bu politika “kestirme bir yol” olabilir ama partinin geleceği için endişe taşıyanlar açısından “büyük problem” oluşturuyor.

Bugün iktidar partisi için “dar boğazdalar” diyenler de haklı, “çıkmaz sokaktalar” diyenler de haklı, “duvara tosladılar” diyenler de haklılar!