Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Dünyevileşmenin Getirdiği Sorunlar

Dünyevileşmenin Getirdiği Sorunlar

Bilim ve teknolojinin getirdiği imkânlar hayatımızı kolaylaştırıyor. Birkaç dakikada dünyanın en ücra noktasına kadar ulaşabiliyor, istediğimiz bilgiyi kısa yoldan elde edebiliyoruz. Fakat buna karşın savaş zulüm , terör , yoksullaşma, gelir dağılımındaki adaletsizlik, zina uyuşturucuve şiddet gibi patolojik sorunlar gittikçe artıyor ve bu durum korku ve endişelerimizi tetikliyor. Yaşanan sorunların üstesinden gelemeyen insanlar hemen her fırsatta evrensel değerlere olan gereksinimlerini dile getiriyorlar.

Rabbimiz evreni sarsılmaz bir denge üzerine kurmuştur. İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem ve sonra gelen bütün peygamberler bu dengenin korunması için çaba göstermişlerdir. Ahlaki değerler fıtrattandır dolayısıyla evrenseldir, dili, ırkı ya da yaşadığı coğrafya ne olursa olsun her insan bu değerlere gereksinim duyacaktır.

Günümüzde birey ve toplumların davranışları dünyevi çıkarlar çerçevesinde gelişmekte ve doğrultuda şekillenen seküler bir ahlaki anlayış ortaya çıkmaktadır. Kapitalist zihniyet kendi bünyesinde oluşturduğu bir paradoksla karşı karşıya kalmaktadır. Düşünün bir yandan ahlaki yoksunluğun getirdiği sorunlar laboratuar ortamında incelenmeye ve anlaşılmaya çalışılıyor diğer yandan da dünyevileşmeye olan meyil tetikleniyor.

Bilinmelidir ki, sekülerizmin evrensel değerleri, insanın fıtratıyla uyumlu değildir dolayısıyla yaşanan sorunlara bir çözüm getirememektedir. Bunun için iki ana neden ileri sürülebilir. Birincisi, Modernizm’in temelinde bulunan Aydınlanma düşüncesinin aslında dinle birlikte ahlâkı da değişken ve göreceli bir alan olarak görmesi diğeri ise Modernizm’in, kendini merkeze alan ve bu yönüyle de değerleri araçsallaştıran “bencil insan” türünü üretmek gibi bir illetle malul olmasıdır. Dinden arındırılmış bir dünya görüşü tahayyül eden seküler zihniyet, işin içinden çıkamayınca insan hak ve hürriyetleri gibi değerlere yaslanarak icraatlarını meşru göstermeye çalışıyor. Fakat bu söylemler insanın ruh ve duygu dünyasına inemiyor.

Sekülerizmin fertlere empoze ettiği çarpık anlaşın temelinde dinden bağımsız bir insan tahayyülü vardır ki, bu insan bireysel hücresinde yalnızlaşmaktadır. Yaşamında ötekine bir yer verememiştir, vermemektedir. Sadece dünyevi hazza ulaşmaya çalışmakta ve bu uğurda her şeyi meşru görebilmektedir.

Bugün bütün dünyayı etki altına alan bu zevatlar, sadece masum insanların kaynaklarını sömürmediler, aynı zamanda bu insanların sahip oldukları değerleri de yerle bir ederek içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklediler. Fakat ilginçtir evrende üst bir konuma sahip olan insan karşı koymak yerine teslim olmayı tercih etti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi