M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Benden Zarar Gelmez

Benden Zarar Gelmez

Bir zata: Muhterem efendim… Hiçbir nefsanî iddiam yoktur… Müsterih olunuz… Bendeniz siyasî muhalif değilim. Sosyal ve kültürel muhalefet yapıyorum. En fazla tenkit ettiklerim, vazifesini yapmayan Müslümanlar ve kötü yollara sapmış İslamcılardır… Müslümanım, Müslüman kesimi olumlu olmak şartıyla tenkit ederim, özeleştiri yaparım. Kendimi hiç beğenmem… Müslümanlığımda şüphe yok ama iyi bilirim ki, bu fakir iyi bir Müslüman değildir. Kalemim kiralık veya satılık değildir. Doğruluğuna, isabetli olduğuna inanmadığım bir şey yazmam… Yazdığım, beyan ettiğim her şeyin doğru olması gerektiğini biliyorum… Her doğruyu söylemenin de doğru olmadığı düsturu hep aklımdadır… Devletimin, ülkemin, halkımın iyiliğini istiyorum… En nefret ettiğim insanlar din sömürücüleridir… Her türlü holiganlıktan, militanlıktan, fanatizmden uzak durmaya gayret ederim… Türkiye’nin doğru anlaşılan ve doğru yorumlanan İslam’ın, hayata doğru uygulanması ile kurtulacağına ve yükseleceğine inanırım… Mal beyanım: İkamet ettiğim bir daire… Harap bir bağ evi… Küçük bir yayınevi… Yayınevinden başka gelirim yoktur. Birikmiş param da yoktur. Allah devlete zeval vermesin, ayda 1500 lira emekli maaşım vardır. Zengin kütüphanemi, hiçbir ücret ve menfaat olmaksızın vakfetmiş bulunuyorum. Bazı tereddütlerin ve şüphelerin izalesi için yukarıdaki açıklamayı yapmak gereğini hissettim. Selam ve hürmetlerimle.

***

Papa, özel uçağı ile Birmanya’ya ve Bangladeş’e gitti. Bangladeş’te, Birmanya’dan kaçan 700 bin mültecinin kamplarını ziyaret etmesine izin verilmedi. Bari birkaç kişi gelsin, onlarla görüşeyim deyince, konuşmamaları şartıyla birkaç Arakan Müslümanını getirmişler, Papa onları görünce çok ağlamış… Müslümanların haline Papa bile ağlıyor ama asıl ağlaması gerekenlerin gözlerinden yaş çıkmıyor.

***

Laik Kemalist rejimin Diyanet İşleri Başkanlığı Arakan Müslümanları faciası konusunda neler yapabilirdi?.. Buda’nın merhamete ait sözlerinden bir demet yapabilirler ve çok dokundurucu bir üslupla Budist Myanmar rejimini, Müslüman vatandaşlarına karşı adaletli, insaflı, merhametli, hoşgörülü olmaya davet edebilirlerdi.

***

Acaba hükümetimiz, vatanımızın sıcak iklimli bölgelerimizden birinde bir Arakan köyü yaptırıp, oraya Bangladeş’te feci şartlar altında yaşayan perişan mültecilerden bin kişi getirip yerleştirebilir mi? Üzerinde durulması, düşünülmesi gereken bir tekliftir bu. Düşünülecek, incelenecek hususlar: Arakanlılar yeni yerlerine intibak edebilir mi? Civardaki yerliler onları bağrına basabilir mi?

***

Bir hayal… İnşaallah bir gün gelir gerçek olur…. Türkiye ile yedi sınır komşusu ülke arasında pasaport ve vize kalkacak, kimlik kartı ile seyahat edilecek. Kara sınırı komşusu olmadığımız Rusya, Mısır, Lübnan, Libya gibi ülkelerle de böyle olacak. Alabildiğine ticaret, turizm, kültür mübadelesi yapılacak. (Öncelikle Ermenistan’la ve Yunanistan’la böyle olması temenni edilir.)

***

Pazar günü erkenden Fatih Malta Çarşısı civarındaki bir Suriye fırınında sabah kahvaltısı yaptık; iki kişi, beş adet lahmacuna benzer salçalı pide yedik, iki bardak çay, hesap dokuz lira tuttu. Adam başına 4,5 lira… Gurur ve kibir sahibi bazı kimseler, bu kadar ucuz ve mütevazı bir kahvaltı edince kahırlarından ve utançlarından ölebilir…

***

Bitpazarı dönüşü Kasımpaşa Dereboyu caddesindeki ARDEN Market’ten biraz et aldım. Onların etleri ve tavukları helal ve kalitelidir.

***

Bitpazarından on kadar kitap aldım. Altı kalıp şifalı bitki yağları içeren özel sabun. Çok ucuza, 18 adet kaliteli gömlek… Dokuzunu yanımdaki gence hediye ettim, dokuzunu kendime sakladım.

***

Gazete ve tv haberlerini bilgisayardan takip ediyorum: Yıkıcı çılgın deli dana muhalefet… İğrenç yağcılık ve yalakalık… En rezilinden müstehcen yayınlar… Yıldız falı hurafeleri… Feminizm… Seks azgınlıkları… Cinayetler… Vahşetler… Korkunç trafik kazaları… Merdiven altı mucizevî ilaçlar… Fitne fesat… Böyle haberleri yarım saat takip ettikten sonra taş taşımış gibi yoruluyorum.

***

Başta iki Sahihayn, yani Sahih-i Buharî ve Sahih-i Müslim, onları takiben Kütüb-i Sittenin diğer dört kitabı… Bunlardaki kadınlarla ilgili, işlerine gelmeyen bütün sahih hadîsleri uydurmadır diye reddeden Feministleri dinlemeyiniz. Feminizm, nice açık saçık Batılı kadının bile kabul etmediği bozuk bir ideolojidir. Bazı derin güçler, İslam’ı içinden yıkmak için Feminizmi ve Feministleri kullanmak istiyor. Onların oyunlarına gelmeyelim. Sahih olduğu kesinlikle bilinen hadîsleri bile bile inkar edenler dinden çıkar.

***

İslam tevazu dinidir. İslam israfı haram kılmıştır. Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) bu devirde yaşamış olsaydı, lüksten israftan ihtişamdan debdebeden saçıp savurmaktan uzak durur, kanaat ile yaşardı. Ey bir milyon küsur liralık görkemli dabbe ile gezen hoca, sen bir vâdidesin, Sünnet-i seniyye başka bir vadide.

***

“Efendi!.. Sen Allahtan korkuyor musun?..” sorusuna verilecek cevap, başını önüne eğip sessizce ağlamaktır.

***

O sapık ve bozuk fırkaya mensup bir imamın ardında namaz kılınmaz.

***

Bir pisboğaza: Üçüncü dünya savaşı çıkarsa o hengâmede bulup yiyemezsin. Sen hiç geciktirmeden, o on altı saatte fırında bin bir zahmet ve külfetle hazırlanan Dilber Küşa kebabından bol bol ye de, ukbaya gözlerin açık gitmeyesin.

***

Geçen gün, içim hüzünle doldu, Nigâr hanımın “Feryad ki, feryadıma imdad edecek yok / Efsus ki gamdan beni âzad edecek yok” gazelini dinledim.

***

Büyük korku ve endişe… Büyük ümit… Bu ikisinin arasında olmak. Beyne’l-havf ve’r-reca…

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi