Kemal Belgin

Kemal Belgin

Teknik direktör intiharları!

Teknik direktör intiharları!

İKİ maçın gelişimi ayrı ayrı yazacağız belki de ama, bu iki maçın ortak bir yanı vardır. O da önce Şenol Güneş’in sonra da Aykut Kocaman’ın intihar edişleridir. Yani bu iki yerli teknik adam bu iki maçı rakiplerinin nasıl kazanabileceğini hesaplamışlar sanki... Gerçi biri kaybetti, diğeri ancak berabere kaldı ama aslında hem Samet hocayı, hem de Mehmet hocayı kurtardılar...

Şimdi açalım... Beşiktaş, Sivas’ta oyuna hâkim taraf gibi görünüyor... İstediği gibi pas alış verişi yapıyor, üstüne üstelik de yine sağdan soldan orta atma yarışını sürdürüyor. Buna karşılık Sivasspor en ciddi özellik olarak kendi savunmasından dönen topları toplamada sayısal üstünlük sağlıyor. Yani en azından nefes alarak bir başka Beşiktaş hücumuna izin verebiliyor. Pozisyonlar neredeyse eşit gibi... Sivasspor rakibinin yarı alanını kullanmaya teşebbüs ettiğinde Atiba-Medel ikilisine tosluyor... Kaleci Fabri’nin hatası gibi görünen golde acaba rakibin uç adamına şut attıran kim? Tabii ki bazı yorumcuların muhteşem oyuncusu Medel... Neyse... Devre kafa kafaya bitiyor. Dönüşte bakıyoruz Negredo yok, Cenk var... Neden acaba? Çeşitli söylentiler var. Quaresma istememiş oynamasını Negredo’nun. Ya da Şenol hoca daha dolaşan, savunmayı açan adam Cenk’i tercih etmiş... Diyecek yok... Nitekim Cenk iki golden kıl payı dönüyor. Talisca kafayı dışarı vuruyor... Tamam... Ya sonrası? 68. dakikada Atiba çıkıyor ve de Beşiktaş’ın başına felaket yağmaya başlıyor. Oğuzhan’ın girişi ile Medel tek başına kalıyor. Maçı şöyle bu dakikadan sonra bir izleyiniz. Sivasspor kaç adet bol ve isabetli pasla Beşiktaş yarı sahasını kullanabildi? Bu sütunların yazarı ne demiş, ne yazmıştı aylar önce... Atiba sakat veya cezalı değilse banko olur. Yanına ya Medel, ya da Tolgay konur... İleride de ya Talisca, ya da Oğuzhan olur... Böyle mi oldu? Hayır! Maç gitti mi peki? Evet!

Sonra Konya’ya geçtik... Aaa o da ne? Fenerbahçe’de tipik uç adamı yok... Onun yerine ileride Guiliano ve Valbuena var. Bırakın Fenerbahçe’yi, bu oyuncular futbol hayatlarında hiç böyle bir görevle sahaya çıkmışlar mıdır? Stoperlerin cezaları nedeniyle Sousa ve Neto görev paylaşmışlar... Topal’ın yanına da bir çocuk... Dirar ve Atıff ön kenarlardalar. Arkada ise İsla ve Hasan Ali... Acaba Neto’nun yanına bazı maçlarda gördüğümüz genç stoperlerden biri konsa idi, Topal-Sousa ikilisi de görevlerine devam etselerdi nasıl olurdu? Neyse... Devre golsüz bitiyor. İkinci yarıda bakıyoruz ki, tipik santrforlardan Soldado Oğuzkaan’ın yerine oyuna giriyor. İyi de ya sonrası? Tam çorba... İsla stopere, Dirar sağ beke... Bitti mi? Hayır! Sousa da Topal’ın yanına... Ve müthiş ikili kurulunca Konyaspor’un soluğu da eskisi gibi hissedilmiyor. Sadece İsla’nın işlediği cinayet var, Volkan’ı mağlup ettiren. Atıff neden çıkıyor? Top tutan, Valbuena’nın top şovuna, Guiliano ile birlikte top dağıtarak oynamaya çalışan Atıff... Alper giriyor. Koş koş, ama nereye, ne zaman, belli değil... Böylece Şenol hocadan sonra Aykut hoca da yaptıkları oyuncu değişiklikleri, kurdukları hatalı kadrolarla ilk yarıyı puan kayıpları ile kapatıyorlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi