Engin Ardıç

Engin Ardıç

Demek ki balon

Demek ki balon

Muhalif basın önceleri Meral Hanım'a ve partisine büyük bir gaz verdi.
Tam sayfa söyleşilerde "çanak" sorularla parlatmaya çalıştı.
Öyle ya, Bay Kemal tutmayınca Bayan Meral denenebilirdi!
Zafer Mutlu nasıl olsa ona da "İndira Gandhi" gibilerden bir mazmun uydururdu...
Sonra içlerinden birisi "arkadaşlar, reklamını şimdiden bu kadar yapmayalım, erkenyıpranır, azıcık geri duralım, seçim yaklaşınca abartırız" dedi.
Hanımın muhalif basında kapladığı "sütun/santim" yüzölçümü birdenbire düştü.

***
Acaba gerçek neden bu "alarga durma" kaygısı mıydı, yoksa ele alıp işleyecek "malzeme" mi çıkmıyordu?
Çünkü hanım "dişe dokunur" bir şey söylemiyor, ya "yarattığımız korku dağları duman gibi sardı" gibilerden lugat parçalıyor, ya da "hem cumhurbaşkanlığını hem de iktidarı alacağız" diye saçmalayarak bu ikisini farklı şeyler sandığını açık ediyordu...
Şimdi üzülüyorlar. Yıllardır hep içine düşüp durdukları "tüh, bundan da hayır yok" açmazını yeniden yaşamaya başladılar. (Nitekim, "Ömer Koç'u bir Türk Macron'u olarak öne sürmeçabası" da bir davulcu yellenmesi gibi söndü gitti...)
Diyorlar ki, "İyi Parti şu ana kadar bir tane bile gündemi belirleyecek, herkesi konuşturacak söz söyleyemedi"...
Belki de söyleyecek sözü yoktur canım.
"Bir kez bile Tayyip Erdoğan'ın kendilerini muhatap almasını sağlayacak bir çıkış yapamadılar..." 
Ne yani, Kılıçdaroğlu gibi yalan ve iftiraya mı başvursalardı?
"Birazcık bile Ak Parti'den oy tırtıklamayı sağlayacak sağlam bir yaklaşımsergileyemediler..." 
O tırtık ancak MHP'den azıcık olabilir, başka bir yerden de bir şey çıkmaz.
"Bir kişiye bile 'aha da beklenen alternatif çıktı' dedirtemediler..."
Tövbe. Tenzih ederim. Bir kişi var: Büyük devrimci şair, heykeli bile dikilmiş Ataol Behramoğlu.
"Bir miktar olsun ellerinin altındaki kadroyu değerlendirecek bir yol bulamadılar..." 
Öyle bir kadro yok.
Evde oturmaktan canı sıkılan, "eski Demirelci" güzel bayanlar, işsiz kalmış ve modası geçmiş bazı milliyetçi gazeteciler, geniş kitlelerin tanımadığı, ancak kendi camialarında adları geçen ülkücü "kazip" şöhretler... Kadro dedikleri bu.
İyi Parti'nin ülkede "sosyolojik" bir karşılığı yok.
Zaten adında da "siyasi bir meymenet" yok.
Bu partinin "Devlet Bahçeli'nin Tayyip Erdoğan'ı desteklemesine karşıyız"dan öte verdiği vereceği bir siyasi mesaj da yok.
Dolayısıyla, "MHP içinde Bahçeli'yi beğenmeyenlerden" alacağı oydan başka oyu da olmayacak.
Reklamını ister şimdi yapın, ister seçim yaklaşınca...
İster İndira Ghandi'ye benzetin, ister Margaret Thatcher'a... (Golda Meir'i karıştırmayın, ters teper. Dilerseniz Nene Hatun ya da Halide Edib falan diyebilirsiniz.)
Yüzde 5 alırsa başarılı sayacağız, alkışlayacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi