Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ohoooo!

Ohoooo!

İmralı yol geçen hanına dönmüş. Görüşmeyen kalmamış.. Doğu Perinçek de görüşmüş, Çevik Bir de. Perinçek şimdilerde elde Türk Bayrağı meydanlarda dolaşıyor ama, fotoğraflarda PKK kampını teftiş ediyor ve PKK Bayrağı altında Öcalan'la kucaklaşıyor..
Yalçın Küçük de öyle..
Tavşana kaç, tazıya tut misali.. “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.” Tansu ablamızın dediği gibi hani, “Kurşun atan da, kurşun yiyen de bizdendir”.. Mesut Yılmaz abimiz de, Küçük üzerinden Apo’ya, “kaç bizimkiler peşinde, yerini buldular” diye haber göndermemiş mi idi, iddiaya göre!
Sahi bu tezgahta kimin eli, kimin cebinde?. Kim kimdir?
Tuncay anlatıyor; Perinçek “1 Numara”ya demiş ki, “Menderes'i astık, Özal'ı vurdurduk kim ne yaptı ki, Tayyib'i de vurduralım gitsin”. Neyse ki zamanın 1 Numarası “Olmaz!” demiş.. İşe bakar mısınız?
Vakit'teki resmi gördünüz; muvazzaf bir general Ergenekon sanığı karşısında esas duruşta!
Emin Gürses de Apo’nun misafiri olmuş.
Apo zaten “yabancı” biri değil.. Beyazlarla iş tutan bir zenci.. “Tom Amca” yani.
Mahkeme bu görüşmelerin kaydını isteyecek mi acaba?.
Bu kişiler hangi sıfatla görüşüyorlar?
DTP'lilerin, PKK’lıların hali nicedir diye sorarsanız, onlar sadece figüran. Kurda aşık kuzular..
Tamam; kurt kuzuyu yer ve kuzu kurttan korkar ama, kurda aşık bir kuzu!!!
Ergenekon'un tutuklu sanıklarından Emin Gürses de İmralı'da Apo ile görüşmüş.. Ne görüştüler acaba?.. Kağıt da oynadılar mı? Habere göre, yabancı ya da düşman gibi değiller. Çok rahat konuşuyorlar..
Apo zaten Fikir Kulüplerinden, yani üniversite yıllarından beri işin içinde.. Karısı Kesire'nin babası, kayınpederi MİT'de daire başkanı olan biri..
Apo'nun durumu gerçekten kötü. Onun diğerlerinden ne farkı var? Bu bir “devlet görevi” ise neden hâlâ içeride? Bu görevi kim verdi, görev ne, görevi veren şimdi nerede, ne yapıyor? Bu derin sır çözülmeden taşlar yerine oturmayacak..
Apo'nun rolü kötü adamı oynamak! Yoksa o sadece işini yapıyor..
Apo'nun durumu çok trajik. Kürtlere yardımcı olmuyor. Hesabına çalıştığı Türklere de bir yararı yok.. Yaptığı için kendisine de faydası yok. Orada tek başına yaşıyor. Ahirete de bir faydası yok. Hâlâ bir yalan uğruna insanlar birbirinin kanını döküyor..
Bu şeytanca bir oyun..
Hâlâ “bebe katillerinden” söz etmenin ya da PKK'nın peşinden dağlara çıkıp, sokağa dökülmenin mantığı ne o zaman?!
Hep söylüyorum ya, birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyor diye. İşte bu oyun o oyun.. Türk'ü, Kürd'ü yok bu işin! Ve bunlar her yerde var. Herkes kendi içine baksın, aramızda dolaşıyorlar.. Yanıbaşımızdalar.. “Biji Kürdistan”, ya da “vatan bölünmez” sloganları öfke ateşini daha da kızıştırmaktan başka bir işe yaramıyor sonuçta. Bu da ötekilerin işini kolaylaştırıyor..
Oysa adalet, barış, özgürlük, insan hakları ve hukuk devleti konusunda el ve gönül birliği etmemiz gerek.. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana olmamız gerek. Bir topluluğa olan düşmanlığımızın bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerek..
Şimdi şu habere bakar mısınız: Teröristbaşı ile görüşen Ergenekoncu! Emin Gürses.
Ergenekon sanığı, İmralı'da Öcalan'la görüşmüş. Ergenekon sanıklarından Doğu Perinçek'in iddianameye yansıyan ilişkilerinden sonra Emin Gürses'in de Öcalan'la temas içinde olduğu ortaya çıktı. Bir dönem Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun danışmanlığını yapan Doç. Dr. Gürses, Öcalan'la ilişkisini kendisi itiraf etmiş. Gürses, 3 yıl önce katıldığı panelde, bunu bizzat söylemiş. "Apo'yla bir görüşmemizde, 'Ermeniler bizi kullanıyor' şeklinde konuşmuştu bizimle" diyen Gürses, Eylül 2005'te de Büyükada'da düzenlenen; Prof. Beril Dedeoğlu, eski MİT'çi Mahir Kaynak, gazeteci Yiğit Bulut'un katıldığı panelde yaptığı konuşmada, Öcalan'la yaptığı görüşmeyi anlatmış. Gürses panelde şöyle demiş: "Apo'yla bir görüşmemizde o bile böyle bir riskin olduğunu kendi söylemişti bize. Yani kurulacak bir Kürdistan'ın yarısından çoğunu Ermenilerin alacağını, maliyetini Kürtlerin çekeceği ama toprağı Ermenilerin alacağını söylemişti. Bunu da doğrulayan birini bulduk, Harvard Üniversitesi'nde tarih profesörüydü. 'Biz Kürtlerle ittifak halindeyiz ama Diyarbakır - Van hattını biz isteriz' dedi." Zaten Gürses, iddianameye yansıyan telefon görüşmelerinde bunu gizlemiyor. 23 Ocak 2008'de yaptığı görüşmede şunları söylemiş: "Öcalan bize bir gün dedi ki, 'Yav' dedi, 'Siz' dedi, 'Bilmiyorsunuz bir şey. Ben köylere giderim, Kürtlerin bana tabi olmasını sağlamak için o köyden birkaç tane adam bulurum. Onları öldürtürüm, ondan sonra bütün köy bana tabi olur, tapar. Çünkü bizimkiler güçten anlar." Emin Gürses bu görüşmeden 5 gün sonra Mustafa isimli bir şahısla yaptığı telefon konuşmasında şunları kaydediyor: "Öcalan'ın bize söylediği, Kürtler nasıl tepki verirler? Öcalan bize, önce bir yavaş yavaş itelersin diyor. Baktın tepki yok, ha bunlar korkuyorlar üzerine daha çok gidersin."
Bir daha söylüyorum. Bu ülkede terör de yok irtica da. Bunları üreten kriz lobileri var.. Laiklik, Atatürkçülük kimilerinin elinde bir istismar alanı olarak, bu işin kandırmacası olarak kullanılıyor.
Derin devlet gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmadan ne terör biter, ne irtica, ne Mafianın önü alınır ne de kayıtdışı ekonominin.. Bu gerçek bütünü ile ortaya çıktığında, siyaset, bürokrasi, yargı, istihbarat ve güvenlik kadrosundaki görevliler, iş ve media çevresinde tutuklanmadık pek az kişi kalır zirvede..
Ergenekon'u gözünüze çok yaklaştırdığınızda arkasında derin devleti kaybedersiniz, Apo'yu gözünüze çok yaklaştırdığınızda 1 Numarayı görmezsiniz.
Sahi bütün bu gelişmeler karşısında hâlâ Evren, Sezer, Demirel, Yılmaz, Çiller, bugünkü Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, daha öncekiler vd. niye konuşmuyorlar?.. Ahmet Türk ve DTP'liler gerçekten gerçeğin farkında değiller mi? Gerçeği söylemekten korkuyorlar mı yoksa!
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi