Dengesizler

Dengesizler

Dünyanın dengesini dengesizler bozuyorlar. Akli dengemizi bozacak şeylerden kaçındığımız gibi mali, sosyal, maddi ve manevi dengemizi bozacak şeylerden de kaçınmamız gerekir.

Zararı başkasından önce kendimize olur.

Ekonomik dengeyi kendi çıkarları doğrultusunda bozanların duyguları bozulur. Bütün paraları kendi kasasına yutturan adam, afyon yutmuş adam gibi doğruyu eğri görmeye başlarlar. Açlıktan inleyen insanların iniltisinden zevk almaya başlarlar. Dünyayı satın aldıklarına inanırlar ama karşılık olarak ömürlerini verdiklerini bilmezler.

Vergilerin artırılmasının hazineye de hayrının olmayacağını, çünkü vergi yükü altında inleyen insanların gelirle vergi arasındaki dengenin bozulması sonucu halkın çalışma azminin kırılacağı, işten el etek çekeceği, vergiler alınamayınca memurların baskılarının artacağı, baskılar artınca da üretim ve imarın duracağı ve sonunda hem devletin hem de halkın zarar göreceğini söylüyor İbn-i Haldun. (Mukaddime 2/60)

Pis ve murdar, olan şeyi kendimiz yemediğimiz gibi hayvanlarımıza da yedirmiyoruz.

Fıkıh kitaplarımız bu tür pisliği yiyen hayvanların yenebilmesi için tavuk gibi küçük hayvanların üç gün temiz yem yiyebileceği yerde tutulmasını, sığır gibi büyük hayvanların kırk gün o pislikten uzak tutulduktan sonra kesilmesini tavsiye eder.

Dinimizin uyuşturucu yasağına uymayanlar, içki içmeyi, nara atmayı, trafik kazalarıyla nüfus planlaması yapmayı ilericilik olarak gördüler ve devlet protokolüne girdiği halde içki içmeyenleri gericiliğe/irticaya destek veriyor diye görevinden uzaklaştırıyorlar.

Dinimiz, kan ve leşi haram kılmasına rağmen Mezbaha/kesimhanenin artıkları olan kan ve dışkıları hayvan yeminde kullanarak verimi artırmayı hedefleyenler “Deli dana” hastalığıyla İslâm dininin kuralına geri dönmek mecburiyetinde kaldılar.

Sevgili peygamberimiz, hayvanların, haşerelerin dahi zehirle öldürülmesini yasaklamış (İbni Mace,Tıp, hadis 3459, Ahmet, Müsnet, 2/446, 478)

Batılı, batıl mantığıyla, üretimi artırma hırsıyla, zehirli ilaçlar üretti.

Üretimi artırdı ama uzun zamanda tabiatın dengesini bozduğunu ve kendisine zararlı olduğunu anladı ve şimdi eskiye yani tabii mücadeleye döndü.

Dinimiz, inkarcılığı, kafirliği, ateistliği yasaklamasına rağmen bir kısım dünyaperestlerin etkisiyle eğitim ateistleştirildi.

Şimdi eğitimcilerin, siyasilerin evleri, büroları, eğittikleri çocuklar tarafından kundaklanınca, her gece ceplerindeki paraların eğitilmiş insanlar tarafından alaverasyon dalaverasyon ayağıyla çalındığını görünce, en medeni ülkelerin en önemli caddelerinin kadın ticaret merkezi olduğunu görünce, demokrasinin doğum yaptığı İngiltere’de devlet hastahanelerinde organ ticaretinin en önemli devlet geliri haline getirildiği duyulunca, batıda eğitim görmüş insanların bankaların içini boşaltmak konusunda danışmanlık yaptıklarını anlayınca şimdi toplum mühendisleri kara kara düşünüyorlar.

Bu bizim başımıza nereden geldi? diyorlar.

Cevap Kur’an’dan: “Yaptıklarının cezası onlara isabet etti” (Nahl 34)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi