Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

İşte ‘takiyye’ budur...

İşte ‘takiyye’ budur...

Son haberlere göre, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘Türbanlı kadınlar bir provokasyonun parçası olmamak kaydıyla, samimiyetle, inanarak CHP Genel Merkezi’ndeki toplantıları izeyebilirler’ demiş.

Başörtülüler, yani CHP’lilere göre türbanlılar, artık CHP binasına da girebilecekler yani!

Fena bir gelişme sayılmaz aslında. Ama ‘kamusal alan yasağı’nın da sürmesinden yana CHP’liler.

Böylelikle, CHP Genel Merkezi’nin kamusal alan sayılmadığını öğrenmiş olduk.

Bu açıklamanın CHP içerisindeki muannitler takımınca nasıl karşılanacağını, bekleyip göreceğiz.

CHP mensupları ve yandaşları arasında bulunan iflah olmaz tesettür düşmanları arasında, Baykal’ın atmaya başladığı adımların, kılık kıyafet hususunda istenmeyen bazı gelişmelere yol açabileceği şeklinde bir görüş, hakim durumda.

Hatta sol kesimden bazılarına göre: “Son gelişmeler, CHP’nin de dini simgeleri kullanarak politika yapmaya başladığını, yani CHP’nin de dini istismar etmeye başladığını’ ortaya koyuyor”.

Tesettür hususunda nötr olan, ya da en azından düşman olmayanlar, –CHP’liler arasında böyleleri de var elbette!- atılan adımların seçimlerde getirebileceği oylar sebebiyle heyecana kapılıyor olsalar da; diğer kesim, gidebileceğini düşündükleri şeyler dolayısıyla, telaşta.

Onlar, rozet takılan başörtülü ve çarşaflı hanımların giderek partide yer almaya başlayacakları, ardından kuvvet kazanacakları ve bunun ardından üniversitelerde kılık kıyafet serbestisi için bir ‘ortak girişim’in gündeme gelebileceğini düşünüyor ve bu ihtimal sebebiyle, uykusuz geceler geçiriyorlar.

Yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin, halkın dilek ve taleplerini ciddiye alıp bu konuda Milletimizi ve ülkeyi rahatlatacak adımlar atması ihtimali, bu partide politika yapan ve bu parti üzerinden arzularını tahakkuk ettirmeye çalışan birilerini, ciddi şekilde ürkütüyor.

CHP’li muhaliflerden Haluk Koç’un geçtiğimiz hafta içerisinde yaptığı açıklama, bu korkunun billurlaşmış hali idi adeta.

Şöyle diyordu Haluk Koç: “CHP’de parti yöneticileri tarafından halka açılma olarak sunulan son girişimler, AKP tarafından gerçekleştirilemeyen bazı taleplerin CHP üzerinden kapı açılarak meşrulaştırılmasının sağlanması projesidir.”

Nedir meşrulaştırılmaya çalışılan talepler? Ve o talepler yerine getirilse ne olur?

Milletimiz hanımlarının büyük çoğunluğunun tercih ettiği kılık kıyafetle ilgili olarak, dayatma usulüyle getirilmiş, hiçbir hukuki dayanağı olmayan saçma sapan yasaklar sona erer..

İyi de, bu ihtimal, bu ülkede politika ile uğraşan ve görünüşte Milletimizin tamamından oy bekleyen birilerini neden rahatsız eder?

Bu ihtimalin rahatsız ettiği insanların, bu ülkenin geleceği ile ilgili olarak, Milletimizin tamamını arzu ettikleri yönde dönüştürme rüyaları gördüğüne inanmak zor.

En müsait gözüken şartlarda bile yapılmayan ve yapılamayan bir şeyin, insanların özgürlüklerinin farkına vardığı bir zamanda olabileceğini düşünmek, ancak hasta zihinlerin görebileceği türde bir hayaldir.

Baykal’ın atmaya çalıştığı adımların ‘açılım’ olduğunu düşünme ihtiyacında olanlar da, bu adımların bundan sonra takip etmesi beklenen normal seyri engelleyebilmek için şimdiden kolları sıvamış durumdalar.

Baykal’ın bazı konuşmaları ile de desteklenen bu kesim, başörtüsü-çarşaf ve türban meselesine yeni tanımlar getirerek, meseleyi CHP içerisinde bir uzlaşma zeminine çekme derdinde.

Bu kesime gore, başörtüsü geleneksel olduğu için siyasi simge değil, ama türban –mutlaka- siyasi simge ve çarşaf ise, ‘bu iki örtü biçiminden farklı olarak, yaygın olmayan bir örtünme biçimi’.

Hedef, Baykal’ın oy getireceğine inanılan atraksiyonlarını sürdürmesi ve içerdeki marjinallerin de, oy beklentisine girip çatlak sesler çıkarmamaları.

Temel problem ise, Milletimize dayatılan yasakların kaldırılmasına şiddetle karşı olan bir güruhun, Milletimizin tamamından oy bekleyen bir partiyi, yani CHP’yi, ‘takiyye’ yapmaya mecbur hale getirmesi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi