Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

İbadetten kaçar eğlenceye koşar

İbadetten kaçar eğlenceye koşar

Müziği duyan hemen başlıyor oynamaya. Herkes oynamaya, zıplamaya hazır. Ama namaz dediğin zaman, yok! Maalesef durum böyle. Millet ibadetten kaçar, eğlenceye koşar.

Arkadaş dikkat edeceksin. Sana geçmişte “Şarkı, türkü kulağına sokma” dedik. Hadis-i şerifte “Şeytanların zurnaları” diyor. Şeytanların zurnaları ama her taraf buna müptela. Otobüste kestiremiyorsun, minibüste kestiremiyorsun. Her yerde şeytanın zurnaları. Size orucu iptal ettirir dedik. Bunu bırakmayanın yemesini, içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yok. 

SEVABI BOZULUR

“E orucum mu bozulur?” diye hocaya sormuşlar. Eski bir hocaya Osmanlı zamanında “Zurna çalmak orucu bozar mı?” demişler. O da “Zurnayı yutmadığın sürece bozulmaz” demiş. Ne desin adam?! Yani o fıkha göre zurnayı yutmadıkça bozulmaz. Ama “Sevabı bozulur” diyorum sana ama hala laf anlatamıyorum. Şeytanın zurnaları dolu. Şeytanın elçileri dolu. 

SANKİ CEHENNEME GİRECEK!

Şimdi onlardan bir vesvese seni zaten peşine çekiyor. Daha ‘Gık’ demeden sen başlıyorsun horon etmeye. Müziği duyan hemen başlıyor. Ne oluyorsun hemen? Daha adam peşrev faslında, makama giremedi yani. Millet hazır. Oynama, zıplama dediğin zaman durmuyor. Namaz dediğin zaman yok. Hele hatimle kılınan teravih falan. “Aman öyle bir camiye sakın gitmeyelim yanlışlıkla. “Dikkat et” diyor arkadaşına. “Kapıya bak hatimle kılana falan denk geliriz sonra” diyor. Ne olur? Cehenneme gireriz sanki! Yahu Allah’ın mübarek ramazan ayında hatimle kılsan keşke. Ne var bunda?! Ama böyle, ibadetten kaçar, eğlenceye koşar. 

NİMETE NANKÖRLÜKTÜR

“Bu çalgı, çengi aletlerini dinlemek günahtır. Bunların kurulan meclislerinde oturmak fasıklıktır” diyor. hadis-i şerif. Bu ne demek? Yoldan çıkmak demek. “Lezzet almak küfürdür” diyor. E zaten lezzet almayan niye dinlesin? “Kapat şunu der” geçer. Küfür ne demek? “Gavur oldu” demek değil. “Nimete nankörlük” derdi Efendi Hazretleri. Allah sana kulak verdi Kur’an dinle, ilim dinle diye. Sen aldın baltayı vurdun taşa, körelttin. Kulak onun için verilmedi sana. Nimete nankörlük ettin manasına gelir. Ama harama helal derse o kafir olur. Ama şarkılara, türkülere genel manada da haram denmez. 

İÇERİĞİNDE İSYAN VARSA...

Caiz değil başka, haram başka. Mekruh başka, haram başka. Haram denmek için ihtilaf olmaması lazım. Nas lazım. Onda ihtilaf çıkar. Ama feleğe sövüyorsa haramdır. İçeriğinde haram varsa; Allah’a, peygambere, şeriata isyan varsa haramdır. Buna haram denir. Ama genel manada denmez. 

İSTİSNAİ GÜNLER VAR

Marşlar var, mehter var, harbe gidilen de var. Bazı istisnaları var. Alimlerin beyanları var. Ama Hanefi mezhebine göre genel manada enstrümanlar caiz değil diyoruz. Hadis-i şerif de bunun delillerindendir. Tabi diğerlerinin de bazı delilleri var. Bir de istisna günler var. Bayramda istisna var. Bazı şenliklere, bazı eğlencelere müsaade var. Ama bunu adet haline getirip de her gün, gece gündüz bunla uğraşıp, zikri bırakmak tabi ki caiz değil.  

İSM-İ A‘ZAM HELAL YEMEKTİR

Ellidört farzdan sekizincisi “Helâl yemek”tir. Allâh-u Te‘âlâ şöyle buyurmuştur:

 “Ey insanlar! Yer(yüzün)de bulunan (rızık)lardan helâl, (bütün şüphelerden) tertemiz ve lezzetli olan(lar)ı yiyin.” (Bakara Sûresi:168)

Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Helal rızık talep eylemek her Müslüman erkek ve kadın üzerine vaciptir (gereklidir).” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:11)

BAĞIŞLANMIŞ HALDE SABAHLAR

Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Her kim helâl rızık kazanayım diye yorulursa bağışlandığı halde sabahlar.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:11)

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Her kim karnını helâl lokmadan doldursa sonra da döşeğine varıp yatsa o kimse Allâh yolunda (cihatta) gözleri uyumamış gibidir.” Yâni o kimsenin uykusu ibadet yerine geçer. (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:11)

ARPA MİKTARI HARAM

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Eğer bir mü’minin evinde haramdan bir arpa miktarı bir şey olsa, o kişinin duâsı kabul olunmaz. Hatta peygamber olsa bile. Her ne zaman Cenâb-ı Hakk’a duâsında: “Yâ Rabbi!” derse, Allâh tarafından: “Yâ âsî! Sana icâbet yoktur” diye nidâ gelir. Eğer haram şey evinde olduğu halde kırk gün geçerse o kimsenin ismi münafıklar defterine yazılır. Ondan sonra oruç ve namazından da fayda göremez. Eğer o hal üzere kendisine ölüm erişirse o kişinin kabri cehennemin çukurlarından bir çukur kılınır.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:11) Bundan Allâh’a sığınırız. 

Hasen ibni Yahyâ (Rahimehullâh) a: “İsm-i A‘zam’ı bilir misin” diye sorulduğunda: “Evet” diye cevap vermiş. “Nedir?” diye sual olunduğunda: “Helâl yemektir” diye cevap vermiş. 

Yâni helâl lokma yiyen kişi Allâh’ın isimlerinden her hangisiyle dua eylese, İsm-i A‘zam ile dua olunduğu gibi duası kabul olunur.

EN BÜYÜK CİHAD NEFİSLEDİR

Ebû Hureyre ve İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhum) dan rivâyet edildiğine göre onlar: 

“Biz Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) i son hutbesinde şöyle buyururken işittik” demişlerdir:

 “Gerçekten şu beş vakit farz namaza cemaatle devam eden kişi, parlayan şimşek gibi sıratı (hızla)  geçenlerin ilki olur. Allâh-u Teâlâ onu (sahâbeden sonra gelen) tâbiîn’in ilk zümresi (olan Üveys el-Karanî-Veysel Karânî- ve Hasen-i Basrî (Radıyallâhu Anhumâ) gibi büyük zatlar) arasında haşreder. Ayrıca devam ettiği namazların her gün ve gecesinde kendisi için, Allâh yolunda öldürülmüş bin şehid sevâbı kadar vardır.” (Taberânî, el-Mu‘cemu’l-evsat, no:6652, 7/340; Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, Salât:84, no:2143, 2/163; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no:20290, 7/567)

ÇOK DAHA AĞIR GELİR

Bu müjdenin büyüklüğü yadırganmamalıdır. Zîrâ insan, Allâh-u Teâlâ’nın yolunda cihada çıkıp bir kere ölmekle şehitlik derecesi kazanır. 

Ama en büyük cihad sayılan nefisle cihada tutuşan kişi yaşadığı sürece yıllar boyu günde beş vakit namazın cemaatine devam etmek sûretiyle bu mükâfâtı elde edebilecektir ki, elbette bu devam ve muhâfaza nefse bir kere ölmekten çok daha ağır gelecektir. 

HUŞÛ SAHİPLERİ

Hattâ cemaate iştirak bir yana, bir vakti bile kazâya bırakmadan beş vakit namazı kılmaya devam edebilmek herkesin harcı değildir. Nitekim Allâh-u Teâlâ:

 “…Şüphesiz ki o (namaz), huşû sahipleri dışındakilere elbette çok büyüktür (ve çok zordur). O huşû sâhipleri ki, kendilerinin Rablerine kavuşucu olduklarına ve yine kendilerinin ancak O’n(un huzurun)a dönecek olduklarına şüphesiz bir şekilde yakînen inanırlar.” (Bakara Sûresi:45-46) buyurarak, bu hakîkati açıklarken, aynı zamanda huşû sâhiplerinin tanıtımını yapmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi