Hasan Aksay

Hasan Aksay

Lise mezunu bir genç istedi

Lise mezunu bir genç istedi

İftira, fitne, insani yüceliği yok edip, “belhum adal” duruma düşüren bir felakettir. Tanklar, füzeler, bombalar altında can çekişen, vatansız bırakılmaya çalışılan mazlum bir millete, bir de yalan ve iftiralarla saldırmaktan daha korkunç bir vahşet düşünülemez. Filistin’in şahsında insanlık vicdanı katlediliyor. İnsanlık, felaketin farkında ve ayaktadır. BBC’yi, İsrail Savunma Bakanlığı’nın İngilizce yayın kuruluşuna benzeten İngiltere Respect Partisi Genel Başkanı George Galloway’ın, halkı İsrail ürünlerine karşı boykota çağırması bundandır.
Lise mezunu bir gencimiz, “Bir haftadır huzursuzum. 4 Ocak Pazar günü İsrail’i tel’in mitingindeydim. Bir adam gelip bana ‘Bu Hamas Amerikan kuklası’ diye propaganda yaptı. Asabım bozuldu. Hadise çıkarmadan kovdum ama başkalarına gitti. İlla bunu bir yaz” dedi ve söz aldı.
Yalan, iftira, maskeli yüzler, dünyamızın her zamandan daha önemli bir sorunudur. Filistin vahşetine alkış tutan var. Türkiye’de dağa taşa silah gömmüşler. Belli ki millete karşı kullanılacak. Sıkılmadan, utanmadan yandaş çıkanlar?..
Müslüman; görmemek, duymamak, bilmemek hakkına sahip değildir. Görecek, duyacak, bilecek. Gaflet yok. Yılan, akrep, mikrop var diye nasıl oturup ağlayıp, şikâyet etmekle kalmıyor, tedbir alıyorsak, yalan ve fitne gibi manevi afetlere karşı da bilgi, tedbir ve gayretle donanmalıyız. Dünya ömür tüketme yeri değil, iyilik imtihanı yeridir. İnsan, kuru bir yaprak gibi yerde sürüklenemez.
Yılan, akrep, mikrop gibi, fasık, fitne, kötülük de olacaktır. Görev, iyiliği hakim kılma ehliyet ve gayretidir. Hayatın değerini en iyi ölüm anlatır. “Bir musibet, bin nasihatten evladır.” Vicdanlarımız körleşmemişse, bu vahşet ve maskeli yüzler, gizli örgütler, kötülükten tiksinti için güçlü bir hatip ve büyük bir ibrettir.
Müslüman’ın sorumlulukları kendinedir. Herkes iyi olsun diye çalışırken ilk sırada kendi vardır. Tek kalsa, iyilik cephesi kalesi, mücahidi olmakla sorumludur. Zorla kurtarmak imkanı olmadığı gibi, kurtarılmayı da beklemez. “AB’ye girelim, bizi kurtarsın” demez. İki gününü denk kılmamaya ve her iyilikte “veren el” olmaya gayret edecektir. Gereklerini yerine getirerek, mesela doğru haber organlarını da doğurarak görecek, duyacak, bilecek, iyilik cephesinde yer alıp kötülükleri önleyecektir. Bunun için hakkı-batılı bilmek, yani İslâm öncelikli şarttır. Gayretsiz, tersiz, bedelsiz iyilik olmaz. Müslüman ona göre hayat yoluna çıkandır.
Paranın yazı tarafı, tura tarafının da habercisi olduğu gibi, vahşet ve kötülükler de iyiliği anlatırlar. “Bir musibet, bin nasihatten evladır”. “Ahlakı ahlaksızdan öğrenmek”. Mesele; güzel bakıp, çirkinden nefretle güzele yönelmek, iyi ve güzel neticeler için bedel ödemekten kaçmamak, kolaya sapıp çıkmaza girmemektir.
“Kul kusursuz olmaz.” Küçük yanılgılar büyütülmemeli, örtülmeli. Çirkinlik teşhirle tabiileştirilmemeli. Ama dost, arkadaş çok dikkatli seçilmelidir. Fasıklara ve haberlerine dikkat gerekir. Eskiden insan, düşmanının elini bile sıkmazmış. Şimdi gizli örgütlerde her maske var. Dosttan daha candan. Müslüman’ı cinayetle itham için, kendi arkadaşını da öldürüyorlar. Mayınlı tarladan geçerken ne derece bilgi, malzeme ve tedbir gerekli ise, haber kaynakları ve doğru bilgiye ulaşmak için de ciddi bir gayret ve bedele ihtiyaç vardır. İyilik, bedelsiz olmaz. “Cennet ucuz değil.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi