R. Özdenören

R. Özdenören

Alkolizm belası ve içkili lokanta sevdası

Alkolizm belası ve içkili lokanta sevdası

Vatan Gazetesi'nde yayınlanan Mehmet Yaşin röportajında Balıkesir'de bir tek içkili lokanta kaldığına dikkat çekilerek "Anadolu alkolsüz bir yarımada olacak" iddiasında bulunuluyordu. Habere ilk yalanlama Balıkesir Belediye Başkanı Sabri Uğur'dan geldi. Meğerse Balıkesir'de şu anda 74 adet içkili restoran faaliyette imiş. Başkan, yalanlamasını şu ifadeyle pekiştirmek istiyor: "Böylesine dayanaksız ve gerçek dışı ifadelerin yer aldığı bir yazının gazetenizde yayınlanmış olması, tarafımızdan ve Balıkesirlilerce üzüntü ile karşılanmıştır. Balıkesir şehrinin imajı bakımından olumsuz olarak değerlendirdiğimiz bu yayınınızı, yukarıda dikkatlerinize sunulan bilgiler ışığında düzelteceğiniz ümidi ile selam ve saygılarımı sunarım.

Sabri Uğur /Balıkesir Belediye Başkanı" (ZAMAN: 03 Mart 2009, Salı, INTERNET).

Hıristiyan Batı dünyası alkolizm belasıyla nasıl baş edeceğini bilemezken yakın zamana ait yukarıya alıntıladığımız haber trajik bir ironiyi resmediyor.

Hıristiyan Batı dünyasında başta alkolizm olmak üzere her türden ruh ve sinir hastalıklarıyla nasıl başa çıkılacağı bilinmiyor.

Alkolizm küçük yaştaki çocuklara kadar bulaşan bir hastalık halinde giderek hızla yayılıyor. Bunun yanında uyuşturucu iptilası aynı hızla sokaklardan ev içlerine uzanmaya başlıyor. İçkinin ve alkolizmin bulunduğu yerde ona kaçınılmaz olarak eşlik eden fuhuş ve zina faciası artan bir ivmeyle ortalıkta kol geziyor.

İçki Hıristiyan Batı dünyasında kurumsal bir alışkanlık olarak yerleşmiştir. İslam dünyasındaysa aynı alışkanlık kurumsal değildir, arızidir. Ne kadar yayılmış ve kökleşmiş görünürse görünsün, kendini Müslüman olarak tanımlayan biri için içki iptilası temelde haram görülen ve kaçınılması gereken bir olay kabul edilir.

Türkiye'de alkolü özendirmeye çalışanlar Avrupa'da alkolizmin nasıl bir bela haline geldiğini muhtemelen bilmiyor olsa gerek. Halen her 100 İsveçliden 80'inin klinik alkolik olduğu bilinmektedir. Diğer Avrupa ülkeleri ve ABD'de de durum daha farklı görünmüyor.

Can sıkıntısı, bezginlik, yılgınlık, umutsuzluk, alkolizm, erken bunama, melankoli, şizofreni Batı'da yaygın ruh ve sinir hastalıkları arasında yer alıyor.

Cinsel özgürlüğün pornografiyi, ırza geçme olaylarını, alkolizmi azaltacağını ileri sürenlerin vahim bir aldanış içinde olduğu ortaya çıkmıştır.

Çocuk yaşta anneler problemi, nikâhsız birliktelikler ve neticede babasız çocukların hâsıl olması ve çaresizlik alkol ve uyuşturucu eşliğinde yürüyor: İsveç'te yaygınlaşan ırza geçme olayları, Fransa'da alkolizm, İngiltere'de eşcinsellik, Amerika'da bütün bunların toplamı, tek tek herkesi tehdit eden boyutlara ulaşmıştır. (Amerika nüfusunun yüzde 30'unun eşcinsel olduğu tahmin edilmektedir.).

Alkolün bedelini çocuklar sakat doğarak ödüyor. Federal Almanya'da her yıl 2 bin çocuk annelerinin hamilelik sırasında aşırı alkol kullanımı yüzünden sakat doğmaktadır. Alkolik annelerden doğan çocukların genellikle kafalarının büyük, vücutlarının zayıf, beyinlerinin normalden küçük ve geri zekâlı olduğu belirlenmiştir.

Avrupa'da ve Birleşik Amerika'da alınan bütün önlemlere rağmen alkol ve uyuşturucu kullananların sayısında hızlı bir artış gözlenmektedir. Amerika alkol belasını 1920'lerde yasaklayarak bertaraf etmek istemiş, fakat başaramamıştı.

Şimdi halen Avrupa'da olsun ABD'de olsun bu belanın nasıl savuşturulacağı bilinmezken, Türkiye'de alkolü özendirmeye çalışanların hangi karmaşa içinde olduklarını tahmin etmek zor değildir. Toynbee, alkolizm ve ırkçılık belasının ancak İslâm'la bertaraf edilebileceğini 1940'larda beyan etmişti.

Batı hayat tarzı insanın tabiatını çok zorladı. Doğal olmayanı doğal diye, her türlü sapkınlığı ve sapıklığı doğru diye kabul etti ve ettirdi. Sapıklık, doğruluk diye görülünce teşhisin isabetli yapılamayacağı bellidir. Türkiye gibi içkinin marifet sayılmaya başladığı, içmemenin değil içmenin özendirildiği bir toplumda insanların bilinçsizce, dahası aşağılık duyguları içinde kıvranarak kendilerini nasıl bir batağa doğru sapladıklarını görmek için kâhin olmak gerekmiyor. Ve manzara insana azap veriyor.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
R. Özdenören Arşivi