R. Özdenören

R. Özdenören

Sonsuz Uzun Ölüm

Sonsuz Uzun Ölüm

Öykü ve roman dünyamızın nitelikli kalemlerinden Kadir Tanır'ın Sonsuz Uzun Ölüm* romanını daha yayınlanmadan önce okuduğumda izlenimimi şu cümlelerle dile getirmeye çalışmıştım:

"Sağlam bir mantık, titiz bir kurgu… Dikkat ve özen… Kelime işçiliği… Bütün bunlar Kadir Tanır'ın metinlerinde belirgin olarak görünen özellikler… Aynı titizliği ve usta örgüyü onun bu son çalışması Sonsuz Uzun Ölüm kitabında da gözlemliyoruz. Tanır'ın mimar bakışı ve kılı kırk yaran ayrıntı dikkati romanın ana örgüsüyle buluşuyor… Gerilim, entrika, duygusallık, bilim-teknik.. işini bilen bir ustanın elinde harikulade bir titizlikle harmanlanıyor… Edebî gerilim Türkçe'de onun kaleminden yeni bir tür halinde fışkırıyor… Çağının gerçeklerini dile getirirken bu gerçeklerin altına tanıklığının imzasını atıyor… Türkçe'nin son yıllardaki en nitelikli çıkışlarından birini yakalayacaksınız bu kitapta…"

Kitap yayınlanınca kapakta Sadık Yalsızuçanlar'ın dikkatiyle aynı noktada buluşmamız beni ayrıca memnun etti. Sadık şunları belirliyor:

"Yazar, bilim ve teknolojinin geldiği noktadan sık yardım alarak yazdığı bu kitapta, yanıbaşımızda yaşanan insanlık dışı suçlara karşı hassasiyetini, yine faillerinin de anlayabileceği bir söylemle dile getiriyor. Meraklı bir konunun, sade, akıcı ve tempolu bir üslupla bir şimşek hızıyla önümüzden geçip gittiğini kanlı ayak izlerinin eşliğinde izliyoruz. Okuru hayrete düşürecek, bu kadarı da olamaz dedirtecek, fakat o kertede de inandırıcı bir roman... Kadir Tanır, modern anlatı diline, kendi öykü ve roman birikiminin sınırlarını da genişleterek yeni katkılardı bulunuyor."

Bir metropolün caddelerinde sanki kendini ispat etmek için gezinen bir delikanlının adımlarıyla giriyoruz romana. Delikanlı bir batakhanenin önündeki çığırtkanın davetine uymaktan ve içeri girmekten kendini alamaz. Burada video filmleri gösterilmektedir. Bir süre seyredince bir tecavüz olayını gösteren bu filmin gerçek bir olay olduğunu anlar. Ne olduğunu bilmeden kendini dışarı atar. Yumruklarını sıkarak ardındaki ve önündeki iğrençlikleri düşünür.

Birkaç cümlenin içine sıkıştırmaya çalıştığım romanın bu başlangıç sahnesi, bana Suç ve Ceza'nın girişi kadar çekici ve çarpıcı geldi. Ondan sonrasında zaten okuyucu kendini romanın akışına, ondaki istiare zenginliğine, yorum çeşitliliğe kaptırarak sürüklenip gidiyor.

Bir öykünün, bir romanın illa ders vermesi, okuyucuya kıssadan hisse çıkartma zevkini tattırması gerekiyor mu? Ben, en azından kendi ürünlerim için böyle olduğunu düşünmüyorum. Ancak bir metinden illa bir ders çıkarmak isteyen olursa metnin isteyene bu imkânı vermesi de fazladan bir zenginlik olarak kabul edilmeli. İşte Kadir Tanır'ın romanı okuyucuya bu fazladan zevki, metni sürekli didikleme, kurcalama imkânının veriyor.

Yazar, uzun sayılacak romanıyla (460 sayfa) insanın insanı ya da insanın kendi kendisini yok edeceğine inanmadığını göstermek istiyor. Bunun gerçekleşmesi için onulmaz bir nefret ve derin bir umutsuzluk gerekir. Evet, belki nefret ediyoruz. Ama nefretimiz geçicidir. Şartlar olumluya döndüğünde her şey değişebilir. Ve belki onun yerini insani sevgi ve acıma alır. İnsan umutsuzluğunun, nefretinin doruklarında teselliye de muhtaçtır. Roman acaba bize bu teselliyi mi sunmak istiyor? Onu, okuyucu kendisi keşfedecektir.

Romanın kahramanları John (ve karısı Katie), David (ve karısı Leslie) ile Lindy (ve nişanlısı Gabriel)dir. Kahramanlardan her biri kendi serüvenini izlerken onları ölüm seansları bir araya getirir. Sonsuz uzun ölüm seanslarıdır bunlar. Zaten romanın adı da buradan geliyor: bir tür cehennem tasviri... Daha sonraki cennet tasvirinde ise uzaktan da olsa içinde bulundukları ferahlama, ruhların kurtuluşunu hissetme dekorları...

Roman Türkiye Yazar Birliği'nce 2008 yılı roman armağanına değer bulundu. Ben, kanaatimi bir kez daha yinelemekle yetineyim: Kadir Tanır'ın Sonsuz Uzun Ölüm romanı Türkçe'nin son yıllardaki en nitelikli çıkışlarından biridir, diyorum.

________

*Sonsuz Uzun Ölüm, Karakutu Yayınları, İst. 2008.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
R. Özdenören Arşivi