LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Subayları suçlamak da suç!

Subayları suçlamak da suç!

- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi subayların da aralarında bulunduğu derin devlet çetesi için, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde hata yapan yargı önünde cezasını çeker. Bunlar bir suç işlemişlerse bunun cezası da vardır; ortada bir suç varsa ceza da vardır" diyerek, Silahlı Kuvvetleri bir suç örgütü gibi göstermenin kasıtlı olduğunu vurguladı. Ne düşünüyorsunuz Genelkurmay Başkanı'nın bu konuşması hakkında?
- Genelkurmay Başkanı hoş ama boş konuştu! Genelkurmay Başkanı'nın Silahlı Kuvvetler’e mensup subaylar için "Bunlar bir suç işlemişlerse bunun cezası da vardır; ortada bir suç varsa ceza da vardır" demesi kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Ama gerçek durum böyle mi? Mesela Şemdinli'de Genelkurmay Başkanı'nın "Tanırım, iyi çocuklardır" dediği astsubaylar, bir kitabevini bombaladıkları gerekçesiyle sivil mahkemece 39 yıl cezaya mahkum edilmelerine rağmen, askeri mahkeme devreye sokularak dışarı salındılar. Ve de Genelkurmay Başkanlığı'nca daha iyi yerlere atandılar. Yani cezalandırılmadılar, aksine ödüllendirildiler. Dahası, hazırladığı iddianamede o astsubayları suçlayan, cezalandırılmalarını isteyen Savcı Ferhat Sarıkaya da en ağır şekilde cezalandırıldı. Savcı Ferhat Sarıkaya işinden oldu, hatta avukatlık yapma hakkı bile elinden alınarak açlığa mahkum edildi. Onun başına gelenler, askeri darbe yapmak gibi idamlık suç işleyen darbeci generalleri suçlayan, onların cezalandırılmalarını isteyen Savcı Sacit Kayasu'nun başına da gelmedi mi? O da işinden olmadı mı, mesleğinden atılmadı mı, açlığa mahkum edilmedi mi? Demek ki suç işleseler de subayları suçlamak da suç! Kısacası bu ülkede idamlık suç işleyen darbeci generaller cezalandırılmıyor, aksine ödüllendiriliyor. Yine bu ülkede 39 yıl hapis cezasına mahkum edilmeyi gerektiren suçu işleyen astsubaylar dışarı salınarak, daha iyi yerlere atanarak ödüllendiriliyor. Ondan sonra da Genelkurmay Başkanı, aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi subayların da bulunduğu derin devlet çetesi için "Bunlar bir suç işlemişlerse bunun cezası da vardır; ortada bir suç varsa ceza da vardır" diyebiliyor. Dediğim gibi, Genelkurmay Başkanı hoş ama boş konuşuyor!

VELİ KüçüK AMA MİDE BULANDIRIYOR!

- Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, derin devlet eylemleri nedeniyle tutuklandı. Bazı yorumcular onun tutuklanmasını çok deşifre olduğu ve bu nedenle derin devletçe safdışı bırakıldığı şeklinde yorumlandı. Sizin bu konudaki yorumunuz ne?
- Veli Küçük, ama mide bulandırıyor! Bu iş Veli Küçük ile sınırlı kalacak mı, daha derinlere ulaşmayacak mı soruları şahsen benim de midemi bulandırıyor. Veli Küçük şimdilik hapiste, peki ondan daha büyükleri nerede?! Başka bir deyişle, ondan daha üst rütbedeki, daha kıdemli derin devletçiler nerede? Veli Küçük derin devlet örgütlenmesinin en tepesindeki kişi değildi herhalde? Mesela 12 Eylül gibi, 28 Şubat gibi darbelerin olması için derin devleti harekete geçiren, provokasyon üstüne provokasyon düzenlettiren generaller nerede? İşte şimdi asıl bunlar ve bunlara benzer sorular sormamız, bu soruların cevaplarını aramamız gerekiyor. Veli Küçük gibi generallerin ürediği derin devlet bataklığına ulaşmamız ve o bataklığı kurutmamız gerekiyor. O bataklık kurutulmadıkça, birkaç sivrisineğin etkisiz hale getirilmesinin bir işe yaramayacağını bilmemiz gerekiyor. Kaldı ki Veli Küçük'ün tutuklanması onun cezalandırılacağı anlamına da gelmiyor. Unutmayalım ki Şemdinli'de de bir kitabevine bomba attıkları gerekçesiyle bazı derin devletçi astsubaylar tutuklandı. Ama bunlar sonra dışarı salındı ve daha iyi yerlere atandı. Ayrıca şunu da görmek gerek; Veli Küçük bize olduğundan büyük gösteriliyor! Derin devlet örgütünün en büyüğü gibi gösteriliyor. Küçük, büyük gibi gösterilerek derin devletin en büyükleri gizlenmek isteniyor! Ben şahsen böyle düşünüyorum. Veli Küçük ve onunla birlikte tutuklananların, derin devlet bataklığına ulaşılmasını engellemek için kullanıldıklarını düşünüyorum. Derin devletin büyüklerinin, Veli Küçük gibilerin arkasına gizlendiklerini düşünüyorum!

MüSLüMAN'I MüSLüMAN'A VURDURTACAKLAR!

- ABD Başkanı Bush, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'le yaptığı görüşmenin ardından "İran'ı özgürleştirmeye gideceğiz" demişti. Bush, Irak'tan sonra İran'a da bir haçlı seferi başlatır mı dersiniz?
- Aslında ABD yönetiminin amacı Müslümanları Müslümanlarla savaştırmak. Bunu eski ABD Dışişleri Bakanı ve ABD yöneticilerinin akıl hocası Henry Kissinger yıllar önce "21. yüzyıl Batı ile İslâm'ın değil, İslâm'la İslâm'ın savaşına sahne olacak" şeklindeki sözleriyle dile getirmişti. İşte ABD yöneticilerinin bu amacını bilenlerin zihninde, Abdullah Gül'le yaptığı görüşmenin ardından Bush'un "İran'ı özgürleştirmeye gideceğiz" demesi üzerine bazı soru işaretleri belirmişti. Acaba PKK'yı vurmak için ABD'nin Türkiye'ye vereceği desteğe karşılık olarak, Türkiye de İran'ı vurması için ABD'ye destek verecek miydi? Hele de Iraklı Müslümanları vuran ABD savaş uçaklarına Türkiye'nin hava sahasını ve de havaalanlarını kullandırması bu konudaki soru işaretlerini daha da kuvvetlendirmişti. Iraklı Müslümanları vuran ABD savaş uçaklarına hava sahamızın ve havaalanlarımızın kullandırılmasına gerekli tepkiyi göstermeyen Türkiye Müslümanları, Türkiye'nin yardımıyla, ABD'nin İran'ı vurmasına gerekli tepkiyi gösterebilirler mi? ABD Başkanı Bush, Türkiye Müslümanlarının bu tepkiyi göstermeyeceklerinden emin olmalı ki, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le yaptığı görüşmenin ardından "İran'ı özgürleştirmeye gideceğiz" diyebiliyor. Niyetleri Irak'ı nasıl özgürleştirdilerse İran'ı da öyle özgürleştirmek! İnşallah Türkiye ABD ile birlikte İran'ı özgürleştirmeye(!) gitmez. ABD'nin Müslüman'ı Müslüman'la savaştırma oyununa gelmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi