LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Eskinin Amerikancıları, yeni Amerikancılara karşı!

Eskinin Amerikancıları, yeni Amerikancılara karşı!

-Lütfü Bey; MHP’nin yayın organı Ortadoğu gazetesi, Çinciliği ile bilinen Doğu Perinçek’in İşçi Partisi’nin, Milli Merkez adıyla oluşturduğu hareketin hedefinin milli hükümet kurmak olduğunu ilan etmesini, “Doğu Perinçek milli değil ki milli hükümet kursun” diyerek eleştirdi. Bu arada Milli Merkez denilen bu hareket, geçmişte solcuların “Morrison Süleyman” diyerek Amerikancı olduğunu söyledikleri Süleyman Demirel’i manevi liderleri olarak görüyor. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?

- Geçmişte solcuların Çinci, Sovyet Rusyacı, şucu bucu olarak 49 gruba bölündükleri bilinmektedir. Ben o zamanlar solculara, “Solcu dediğin enternasyonalist olur; Çinci, Rusçu, şucu bucu olmaz” diye hep nasihat etmişimdir. Neyse işin bu faslını kısa kesip geçelim. İşin diğer faslına gelelim. Sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi, geçmişte solcular Başbakan Süleyman Demirel’in Amerikancı olduğunu vurgulamak için, ona “Morrison Süleyman” derlerdi. Süleyman Demirel’in başbakan değil, Amerikan şirketlerinin Türkiye’deki temsilcisi olduğunu söylerlerdi. Onun zihniyetinin milli olmadığını belirtirlerdi. Ne var ki sizin de sorunuz da dile getirdiğiniz gibi, dün Süleyman Demirel’in Amerikancı olduğunu, milli olmadığını yazıp söyleyenler, bugün onu manevi liderleri olarak görüyor. Dahası, Süleyman Demirel’in emanetçisi denilen Hüsamettin Cindoruk’u, kurdukları Milli Merkez adlı hareketin başkanlığına getiriyor. Eğer geçmişte dedikleri gibi Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk Amerikancı iseler, onların Türkiye’deki millici bir hareketin liderleri olması mümkün değildir. Ama eğer Amerikancı dedikleri Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk Milli Merkez adlı hareketin liderleri oluyorlarsa, o zaman bu hareket milli değildir. Mantıken bu böyledir. Daha da ötesi, malumunuz bu Milli Merkez denilen hareketi kuranların amacı, Amerikancı dedikleri AKP iktidarını devirmektir. Ancak dün Amerikancı dedikleri Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk gibilerle, bugün Amerikancı dedikleri AKP iktidarını devirmek istemek ilginç değil mi? Dün Amerikancı denilenlerin, bugün Amerikancı denilenleri devirmek istemesi ilginç değil mi?

“YURTTA SAVAŞ, YURTTA DARBE” DİYOR CHP!

- PKK’nın 8 Mayıs’ta başlayacak olan ülkemizi terk etmesi sırasında, ordu ile PKK’lılar arasında bir çatışma olmaması için barıştan yana herkes büyük bir çaba harcarken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ordunun PKK’lılara saldırmasını teşvik edercesine “Ordu görevini yapsın” dedi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu, ordunun barış sürecini dinamitlemesini, savaşın sürmesini istiyor. CHP’nin son Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı, CHP’nin ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal’in “Yurtta barış” sözüyle de çelişiyor. Kemal Kılıçdaroğlu adeta “Yurtta savaş” diyor! Bu tavrıyla da “Analar ağlamasın” diyenlerin yanında değil, “Ülkenin anası ağlasın” diyenlerin yanında yer alıyor! “Silahlar gömülsün” diyenlerin yanında değil, “Gençler gömülsün” diyenlerin yanında yer alıyor! “Ülkenin parası yeni iş sahaları açmak için harcansın” diyenlerin yanında değil, “Ülkenin parası silah alımları için harcansın” diyenlerin yanında yer alıyor. Silah karşıtlarının yanında değil, silah tüccarlarının yanında yer alıyor! Ancak sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu savaşın sürmesi için orduyu göreve çağırmıyor; diğer CHP yöneticileri de darbe yapmayan orduyu göreve çağırıyor! Örneğin ordunun komutanlarının şimdilerde sivil hükümetle barışçı, uyumlu bir çalışma içinde olmasına tepki gösteren CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, komutanları “Hafif, yumuşak komutanlar” diye aşağılıyor. Bu da hemen akla diğer bir CHP yöneticisi olan Süheyl Batum’un, darbe yapmayan komutanlar için “Meğer bunlar kağıttan kaplanmış” şeklindeki aşağılayıcı sözlerini getiriyor. Bunun ardından CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın darbe yapmayan komutanlara, “Görevinizi yapmıyorsunuz; Cumhuriyeti koruyup kollamıyorsunuz” şeklindeki sözleri de akla geliyor. CHP’nin ilk askeri darbe olan 27 Mayıs darbesinden, son askeri darbe olan 28 Şubat ve de 27 Nisan muhtırasına kadar darbeleri desteklediğini de dikkate alırsak, CHP’nin ordudan milletin iradesine karşı savaşmasını istediği görülüyor. Ve buna şimdi de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ordunun ülkemizi terk eden PKK’lılara saldırmasını teşvik etmesi ve böylelikle ülkemizdeki savaşın sürmesi yönündeki tavrı da eklenmiş bulunuyor. Bu duruma bakınca görülüyor ki CHP,  “Yurtta savaş, yurtta darbe” diyor!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi