Hasan Aksay

Hasan Aksay

Devlet camisi, ciddi yanlışlar tohumudur

Devlet camisi, ciddi yanlışlar tohumudur

Halk cami yapacaksa, önce tapusunu devlete verecekmiş. Cami kökten devletleşecek. Hemen ifade edelim ki; sadece iyi niyet, bu hinliğin gerisindeki felaketi önleyemez.
2,5 km’den yakın yeni cami yapılmaması, şimdi de, camileri cemaat ilgisinden uzaklaştırıp bürokrasiye devir... Dünyada halktan soyutlanmış, bir devlet dini var mı?
Bu yanılgıyı görmek için, hakimiyet arzusunun, yalnız İslam’a yönelik oluşuna bakmak yeterlidir. Kilise, havra ve her şey devletin mi olacak? Şimdi İstanbul’da daire ve dükkanlar kiralanmış, kilise olmuş. Bunların tapusu da devlete mi?
Tarih ibret almak içindir. Vaktiyle camiler, mescitler ahır yapıldı. Metrekaresi 35 kuruştan Edirne’de Kirkor’a satılan mescit var. Sirkeci’deki caminin mihrabında 30 yıl dansöz oynatıldı. Fatih Camii külliyesinden bir bölümün tahsis edildiği yerden boşaltılırken, ilgili bakan olarak gelmiştim. Yürekler parçalanır, pencerelere kadar bira şişeleri...
Tarihe gitmeye gerek yok. Evvelki günkü Vakit, yalnız İzmir’dekilerin haberiyle dolu. Taslı Çeşme Mescidi oto yıkama yeri olmuş; Caferi Sadık Tayyar Hazretleri Türbesine aile yerleşmiş; Kumrulu Mescit, 7 yıldır kapalı; Emir Sultan Türbesi harabe; Pazaryeri Mahallesi’ndeki tarihi mekan ahır olmuş.
Bunlar da bir yana, 23.12.1999’da Aya İrini’de içkili yılbaşı partisi düzenlenmesi Fener Rum Patriği Bartholomeos’un tepkisi üzerine iptal edilmişti. Bize gelince zulüm yetmiyor, Bakan bey hiddetlenip azarlıyor. Yavuz Sultan Selim’in Hilafeti’nden beri 24 saat Kur’an-ı Kerim okunan Topkapı Sarayı’nda içki olmasın demek, “ilkel yaratıklar” olmakmış. Toplumundan, bilimden, saygıdan uzak bu yetki psikolojisi yalnız Müslüman’a.
İslami kurum ve binaların bürokratikleştirilmesi, Müslüman’ı meseleleriyle ilgilenemez, bir yüznumara pisuvarını dahi değiştiremez hale getiren felakettir. Hale bak! Vatan için aslanlar gibi çarpışan, kahramanlığının üzerine kahramanlık bulunmayan dal gibi yiğit evladımız, eline verilip emredilen pimi çekilmiş bombayı bir boş araziye atamıyor da hem kendinin, hem de üç arkadaşının göz göre göre katili oluyor.
Bürokrasi hangi özel okulun tapusunu istiyor? Dalan’ın okuluna devlet, 7 trilyon aktarmış, tapusu devlette mi? Hayır. Ama halkın alın teri, dileği ve emeğinin sembolü İmam Hatip Okulları ve bazı Kur’an kurslarının başlarına neler geldi ortada.
İyi niyetli olabilirsiniz. Ama o takdirde dahi eşsiz bir yanılgı içindesiniz. Kıyamete kadar baki kalacağınızı mı zannediyorsunuz? Bu bir zorbalık ve hak gaspıdır.
Hani çağ özelleştirme çağı idi? Herkes kendi işini bürokrasiden iyi yapar diyorduk. Yalnızca İslami kurumları kökten devletleştirmek ne oluyor? Hem de laik devlette?
Müslüman’ın elinde ne varsa almak, kurban derisine, fitresine, zekatına, örtüsüne kadar müdahaleye kalkışmak... Aşağılamaktır, hakarettir, zulümdür. Eline verilen pimi çekilmiş bombayı atamaz duruma getiren yılgınlığa düşürmektir.
Başörtüsü yasağı destekçisinin Fransız Masonları olduğu gizli değil. Ama hastalığın virüsleri Türkiye’de büyütülerek Batı’ya, “İslam karşıtlığı” olarak ithal ediliyor.
Bu yetki aşırılığı bir devlet kurumuna, İslam’a zıt kararla, “Başörtüsü İslam’da yok, savaşın” dedirtiyor. Ya bir de doğru fetva ile, “İçki İslam’da yok, savaşın” derse? Halktan, Hak’tan, İslam’dan uzaklaşınca, ırkçılığı reddeden camiye, ırkçı slogan mahya oluyor.
İslamiyet özgürlük dinidir. “Dal altında dal büyümez.” Müslüman, ölüm ötesine uzanan bir ufka sahip olmak zorundadır. Müslüman’ı, kendi camisiyle dahi ilgilenemez zihnî, fikrî ve fiilî bir kötürümlüğe itme yolunda atılacak her adımın vebali ve faturası ağırdır. Bırakın, kendi işimizi kendimiz yapalım. Zekatımızın, kurbanımızın, camimizin sorumlusu biziz. Biz yüklenip yürütelim. Müslüman özgürdür. Güdülerek değil, kendi fikri ve iradesiyle görevlerini yapar. Hayattan da üstün değerlerin kıymetini bilmenin, “ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk” olabilmenin başka yolu yoktur. Bu hafta, New York kiliselerinde hayvanlar, köpekler takdis ediliyormuş...
Müslüman, hayrını da kendi yapacak, camisine de bakacak, dinine de sahip çıkacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi