Hasan Aksay

Hasan Aksay

Ali Rıza Sarı kardeşimizi ebedi aleme uğurladık

Ali Rıza Sarı kardeşimizi ebedi aleme uğurladık

İnsanı, ekmel-i ve eşref-i mahlukat yapan iman, ahlak, edep, erdem, fedakarlık, vefa gibi manevi değerlerdir. İnsanla hayat bulan bu değerleri, en etkili öğrenme, yaşama ve yaşatma yolu, bu vasıflara sahip insanla olur.
Değerlerimiz sağken kadrini gerektiği kadar bilemesek de, ebedi aleme irtihalinden sonra bilmek de önemlidir. İstiklal Marşımızın Mehmet Akif’i, soğuk günlerde TBMM’ye baytar arkadaşı Şefik beyin paltosuyla gidiyordu ve devlet bütçesinin 49 milyon lira olduğu bir zamanda İstiklal Marşı için konan 500 lira, yani 500 altın ödülü almayı reddetti. Şimdi ezberlemeye çalıştığımız “Safahat” ancak vefatından sekiz sene sonra, kitaplaşıp basılabildi. Cihan İmparatorluğunun sultanı, Müslümanların Halifesi Abdulhamid Han’ı, Selanik’te Yahudi Alatini’nin evine hapsettik.
Atasözümüz “zararın neresinden dönersen kârdır” diyor. Eğer bugün gerçekleri görmek için gayret ediyor ve görüyorsak, insana sahiplenmenin dört yarardan üçü kaybolmamıştır. İnsani yüceliğin ışığı sönmez. Peygamberimizin, sahabelerin hayatı hâlâ aydınlığımız değil mi! Mevlana, Yunus Emre, asırlar ötesinden sesleniyor. 1) İbret alıyoruz. 2) Dua ve hayırla anarak, onların ebedi hayatlarına destek veriyoruz. 3) Düşünerek ölümsüz değerlerini özümsüyoruz. İnsanımızı, güzellikleriyle anmaya devam edelim.
Ali Rıza Sarı Bey, MSP kurulduğunda, müdür olduğu devlet kurumundan istifa ederek parti çalışmalarına katıldı. MİLA Haber ajansında Abdurrahman Dilipak, Hüseyin Öztürk’le çalıştı, Milli Gazete’de, Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’nda sorumluluklar yüklendi, Avrupa’daki ilk kız yatılı İslam Kolejinde yöneticilik ve Kazakistan’da Kültür Ataşeliği gibi çeşitli görevlerde başarılı hizmetler verdi. Hizmet ve fedakarlığı esas aldı. Görev mi var, her zaman hazırdı. Kendisi hasta, benim halimi sorardı.
Öfkesini, ilk hamlede yanlış anlayan olurdu. Oysa öfkesi, dosta değil, yanlışa idi. Dostuyla, hareketin yanlışını ayıran bir dikkate sahipti. Acele edilmezse bu ayrım anlaşılırdı. Yanlış gördüğü hareket dışında dostuyla meselesi olmazdı. Öfkesini fazla bulabilirsiniz. Yanlışlık, değerlendirmede kullanılan ölçü farklılığındandır. Normal bir tavrı, kendi tasavvur ettiği fedakarlıkla ölçünce on kat küçük görüyor ve öfkeleniyor.
Bazı incelik ve hassasiyetlerin güzelliğini anlatmakta makale kalıbı dar. Bülbülü eti için kesmek gibi oluyor. Ali Rıza beyin meziyet ve hassasiyetleri için roman gerek. Ne var ki sosyal, siyasi iklimler değişti. Artık “Sürmeli Bey” romanındaki hassasiyet ve fedakarlıkların göz yaşlarıyla okunduğu dönemler hatıralardan bile silindi.
Hayatlarında eğitim ve öğretimin en güzel örneklerinden çizgiler bulunan bu insanlarımızın sembolleştirdiği güzellikleri, gelecek nesillere aktaramamak önemli bir kayıptır. Hatta örneklik arkadaşlığını, ABD’nin kovboylarına, Batı’nın şekil değiştiren çıkar sömürgeciliğine bırakmak gibi ciddi bir felakettir.
“Büyüklük, büyüklerin yolunda yürünerek kazanılan bir erdemdir”. Nurettin Topçu rahmetli, “Tarihinde büyükler ve büyüklükler olmayan nesiller, ister istemez küçük doğar, küçük ölürler. Tarihinde büyükler olduğu halde onlardan gafil olan nesiller, bahtsızdırlar. Tarihinde büyükler ve büyüklükler olduğu halde onlara düşman kesilen, boğmaya çalışan nesiller iki elleri kanlı canidirler” derdi. Büyüklerimizi ve onları büyük yapan değerleri unutmamak ve unutturmayacak imkanlar üretmek zorundayız. İslam inanç, ahlak ve erdem değerlerini yaşayan ve gayret gösteren insanlarımızı ve dikkat çeken değerlerini yaşatmak için yapılacak gayretler, istikbalimizin yapı taşları olacaktır. Bu erdem ve mücadelelerin romanlarını ve anma günlerini yapmak sorumluluğumuzdur. Başörtüsü mücadelesi veren kızlarımız da, kendi destanlarının romanını yazmalı.
Ali Rıza Bey kardeşimizin mekanının cennet olmasını Allah’tan niyaz ediyor, ailesi ve bütün Müslümanlara başsağlığı diliyorum.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi