Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Benzeri yaşandı

Benzeri yaşandı

Yaşadığımız sürecin bir benzeri geçmişte de yaşandı. 1980 öncesi taraflar vardı ve idealleri uğruna hayatlarını bile feda edebiliyordu. Herkes savaşın sadece askerler tarafından yapıldığını düşünür oysa bunlar sivil kıyafetliydi ve komutanları kravat takmıştı. O günlerde konu hakkında fikrim sorulduğunda bir sol sağ çatışması olmadığını, tarafların darbe ortamı yaratmak için kullanıldığını ve amacın Türkiye’yi ekonomik açıdan Batı ile bütünleştirmek olduğunu yazmıştım. Çözüm olarak ABD ile Avrupa’ya farklı davranmak ve bunları kendi aralarında ihtilafa düşürmek olduğunu söyledim.
Söylemek istediğim çatışan tarafların hiçbirinin hedefine ulaşamaması ve kimsenin düşünmediği bir hedefin gerçekleştirilmekte olduğu bir sürecin yaşanabileceğidir. Bugün de benzer bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Taraflardan her biri kendi lehine saydığı bilgileri, doğruluğunu araştırmadan, kullanıyor ve bu durum gerçek aktöre büyük bir manevra alanı sağlıyor. Darbe karşıtı bilgi ve belgelerin çokluğu bir taraf lehine kamuoyu oluştururken diğer taraf sinmiş görünüyor.

Bu durum taarruz eden tarafın önünü açarak ilerlemesini sağlamak ve onu kuşatarak imha edilmesi taktiğini anımsatıyor.

Dünyadaki ortam bir darbenin yapılması için uygun değilken, ciddi bir dış destek sağlanmadan yapılacak bir darbe teşebbüsünün başarısızlıkla sonuçlanacağı, Orduyu yönetenlerin böyle bir eğilimi olmadığı bilinirken yerden bitercesine çok sayıda darbe delili bulunması biraz garip görünüyor.

Böyle durumlarda bir üçüncü yol aramak gerekir. En kolay yol ortaya dökülen iddiaların bir bölümünün uydurma olduğunu ispatlamak ve böylece tüm iddiaların şaibeli hale gelmesini sağlamaktır. Darbe karşıtları öylesine heyecanla davalarına inanmış ki önlerine sürülen ve işlerine yaradıklarına inandıkları her şeyi irdelemeden kullanıyorlar. Günün birinde birisi çıkar ve öne sürülen delillerin bir kısmının düzmece olduğunu ispatlarsa tüm dayanaklarını yitirir ve yıkıntının altında kalırlar.

Darbeyle mücadele sadece medyada darbe karşıtlığıyla yapılmaz. Önce darbenin siyasi hedefinin belirlenmesi gerekir. Bu hedef çatışan tarafların öne sürdükleri değildir. Mesela 1980 darbesi öncesi herkes ya sağcı ya da solcu idi ama gerçek hedeften söz eden kimse yoktu. Üstelik solcular ülkeyi hasım saydıkları küresel kapitalizmin ellerine teslim etmekte en büyük rolü oynadılar.

Türkiye’de darbenin yapıldığını varsayalım. Varsayılan darbe yönetimi bir süre sonra iktidarı seçimle gelenlere teslim etmek zorundadır ve her darbeden sonra bu olmuştur. Şimdi tartışılan darbenin iktidarı kime teslim edeceğini ve bunun özellikle Türkiye’nin konumu ve uygulayacağı ekonomi politikası hakkında ne biliyorsunuz? Darbeye dışarıdan kim destek olacak? Hiçbir dış desteği olmayacaksa ve ülkeyi böyle yönetmek mümkünse bu yolu neden darbesiz deneyen çıkmıyor?

Sonuç olarak henüz oyunun finalini görmedik ve bütün finaller sürprizlerle geldi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi