DTP kapatıldı, demokrasi kurtuldu

DTP kapatıldı, demokrasi kurtuldu

DTP kapatıldı diye neredeyse bazı çevreler demokrasi kapatıldı diyecekler. Aymazlığın, ahmaklığın bu kadarına da pes doğrusu. DTP kapatıldı diye demokrasinin sonu geldi demek ne kadar yanlışsa, düğün, bayram ilan etmek de o kadar yanlıştır.

DTP davası korkunun bizi nasıl esir aldığını bir defa daha gösterdi.

DTP nin kapatılmasını istemeyenlerin çoğu, kapatmadan sonra meydana gelebilecek olayların korkusuyla hareket ediyorlar. Ne olacak korkusuyla,DTP nin her yaptığının görmezden gelinmesini istiyorlar.

Hukuk korkuyla hareket etmez.Baskıya, şantaja boyun eğen bir ülke asla birliğini, bütünlüğünü muhafaza edemez.

Bu tür analizlerin kıymet-i harbiyesi yoktur.Üstelik bu tahlillerin ne demokrasiye ne de milli bütünlüğümüze katkısı olur.DTP nin kapatılmasını demokrasiye darbe vurmak olarak yorumlamak, DTP nin yediği her naneyi meşrulaştırmak, demokrasinin tabii bir tezahürü gibi görmektir. DTP nin yaptıkları eşittir demokrasi dediniz mi en büyük kötülüğü demokrasiye yapmış olursunuz.Demokrasiyi bir terör örgütü ve onun siyasal uzantısının yaptıkları ile özdeşleştirmek, halkı demokrasiden uzaklaştırmaktır.

DTP hiçbir zaman legal bir parti gibi davranmadı.Öcalan’ın meclisteki sözcülüğünü halkın sözcüsü olmaya tercih etti.Terörü, şiddeti kutsayarak kendi sonunu kendisi hazırladı. Şimdi demokrasi elden gidiyor diye tempo tutmak hem DTP tabanını kışkırtır hem de bu eleştirileri gerçek sanan uluslararası kamuoyunu Türkiye’nin aleyhine çevirir.Azıcık sorumluluk taşıyan bu tür analizlere çanak tutmaz.

Diğer taraftan açılım bitti diye göbek atanların veya üzüldüğünü söyleyenlerin tespitlerine katılmıyorum.Ciddi bir devlet olayların peşinden sürüklenmez,ne pahasına olursa olsun kendi planına göre hareket eder. Açılıma en büyük darbeyi DTP nin kapatılması değil,açılımdan yana olan ölçüsüz, tartısız adamların yanlışları vurmuştur. Bol keseden Apo’yu paşa yapanlar, Diyarbakır’da çiftlik verip PKK aşiretinin reisi yapanların hezeyanları olmasaydı bugün daha farklı bir noktada olabilirdik. Açılımı Apo ile özdeşleştiren sadece DTP değil, açılımın şakşakçısı bazı yazar-çizer takımı olmuştur. Buna bazı AK parti sözcülerinin ipe sapa gelmez beyanlarını da eklemek lazım. Bir gün Çerkez açılımı, bir başka gün çingene açılımı yapıyoruz diyenler bu hayati meseleyi magazinleştirerek ciddiyetini kaybettirmişlerdir.

DTP kapandı diye kıyamet kopmaz. Birkaç gün sokak eylemleri devam eder, ondan sonra evli evine, köylü köyüne gider. Bu eylemlerin bu kadar sürmesi de siyaset kurumunun daha doğru bir ifade ile hükümetin zaafıdır. Sokaklar savaş alanına çevrilirken taş atan çocukların durumunu hafifletmek için kanun çıkarmaya çalışmak sadece bize ait bir garabettir. Ceza politikası yaygınlaşan bir suçun cezasını hafifletmeyi değil, artırmayı gerektirir.Bir suç yaygınlaşıyor,gittikçe daha çok işleniyorsa suçla ceza arasında suçluyu caydıracak bir denge yok demektir. O halde yapılması gereken önce bu dengeyi kurmaktır.Devlet malını yakandan verdiği zararı tazmin edemiyorsanız, daha çok yakmasını teşvik etmekten başka bir iş yapmamışsınız demektir.Adana valisinin üstüne sırtlanlar gibi saldırmak yerine aileleri bu ceza politikasının parçası yapmanın yolları bulunmalıdır.Çocuğuna sahip olmayan çocuğunun verdiği zarardan da sorumludur.Aileleri bu işe aktif olarak katmanın yolu bu sorumluluğun parçası olduklarını onlara hatırlatmaktır.

DTP kapatıldı,kıyamet kopmadı.Demokrasi ayağındaki bağların birinden kurtuldu.Türkiye uçuruma gidiyor diye pusuda bekleyen derin kurtarıcıların gerekçesi elinden alındı.Bundan sonra açılım daha kolay olacaktır.DTP engeli kalktı,MHP ve CHP engeli de(tabii demokrasi ve hukuk çerçevesinde) aşılırsa Türkiye PKK nın elindeki silahı alarak bu meseleyi daha uygun bir zeminde tartışma imkanı bulacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi