Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

Diyarbakır’dan

Diyarbakır’dan

Dicle Üniversitesi Rektörü Sayın Ayşegül Jale Saraç hanımefendinin davetlisi olarak geçen perşembe Diyarbakır’a gittim.
Üniversitenin 1500 kişilik salonunda, Mehmet Akif Ersoy’un çağdaş Türkiye idealini anlattım. M. Akif bizim, Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrimizin en büyük âbide şahsiyetlerinden biri. Yüz yıl önce, Türkiye’nin kalkınması, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için yazdıkları, bugün de önemini koruyor. En büyük düşmanımız cehalettir. Cahil insanların, hayvanlardan hiçbir farkı yoktur. O bakımdan cehaletten, ümitsizlikten, yanlış tevekkül anlayışından, uyuşuk Şark zihniyetinden, Batı taklitçiliğinden sür’atle sıyrılmak, ilme ve tekniğe sarılmak, atom ilmini, bir gün önce öğrenmek ve Batılılar gibi atomu parçalayarak bir damla kömürden müthiş bir enerji elde etmek, vazgeçemeyeceğimiz bir yoldur.
Mehmet Akif, SAFAHAT isimli eserinin ASIM bölümünde, 2292 mısrada, güçlü kuvvetli bir genç olan ve arkadaşlarıyla bir hükümet darbesi yapmayı planlayan ASIM’a, açık açık anlatıyor ki; Türkiye’de, hiçbir meselemizi kaba kuvvetle halletmek mümkün değildir. Bir hükümet darbesi yaparak iktidara el koymayı düşünmek yanlıştır. Yapılacak yegane iş, kendi kültür köklerimizden kat’iyyen kopmadan, Batının ilmini ve tekniğini Türkiye’ye taşımaktır.
Mehmet Akif hem ASIM bölümünde hem de SAFAHAT‘ın diğer manzumelerinde, bunları anlatırken, Doğu ve Batı dünyasının Türkiye’yi bölmek parçalamak için, nasıl bitmez tükenmez bir gayretle çalıştığına da dikkat çekerek diyor ki:
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir gitti
İşte İran’ı da taksim ediyorlar şimdi
Bu da gayet tabii koşanındır meydan
Yaşamak hakkını kuvvetliye vermiş Yaradan
Ey cemaat uyanın, yoksa hemen gün batacak
Uyanın korkuyorum leyl’i nedamet çatacak...”
(Leyl’i nedamet, pişmanlık gecesi demektir.)
Milletimiz üzerinde oynanan büyük oyunlardan bizi Fas gibi, Tunus gibi, Cezayir... gibi bölmek, parçalamak plânlarından birtakım kişilerin ve kuruluşların hâlâ haberleri yok.
Ben Diyarbakır’da 1.500 kişilik bir salonda, Batı dünyasının bizim Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzu bölmek, parçalamak için nasıl hainane oyunlar oynadıklarını açık açık anlattım. Ermeni devletinin başta Diyarbakır olmak üzere, 19 Doğu ve Güneydoğu Anadolu şehrimizi bizden koparmak için, öyle gizli kapaklı değil, alenen çalıştıklarını ortaya koydum. Vali Hüseyin Avni Mutlu ve Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın huzurunda, tam iki saat süren konferansımda, salon alkışlarla çınlayıp durdu. Diyarbakır’dan huzurla ayrıldım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi