Cüneyt Arvasi

Cüneyt Arvasi

Türk Lirası üzerinden Özal ve Erdoğan...

Türk Lirası üzerinden Özal ve Erdoğan...

Eskiden döviz taşımak suçtu... Türk Lirası da konvertibl değildi, değerini hükümet tayin ederdi...
Özal, Türk parasını koruma mevzuatını değiştirerek bu işe noktayı koydu...
Sonra da konvertibiliteye geçildi...
O yıllarda Vehbi Koç, “Millet bankalara saldırır, herkes elindeki liraları dolarla değiştirir, bankalarda döviz kalmaz” demişti...
Artık birçok ülkede Türk Lirası alınıp satılıyor...
Üstelik liradaki sıfırları atıp façayı düzeltince, yabancı bankalar ve finans kurumlarının TL tahvili ihraçları ciddi rakamlara ulaştı...
Gidişata göre TL, bir müddet daha değer kazanmaya devam edecek...
Asıl sebep, elimizde tuttuğumuz dolarlardan kaynaklanıyor...
Euro ve doların aynı anda düşüşü, elinde bunları rezerv olarak tutan ülkelerin parasını kıymetlendiriyor...
Durumu emtia fiyatlarındaki yükselişten rahatlıkla gözlemlemek mümkün...
Petrol başta olmak üzere, temel emtialarda yukarı doğru sert fiyat hareketleri oluşuyor...
ABD ve Avrupa ülkelerinin işine gelen bu duruma, her zamanki gibi Çin takoz koyuyor...
Yerel paraların değerlenmesi furyasına, Çin’in parası tepki vermiyor...
Paralarının değerini sabit dolar kuruyla düşük tutuyorlar...
Çünkü düşük kur ve ucuz işgücüne dayalı, ihracata bağımlı olan ekonomilerini kısa vadede ileri teknolojiye veya markalara dayandırma şansları yok...
Laf dinlemiyor diye dayak atılacak bir ülke de değil üstelik...
Değer kaybeden 2.3 trilyon dolarlık rezervini, uzun kontratlar üzerinden enerji ve hammadde ile becayiş etmeye devam ediyor...
Bu durum, Hindistan gibi ülkeleri de ABD ve Avrupa’nın dayattığı ekonomi sisteminden çıkmaya zorluyor ve “Çin ile rekabet etmek istiyorsan onu taklit etmelisin” politikasına sevkediyor...
Amerikan mali çevrelerine göre, olan-bitenlerden Çin sorumludur ve parasını kıymetlendirdiği takdirde bu kriz bitecektir...
Çin ise kurlarda manipülasyon yapmadığını, çünkü parasının konvertibl olmadığını ileri sürüyor...
Şimdi Başbakan Erdoğan’ın önünde tarihi bir fırsat var...
Sıfır problem siyaseti içine Türk lirasını yerleştirme zamanı gelmiştir...
Bu işe, ödemeler Türk lirası ile yapıldığında, ithal edilen mallardan alınacak vergi oranlarının yüzde 90 azaltılmasıyla başlanabilir...
Amerika hep ithalatçı olarak bilinir... Hâlbuki öyle değildir, dolar ihraç eder, karşılığında mal ve hizmet alır...
Türk Lirası’nı dışarıya satabilen adam, karşılığında sembolik bir vergi ile mal ithal edebilmelidir...
Diyelim ki Çin ile anlaştık... Onlara TL verip mal getirdik... Bu paranın, Çin’in Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yaptığı enerji ve diğer temel emtia ödemelerinde kullanılmasını da sağlamak gerekir...
Bizdeki bankaların Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde şubeler açması, yani kendi mali sistemimizin oraya yerleştirilmesi lazım...
Dolar ve Euro’da olduğu gibi, Türk Lirası’na dayalı uluslararası işlemler de İstanbul’da kurulacak bir sistemle regüle edilebilir...
Türkiye dışında TL ile işlem yapanlara önemli avantajlar verilmelidir...
Mesela, Türkiye ile bağlantısız olarak, yıllık 20 milyon TL’lik ticaret yapanlara belli bir süre sonra Türk vatandaşlığı verilmeli, vergi, yatırım gibi ciddi teşvik paketleri üretilmelidir...
Türkiye şu andaki vaziyetine göre, en az 200 milyar TL’yi dışarıya ihraç edilebilir...
Sıfır problem siyaseti de gerçek anlamını bulur...
Türk lirasındaki değerlenmeyi frenlemek ve ihracatçıyı rahatlamak numarasıyla Başbakan’ın önüne bir yığın teklif götürüyorlar...
Diyorlar ki; “Sayın Başbakan, yerli bankaların da yabancı bankaların yaptığı gibi Türk parası üzerinden tahvil çıkarılmasını teşvik edelim, mevduat faizlerinin gerilemesini sağlayalım... Kredi faizleri de gerileyecek ve ekonomi canlanacaktır”...
Bu bakış açısı, Türkiye’deki bankacılık sektörünün hükümet karşıtlığından dolayı “parayı kilitleme” stratejisini kuvvetlendirmekten başka hiçbir işe yaramaz... Artık Türkiye için TL üzerinden tahvil ihracı yerine, bizzat Türk Lirası’nın Ortadoğu ve Afrika’ya ihraç edilmesinin zamanı gelmiştir... Özal’ın hayâli işte o zaman gerçekleşir ve Erdoğan da ekonomi tarihine geçer...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cüneyt Arvasi Arşivi