Hasan Aksay

Hasan Aksay

Türkiye’nin 11 Eylül’ü dönüş yolunda

Türkiye’nin 11 Eylül’ü dönüş yolunda

Bazı mahfiller ve medya, Danıştay saldırısını (17 Mayıs 2006) Bush’un 11 Eylül 2001’i gibi yapmak istemişler. Felaketi, tetikçi Alparslan Arslan’ı yakalayan polisin dikkat ve başarısı; Ergenekon davası ve TÜBİTAK raporunun aydınlığı; 11 Eylül’e giden yolu kesti. Allah’ın rahmeti.
Amerikan ikiz kuleler fitnesi, 11 Eylül 2001. Danıştay cinayeti, 17 Mayıs 2006. Yakın tarihin en alçak fitneleridir. Her ikisinde de tertipçiler, başarı heyecanıyla şaşırdılar. İnsanlığın önemli kısmı vahşeti hissetti. Vicdanla düşünenler zulme direndiler.
İlk bakışta her iki olayı da tartışmak mümkün değildi. Olaylar ciddi ve göz önündeydi. Detaylı planlanmıştı. Guantanamo ve diğer işkence kamplarına getirilecek, yargısız işkence görecek Müslümanlar, ülke ülke tespit edilmişlerdi. Aranan suçlu değil, güç gösterisiyle, “Benden değilsen düşmanımsın” tehdidiyle köleleştirmekti.
Türkiye’de de Müslümanlar gümüş yüzükten sermaye yeşiline kadar fişlenmişti, Anayasa fırlatılmış, para pul olmuş, banka soygunlarıyla semiren semirmişti. Müslüman köleleştirilecek, “bin yıllık bir saltanat” başlayacaktı.
Akla vicdana sığmayan işler, vicdanı hak şuuruyla beslenmiş milletimizi tedirgin edince, millet seçimle çıkış yolu hazırladı. Bush’un 11 Eylül’ü araştırmadan hüküm vermiş ve tatbike koymuştu. Başkan Clinton-Monika aşk macerası araştırmasına 40 milyon dolar ayıran Amerika; bütün Müslümanlara yönelik vahşetine basamak yaptığı fitneyi araştırır ve izah eder görünmeye dahi gerek görmez pozlardaydı. Tıpkı “Tetikçi ‘Ben bunu şeriat için yaptım’ dedi. Araştırmaya ne gerek var” diye tetikçinin ezberine paralel karar verir gibi, “Ben yaptım oldu” tavrı. Çeşitli ülkelerden Müslümanlar, yargısız işkence kamplarında toplatıldı. Irak, Afganistan’da vahşet savaşı başladı. Sudan’ın tek ilaç fabrikası bombalandı. Şimdi Pakistan da ateşler içinde yanıyor.
ABD Savunma Bakanlığı, 9,38 açıklamasında, “Pentagon’a uçak çarpmıştı. Bakan Donald S. Rumsfeld, Pentagon komuta merkezinden operasyonları yönetiyordu. Alana ilk gelen Reuters Ajansı ise, Pentagon’un bir helikopter patlamasıyla zarar gördüğünü haber veriyor; Associated Press de bu haberi teyit ediyordu. Zaten uçaktan hiçbir parça da bulunmadı. Pentagon’un duvarı da 10’u 10 geçe yıkıldı.
Danıştay cinayetine “Türkiye’nin 11 Eylül’ü” diye manşet atan gazete tertip ve düzen bakımından haklı galiba. Bazı mahfil ve medya, cinayet haberiyle birlikte Müslümanları suçlu ilan edip saldırıya geçtiler. Ahmet Necdet Sezer, “Laik Cumhuriyete yönelik olduğunu” ilan etti. Danıştay Başkan vekili bayan, katil adına bir de yalan uydurdu. Katil tabancasını ateşlerken, “Allahüekber” demiş. Meğer öyle hayal etmiş.
Danıştay cinayeti, Ergenekon davasıyla birleştirilinceye kadar, kameralar çalışmadı dendi duruldu. Şimdi TÜBİTAK’ın raporuyla ortaya çıkan gerçekler? Bu ne müthiş bir netice! Bu sahtekarlıklar, bu ibret kitaplaşmalı.
Bush’un 11 Eylül olayıyla ürettiği, “terör sloganı” propaganda ile etkili silah haline getirildi. Bu silah, İslamofobia’yı doğurdu. Irak, Afganistan vahşetine Pakistan’ı da kattı. Müslüman’a karşı, gerekçe gerektirmeyen peşin saldırı imkanı oldu.
Ergenekon davasıyla gerçekler ortaya çıkarılıp, denizden, karadan fışkıran silahlar, bombalar ortaya dökülmeseydi, bütün Müslümanlar zaten fişlenmişti. Zulüm için her şey hazırdı. “Ne büyük şey kul için Hakkı tutup kaldırmak.”
Tarih ibrettir, eşsiz değerdir. Kitapta kalırsa, toprak altındaki Karun hazinesi gibi kimseye yararı yoktur. Son çeyrek asrın üç ibretli olayından ikisi fitne: ABD’nin 11 Eylül 2001’i ve “Türkiye’nin 11 Eylül’ü” dedikleri, “Danıştay cinayeti”dir.
Üçüncüsü, insanlığın şuur ve vicdanla yazdığı eşsiz insanlık destanıdır. Bush ve tetikçilerine ihtardır. 15 Şubat 2003. Bütün dünya meydanlarında aynı gün ve Irak vahşetinden bir ay önce, “Savaş çıkarma!” diyen insanlık sesi gök kubbede yankılandı. Londra’da bir milyon, Rabat’ta bir milyon, İstanbul’da yetmiş bin, Washington’da beş yüz bin olmak üzere dünyanın her yerinde insanlık zulme karşı ses verdi, “varım” dedi. Allah’ın lütfü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi