Sol rehin kaldı mı?

Sol rehin kaldı mı?

Sular çekildiği zaman geride kalacak olanlara dikkatimizi verelim. İşaretler İngiltere'den geliyor. Baykal ile hemen hemen eşzamanlı olarak İşçi Partisi lideri, yerini vekaleten yardımcısına devrediyor.
İngiltere Kraliçesi, yeni hükümeti kurma görevini Muhafazakâr Parti liderine verdi. İşçi Partisi lideri Brown, Liberallerle anlaşamayınca önce başbakanlıktan istifa etti. Hemen arkasından parti genel başkanlığını da bıraktı. İki dönem üst üste seçim kazanamamış olan İşçi Partisi, 1995'ten beri iktidarını sürdürüyordu. İşçi Partisi'nin mağlubiyeti bile muhteşem. İktidarı tek parça haline Torrylere bırakmamış, Muhafazakâr Parti'ye bir seçim zaferi yaşatmamış durumda. İngiltere, istisnai olarak bir koalisyon hükümetine gidiyor.

1989 yılında Sovyetler Birliği dağıldığında, sol ideoloji dünya çapında gerilemiş ve liberal kapitalizm zafer kazanmış görünüyordu. Tam tersine şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıktı. Muzaffer kapitalizmin ürküttüğü kitleler, sol partilerin şemsiyesi altına sığınınca Avrupa'da solun uzun iktidar yılları başladı. Sol, durumdan vazife çıkartmış, değişerek kendini çağa uydurmuş ve kitlelerin endişelerine tatminkâr karşılıklar vermişti. İngiltere'de Yeni Sol veya Üçüncü Yol, Fransa'da Yeni Denge, Almanya'da Yeni Orta; sol-sosyal demokrat partilerin yeni şartlara uyum sağlamasını ve değişerek alt sınıfların koruyuculuğunu üstlenmesini ifade ediyordu. Değişim, özelleştirme gibi serbest piyasa kurallarının gereklerini benimsemek demekti. Refah devleti yıkılmıştı; ama pazarın hakim olduğu dünyada hâlâ savunulacak mevziler vardı. Fransız sosyalistlerinin serbest pazarı benimserken pazar toplumuna itiraz etmeleri, kurulan yeni dengeyi ifade etmek içindi.

Tony Blair'in liderliğindeki İşçi Partisi, solun yeni şartlara sağladığı uyumun en parlak ve en uzun ömürlü örneği oldu. Yeni Sol, çok esaslı bir tartışma birikimi ile beslenerek yeni şartlara uyum sağladı. Liberal kapitalizme meydan okudu ve iktidar oldu.

Avrupa'da sol partilerin üst üste zaferler kazandığı yıllarda, Türkiye'de sosyal demokrasi Baykal'ın liderliğinde CHP'de temsil edildi. İngiltere'de İşçi Partisi en parlak dönemini yaşarken CHP Meclis dışında kalmıştı. CHP liderinin kullandığı "Yeni Sol" sadece isim düzeyinde kaldı, Antony Giddens'ın tezlerine kimse dönüp bakmadı. Baykal, Avrupa solunun geliştirdiği yeni sentezlere yaklaşmayı bile denemedi. Halbuki o yıllarda azımsanmayacak bir "Üçüncü Yol" tartışması bile yaşanmıştı. Baykal'ın tedavüle soktuğu "Anadolu Solu" tabirinden de herhangi bir parti politikası ve programı çıkmadı.

CHP bir devlet partisi idi. Devlet ise askerlerdi. Türk solu, askerin vesayetini sağlayan ideolojik araçları savunmayı, yani Ergenekon'un avukatlığını, ezilen sınıfların temsilcisi olmaya tercih etti.

Hafta içinde, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Marksist gençlerle tartışma fırsatı buldum. Tekel işçilerini ve öğrenci harçlarının kaldırılmasını savunurken, tam da Marks'ın anlattığı biçimde finanskapitalin dünya ölçeğindeki hakimiyeti konusundaki bilgisizliklerine çok şaşırdım. Hele Küba'yı bir model olarak göstermelerine, doğrusu söyleyecek söz bulamadım. Mavi yakalı işçilerin yerini beyaz yakalı işçilerin alması; emeğe dayalı neredeyse hiçbir şey üretmeyen Batı sermayesinin dünya ölçeğindeki hakimiyeti hâlâ Türk solunun ilgi menzili içinde değil.

Birkaç yıl önce Baykal ile, sosyal demokrasinin en önemli kurucularından olan Bernstein üzerine bir sohbet imkânı bulmuştum. Bir siyaset sosyolojisi doçenti olan bu parti liderinin sol entelektüel birikimi beni etkilemişti. Bu birikimin CHP'de izinin olmaması ise şaşırtıcıydı. Aynı durum, marjinal sayılan sol için de geçerli. Marksizm Leninizm Enstitüsü gibi çalışan Mülkiye hâlâ ayakta. Ama bu entelektüel birikimin örgüt ve eylem alanında bir karşılığı yok. Sebep ne olabilir?

Sol'un hem sosyal demokrat kitle partisi olarak CHP'si hem de marjinal uzantıları acaba birileri tarafından rehin alınmış olabilir mi? Bu kaset olayına bir de bu gözle bakmayı denesek. Rehin alınan liderler ve örgütler, acaba Türk solunun başarısızlıklarla dolu yakın geçmişini açıklayabilir mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi