Tarhan Erdem

Tarhan Erdem

Nerede durduğumuzu bilmek!

Nerede durduğumuzu bilmek!

Olanlar, beş-altı aydır beklenenlerin bir kısmıdır...
Anlatacaklarım kutuplaşmanın sonucu, büyümesinin ve derinleşmesinin nedenidir. Kutuplaşmanın tarafları kendi içinde türdeş değildir; değişik nedenlerle o kutupta yer almaktadırlar.
Önce kutuplaşmayı ve onun adına yapılanları tanımlamaya çalışayım:
Kutuplaşma iktidar karşıtları ve iktidar yandaşlarına dönüşmüştür. Kutuplaşmanın dışındakiler, toplumun yüzde 20’sinden fazlası değil! Ben bu 20’nin içindeyim.
İktidar karşıtlarını ikiye ayırıyorum: Birincisi ilk günden itibaren, dinsel kuralların yaygınlaştırılacağı endişesiyle iktidar partisinden ve onun liderinden kuşku duyanlardır.
Bunlar, hükümetin başarısızlıkları veya yanlışlıklarının olduğundan büyük ve tehlikeli görülmesine, demokratik gelişmelerden ve parasal büyümeden halkın olumlu etkilenmemesine çalışmaktadırlar. Bu, kuşku duygusunun refleksidir.
İktidar karşıtlarının ikinci kesimini, bilerek veya bilmeden kurulu düzene bağlı olan ve son zamanlarda bazı çetelerin etkisinde kalarak iktidar karşısındaki kutba yerleşenlerdir. Etkisinde kaldıkları çeteleri, bilinen veya bilinmeyen bazı siyasal partilerin, sendikaların, meslek ve basın kuruluşlarının kollarıyla, yasa dışı örgütlerin mensupları oluşturur.
İşbirliği içinde çalışanların da bağımsız davrananların da bulunduğu çetelerin yaptıklarını tanımlamaya çalışayım:
Terör olaylarının, çıkış nedenleri, ögeleri, aktörleri farklılaşarak ve bütün yurda yayılarak durmayacağı kanısını yerleştirmek.
Terörü bugünkü politikalarla ve tabii yönetimle yenemeyeceğimiz görüşünü vererek, iktidara karşı olanlara yenilerini katmak, ruhsal çöküntü yaratmak!
Halkın bütünüyle silahlı çatışmaya gittiği görüntüsü verecek olaylar yaratmak; halk arasında ayrışımın son yıllarda başladığı, arttığı ve artacağı izlenimini vermek!
Tanımladıklarım ve benzerleri yeni başlamadı, yıllar öncesinden geliyorlar.
Son zamanlarda ‘Biz de istiyoruz anayasanın değişmesini, ama’ diye itiraz edenlerin bugün dediklerine bakmayın. Bugün de anayasa değişikliği karşıtı liderlerden birinin 2007 Nisan’ında söylediği şu cümle gazetelerde yayımlanmıştır: “Anayasamızın bir özü var, Anayasamızın ilkeleri var, Anayasamızın sahip çıktığı değerler var, bunlar da işleyecek. Anayasamızın özüyle mekanizması birlikte işleyecek.”
Bugün, Anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyeceklerini belirtenlerin çok önemli çoğunluğu, dini kuralların yönetime hâkim olacağı kuşkusunda olanlar ile çetelerin etkisinde olan iktidar karşıtlarıdır.
Kuşkuluların militanlaşması ve çetelerden etkilenenlerin artmasının nedeni, kurulu düzenin değişmesi ‘tehlikesidir’!
Kurulu düzenin değişmekte olduğunu ilk görenler önce kamu yönetimi reformuna karşı çıktılar. Yıllar içinde, AB yolunda ilerleme, devlet harcamalarına ve kararlarına kurallar getirilmesi, kişi özgürlüklerinin genişlemesi, Kürt açılımı başlığıyla, insan haklarının her yerde serbestçe konuşulmaya başlanması bazıları için kabul edilemezdi.
Gerçekte Almanya ve Fransa’daki Türk asıllı yurttaşlarımız için istediğimiz evrensel demokrasideki azınlık haklarının ‘asırlardır birlikte yaşadığımız’ Kürt yurttaşlarımız için de istenmesini, ‘Ne yapamadılar? Ne olamadılar?’ diyenlerin kabul etmesi zordu.
Kurulu düzen taraftarları ve dinsel kuralların uygulanmasından kuşkulular, yıllar içinde şartlandılar, kuşkularını bile unuttular; artık iktidarın her şeyine, ama inanılmaz ölçüde, her konuda, her yaptığına, her tavrına karşıdırlar.
Onlar maalesef neyi savunduklarını bilmez, omuzdaşlarını göremez haldedirler.
İnancım halkın yaptığının ve yapacağının doğru olacağıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarhan Erdem Arşivi