Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

Berlin'de puan şart

Berlin'de puan şart

Almanya'dan alınacak 1, Azerbaycan'dan alınacak 3 puan grup liderliği için ciddi avantaj sağlar. Ancak Azerbaycan ve Avusturya gibi takımlara puan vermemeliyiz

Milli Takımımız'ın gruptaki konumu açısından çok önemli iki maç. İki maçta dört puan, biri Almanya'dan olmak şartıyla, grup birinciliği için ciddi avantaj sağlar. Almanya'da kaybedip Azerbaycan'da kazanmak, bir avantaj değil. Havuz belli. Birkaç yıldır, bu oyuncular kullanılıyor. Takımlarında oynayıp oynamaması da dikkate alınmıyor. Bu Hiddink ve ekibinin suçu mu, yoksa Türkiye'de bu havuzun dışındaki oyuncuların yeterli olmamasının mı? Özellikle savunmanın göbeğinde ve santrforda, ligde oynayan oyuncuların çoğu yabancı. Hatta en çok gol atanlar da Niang, Baros, Bobo gibi oyuncular. Buca'nın iki forveti de yabancı mesela.Kadromuzda santrfor diyebileceğimiz Semih, Halil, Tuncay takımlarında çok fazla yer almıyorlar. Almanya son iki yılda oyun anlayışını değiştirdi.Savaşçı kimliğinden çıkıp daha ofansif kadrolar tercih ediyor Löw. Örneğin iki ön orta saha oyuncusu Khedira ve Schweinsteiger hücumu seven oyuncular. Sakatlıklara üzülürüm, ama Schweinsteiger'in olmaması bize büyük avantaj sağlar. Zaten önde iki kanat oyuncusu Podolski ve Müller direkt hücum kanat oyuncuları. Santrfor Klose ve arkasında oynayan Mesut da hiç savunma yapmayan oyuncular.

7 OYUNCUYLA HÜCUMU DÜŞÜNÜYORLAR
Özellikle savunmadan Lahm'ı çıkarıyorlar. Duran toplarda da stoperlerin ikisini birden... Oyun içi hücumunda yedi oyuncuyla hücumu düşünüyorlar. Bu, yıllardır alışılagelmiş bir Alman futbol kültürü değil aslında. Bizim de orijinimiz hücum takımı uzun yıllardır... Tabii hücum yaparken, savunma güvenliğimiz Almanya kadar iyi değil. Bu yüzden Berlin'deki maçın, bol pozisyonlu, hareketli bir maç olacağını söyleyebiliriz.
Avantajımız; Alman takımının alternatif oyuncularını ezbere sayamayız. Hatta yedekleri, şu an 11'in gerisinde olan oyuncular. Bizim stoper dışındaki bütün bölgelerde, her sistemi oynayabilecek yetenekli oyuncularımız var.
Örneğin orta sahada Aurelio fit olmamasına rağmen, maç temposunu artırdı. Emre formda. Soru işareti Hamit. Sakatlığından dolayı o da... Ama Hamit'in ilginç bir özelliği, takımında oynamaması milli takım performansını etkilemiyor. Özellikle oyunun 20. dakikasından sonra veya ikinci yarılarında etkili oynuyor Milli Takımımız'da.
Tabii Almanya maçının sonucu Azerbaycan'daki stratejiyi değiştirmemeli. Azerbaycan, Kazakistan ve Avusturya maçlarından 6'şar puan almak zorundayız.
Hatırlarsak; aramızda oynadığımız maçlarda Bosna Hersek'e sadece 1 puan vermemize rağmen diğer kayıplar nedeniyle play-off'a kalamamıştık. Yani Azerbeycan maçı, Almanya maçının sonucuna göre strateji belirlenecek bir maç değil.


Bundesliga'nın kopyası!
İlginç bir lig yaşıyoruz. Bundesliga'ya da benziyor açıkçası. Almanya'da Mainz doludizgin gidiyor. Hatta Fransa'da Rennes ve St. Etienne zirveyi paylaşıyor. Türkiye'de de ilk 3'te şu anda Bursa, Trabzon ve Kayseri var...
Almanya, Fransa ve Türkiye'de şampiyonluğun birinci adayları, çok yara aldılar. Bunda transfer politikaları mı, yoksa diğer takımların kuvvetlenmesi mi etkili, o da tartışılır.
Fenerbahçeli mutlu değil umutlu. Beşiktaşlı iki maç kaybetmesine rağmen mutlu ve umutlu. Galatasaraylı, iki yıldır mutsuz ve umutsuz. Bunun sebebi Galatasarayla ilgili, özellikle hücum oyuncularınn gerçek performanslarından yararlanamıyorlar. Forvet arkası olarak ciddi paralarla alınan üç oyuncudan hiç yararlanılmadı... (Lincoln, Elano, Misimovic) Bu arada gelip giden Santos-Jo-Pino gibi oyunculardan da verim alınamadı.

BAROS&ARDA KİLİT ROLDE

Baros'un ve Arda'nın sağlığı, oynarlarsa formu/formsuzluğu, Galatasaray'ın kaderini belirliyor. Onlar varsa ve formdaysa maç kazanıyorlar. Yoksa, her maçta zorlanıyorlar ve puan kaybına da uğruyorlar tabii...
Fenerbahçeli, Avrupa kupalarından elenmekten ve lige kötü başlamaktan dolayı mutsuz. Ama bir değişim içerisinde olduğu için ve en azından "Oh be sonunda iyi bir santrfor aldık" diyebildiği için umutlu.
Beşiktaş için 7 maçta 2 mağlubiyet az değildir. Ama kaybettikleri iki maçta da pozitif düşünce devam ediyor. Değişimi yavaş gitmiyor. Zor üreten takımdan kolay üreten bir takıma döndü. Ancak son Trabzon maçında Schuster, iki kulvarda da yarıştığı için sık yaptığı rotasyonu bu kez yanlış yaptı. Üç orta saha oyuncusunun yaşlarının toplamı 98...
Tabii ki bu oyuncular iyi oyuncular. Rotasyonu stoperde, en uçta ve kanatlarda yapıyor hoca. Ama Fenerbahçe maçıyla birlikte oynadığı bu üçlü orta saha yıprandı. Yıprandığını da gördük zaten. Guti, Quaresma ve Mehmet Aureilo gibi oyuncular, son 2 yılda çok maç oynamayan oyunculardı. O yüzden art arda ciddi sınavlara çıkmaları onları fiziksel anlamda etkiledi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rıdvan Dilmen Arşivi