Osman Tanburacı

Osman Tanburacı

Trabzon maçının sanal yorumu

Trabzon maçının sanal yorumu

Galatasaray'da Sağlık Kurulu Baroş ve Kewell'ın oynayabilir halde olduğunu söylüyor. Bundan sonra karar Hagi ve Tugay'ındır. Sakatların çokluğu hocaları eldeki mevcutlar etrafında dolandırırken Baroş ve Kewell'ın dönmesi teknik kadroyu daha çok düşünceye sevk ediyor. Altı yabancı şartı Galatasaray'ı ilk 11'i kurmakta zorluyor. İlk bakışta; Neill, Pino, Baroş, Misimoviç garanti isimler olarak gözüküyor. İnsua, Lorik Cana, Kewell ve Elano ise tercihe tabi oyuncular olarak ilk 11'i zorluyor.

Trabzon karşısına Galatasaray nasıl bir kadroyla çıkmalı?

Önce Trabzon'u bir inceleyelim;

Bordo mavililer yetenekten çok fizik güce dayalı futbol oynuyor. Colman, Selçuk ve Yattara dışında yaratıcı zeka pek yok. Yattara da (!?)...

Egemen, Giray veya Mustafa, Umut, Serkan, Burak, düz oyuncular. Alenzinho takımdan kopuk bireysel kimlik. Jaja golde en dikkat edilecek isim.

Trabzon rakibe bastıran ve hücum zenginliği bol bir takım görüntüsü veriyor, ancak geri dönüşleri az olduğu için rakipleri bunu iyi değerlendirirse açık düşüyor. Kanat atakları zayıf. Serkan çok çabalıyor, mükemmel de oynuyor ama onu tamamlayacak bir kanat oyuncusu yanında yok. Yattara ve Burak tek yönlü oyuncular. Savunmaları zayıf!

Solda Cale ve önündeki Alanzinho veya Engin de aynı tip oyuncular, kanatları işletmekte yetersizler. Trabzonluların maçın sonuna kadar oyuna asılması artı değerleridir.

İki takım birbirine benziyor

Galatasaray bundan pek farklı değil ama yetenek üstünlüğü var. Oyunu sahaya yayarken düşünce zenginliği taşıyorlar. Misimoviç, Baroş, Pino, Neill, Elano ve Kewell rakiplerine göre topla ve hızlı düşüncede daha iyiler.

Burada ortaya çıkan gerçek şudur;

Galatasaray rakiple vücut vücuda oynamaz da topu dolaştırırsa Trabzon karşısında üstünlük kurar. Trabzon'un bilhassa Serkan'ın boşalttığı sağ kanadı çabuk kontrataklarla iyi kullanırsa o bölgeden Misimoviç ile etkili olur. Keza sağ kanatta da Elano ile bunu çok iyi değerlendirebilir.

Ancak;

Galatasaray kanat ataklarıyla yüksek top kullanmamalı. Egemen ve Giray hava toplarına hakim oyuncular.

Buraya dikkat!

Galatasaray kanatlardan Misimoviç ve Elano ile yüklenirken bu oyuncuların topla içeri kaymaları rakibin savunma dengesini bozar. Pino kanatta değil mutlaka ortada Baroş'la ikili oynamalı. Bu ikili sıkça alan değiştirerek Misimoviç ve Elano'dan gelecek sürpriz paslarla ortadan Trabzon kalesine hareketlenmeli. Galatasaray'ın ataklarında bu oyun tarzı çok etkili olur ve Trabzon savunması çabuk oyunda açık verir.

Galatasaray için forvetteki ideal altılı;

Elano, Ayhan, Lorik Cana, Misimoviç, Pino ve Baroş olmalı.

Geriye sadece Neill kalır. O da altıncı yabancı olarak kadroyu tamamlar.

Bu şartlarda İnsua yedekte kalır. Kewell da öyle...

Başka bir varyasyon da; Kewell'ın sol kanatta olması ve Lorik'in yerine Mustafa Sarp'ın oynamasıdır. Hakan Balta'nın yokluğunda İnsua ve Kewell kanadı daha iyi kullanır ama o zaman da Elano ve Baroş'tan biri kenarda oturur.

İşte bu manzara Hagi ve Tugay'ı fevkalade zorlar.

Şenol Güneş'i alternatifi az

Trabzon açısından bakıldığında da; oyun Selçuk ve Colman'ın omuzlarına biner. Umut'un çok koşarak alan değiştirmesi ve Jaja ile Engin'e pozisyon yaratması Galatasaray'ın güven vermeyen savunmasını zorlar. Yattara oynar da gününde olursa ciddi tehlikedir. Trabzon'un uzaktan şutlarına da dikkat!

Sonuca tesir edecek iki oyuncu kalecilerdir. Trabzonlu Onur favorim.

Beraberlik bozulursa ibre önce Galatasaray'dan yana kayar.

Avni Aker Trabzon'un avantajıdır.


Almanya'daki gençlerimiz

Nalıncı keseri gibi hep kendimize yontuyoruz. Almanya'da yetişen gençlerimiz kapmak için çaba harcarken hep karşı tarafı suçluyoruz. Bir an için kendinizi onların yerine koyun.

Biz Alman çocuklarını burada yetiştirsek. En az altı yedi sene onlara emek versek de Almanlar hazıra konsa ne yaparsınız?

Bir daha Alman çocuklarını alt yapıya almam ve de yetiştirmem derseniz;

Ya Almanlar da bundan sonra madem öyle Türk çocuklarına alt yapı kapılarımız kapalıdır dese ne olur?

Hiç düşündünüz mü?


Medyanın Adnan Sezgin itirafı!

Geçen perşembe Gstv'de Adnan Sezgin açık oturumu yaptık. Oturumu da ben yönettim. Şifresiz olarak yayınlanan program üç buçuk saate yakın sürdü. İzlenme rekorları kırdı.

Hürriyet, Sabah ve Habertürk'ün kıymetli gazetecileri Adnan Sezgin'e sorulması gereken her türlü soruyu sordular cevabını da net bir şekilde aldılar. Gazeteciler tatmin oldu mu olmadı mı bilemem ama kamuoyu bütün gerçekleri öğrendi.

Dikkatimi çeken iki şey vardı;

1-Gazeteciler söze; bizim Adnan Sezgin'le hiçbir alıp veremediğimiz yoktur. Çünkü Sezgin hiç konuşmaz. Ancak üzerimizde korkunç bir baskı var. Haber kaynaklarımız bize Sezgin aleyhine haber uçurdukça duyumlarımızı yazıyoruz.

2-Gazeteciler oturum sonunda ise şunu itiraf ettiler; biz buraya Adnan Sezgin'i bitirmeye geldik. Çünkü onun hakkında bizi çok dolduranlar oldu.

Oturumu yönetirken söze hiç karışmamayı öngördüm. Kıymetli gazeteci arkadaşlarım zaten gerekeni yaptılar.

Teşekkürler arkadaşlar...


Aziz Başkan sen çok yaşa e mi!

Fenerbahçe'nin değerli başkanı yine gani gönlünden isteklerde bulunmuş.

Alt yapıdan üç sene içinde 10 futbolcu istemiş. Hayret!

Alt yapıdan oyuncu gelmesi için en az altı yedi sene gerekli. 12 yaşında aldığınız çocuğa 18 yaşına kadar emek vereceksiniz ki o çocuk bir şeyler öğrensin. Üç senede üst yapıya yetişecek çocuk varsa kilosu kaçtansa alalım hemen!

Muhterem başkan galiba ters söylemiş; on sende 3 oyuncu isterim diyecekken dili sürçmüş.

Ona da inanmak zor, zira Aziz Başkan Fenerbahçe'nin eski hocası Daum'dan da üç yıl üst üste şampiyonluk istemişti!

Keşke başka şey isteseymiş...


Voleybolcü bayanlar çok uzattılar

Voleybolcü bayanlar çok uzattılar

Dünya bayanlar Voleybol Şampiyonası'nda üç maçı da beşinci sete götüren Bayan Milli Voleybol takımımız sonunda pes etti. Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı, üçüncüde smaçlayamadı!

Neden?

Alışmadığımız tempoda üst üste maçlar yaptığımız için yorulduk desem asla değil! Üst üste üç kez beş set oynamak o kadar kolay değil. Kızlarımız güçlüler.

O zaman geriye kalan; ya kibirdir ya moralsizlik!

O da sosyolojik ve psikolojik bir sorun.

Yazık ama...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Tanburacı Arşivi